Fotoğrafın birleştirici gücü

A -
A +
Genç kız, Bursa'da bir tekstil firmasında imalat müdürlüğü yapıyordu.
1996 yılında kullandığı şirketin aracıyla köprüden uçtu. Boynu kırıldı. Altı ayı yoğun bakımda olmak üzere sekiz ay hastanede yattı.
Yatağa bağımlı hâle gelmişti. Hayata küstü. İki yıl hiç evden dışarı çıkmadı. Tedavisi için ailesi neyi var neyi yoksa sattı. Kazadan on yıl sonra kök hücre ameliyatı oldu. Sırt kasları gelişti. Yüzmeye başladı. Akülü tekerlekli sandalye kullanabilecek duruma geldi. Hayata tutunmaya karar verdi. Seyyar satıcılık yapmaya başladı.
2013 yılının ekim ayı idi. Hava yağmurluydu. Yolda ilerlerken ıslanıyordu. Bir genç yanına yanaştı. Çevreden temin ettiği şemsiyesini genç kıza tuttu.
O an bölgede bulunan Bursa İHA Muhabiri Zafer Peker'in beynine şimşekler çaktı.
Hemen makinesini çıkarıp deklanşöre bastı.
"Yağmur altında insanlık dersi" fotoğrafı, ülkenin gündemine oturdu.
Gazetemiz bu sıcak kareyi "iyilik hareketi" kampanyasına örnek gösterdi.
İHA, ertesi gün o kahramanı buldu.
Üniversite öğrencisi genç, "Bana değil, şemsiyeyi bize veren hanımefendiye teşekkür etmek lazım" diyerek tevazu örneği gösterdi.
O fotoğraf, hafızalardan hiç silinmedi.
Genç kız iki yıl sonra kendini siyasette buldu.
AK Parti'den milletvekili seçilip Meclis'in yolunu tuttu.
Genç mi? Akademiye girip komiser oldu.
Genç vekil, o centilmeni yanından hiç ayırmadı. Onu danışmanı ve koruması yaptı.
Bir fotoğrafın hayatlarını değiştirdiği Bennur Karaburun ile Komiser Samet Ateş, hayatlarını birleştirme kararı aldı. Dün sözleri kesildi.
Yakında evlenecekler.
"Türkiye'nin engel tanımayan çifti"ne sonsuz saadetler dileriz!
Fotoğrafın birleştirici gücü
 

Ercan Gürses ne yapsaydı?
 
Başarılı başkent gazetecilerinden Ercan Gürses, TGRT Haber'in Ankara Temsilcisi oldu. İyi oldu...
Birileri provokasyonlarla yabancılar üzerinden siyaset devşirmeye çalışırken hükûmet yetkililerinin ne söyleyeceği merak ediliyordu.
Gürses, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu konuk etti.
Bakan, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan'a ağır ifadelerle verdi veriştirdi. Açıklamalar gündemi belirledi.
Kimileri sözlerinden dolayı bakanı eleştirirken, bazıları da "Müdahale etmedi. Ümit Özdağ'a cevap hakkı tanımadı" diyerek Ercan Gürses'e yüklendi.
Oysa Soylu "O kişiyi yayına alırsanız, programı terk ederim" dedi. O kapıyı kapattı yani.
Herkesin kulak kesildiği önemli bir kişi konuşurken, hiçbir gazeteci ısrarcı olmaz.
Ercan Gürses'in yapacağı bir şey yoktu.
Programı iyi idare etti.
Cevap hakkına gelince...
TGRT Haber, programın peşinden Ümit Özdağ'ın videolu açıklamalarını bire bir yayınladı. Daha ne yapsın?
Fotoğrafın birleştirici gücü
 

"Tanrı misafiri!"
 
Köyün birine, bir yabancı gelmiş.
Ben demiş, Tanrı misafiriyim.
Ahali çok sevinmiş.
Misafir bereketiyle gelir demişler.
Yedi kat döşek sermişler.
Bir gün iki gün, üç gün... On gün olmuş.
Misafir, izzet-i ikramdan çok memnun kalmış.
Fakat köylü bıkmış.
Adama "git" de diyememişler.
Anlasın diye, döşeğin birini çekmişler altından. Adam oralı olmamış.
Ertesi gün ikincisini çekmişler, adam rahatını bozmamış.
Sonunda dayanamamışlar, "Madem Tanrı misafirisin..." diyerek tutup kolundan camiye atmışlar...
Latife bir yana bizim sığınmacı meselesi de biraz buna döndü.
Alttan çekilmedik döşek kalmadı!
O kadar insanı tutup savaş bitmeden Suriye'de ateşe terk edecek hâlimiz yok.
Dünyaya örnek insani duruşumuzun lekelenmesine engel olmak boynumuzun borcu...
Ama öte yandan şehrini, mahallesini, sokağını, parkını, okulunu, otobüsünü paylaşmak zorunda kalan insanların tepkisini de anlamak lazım.
Siyasetçinin taraftar, televizyoncunun reyting, habercinin 'tık' peşinde meseleyi ajite ettiği yerde maalesef konu etraflıca tartışılamıyor.
 

Sofia'nın annesi
 
Oyuncu Seray Sever, 48 yaşında ikiz annesi olmuş, bebeklerine Sofia ve Alya isimlerini koymuştu.
Benim de aralarında bulunduğum bazı köşe yazarları "Türk Müslüman isimlerinin suyu mu çıktı da Bulgar ismi koydunuz?" diye sormuştu.
Eleştirirken, Seray Sever'in gayrimüslim olabileceği ihtimalini düşünmüş "Öyleyse haksızlık yapmış olurum" diye endişelenmiştim.
Alev Gürsoy Cimin'in dün Posta'da Sever ile bir röportajı yayınlandı.
Meğer oyuncumuz defalarca umreye gitmiş!
"Sonsuz inançlıyım. Ailenin en dindarı benim. Paranın, imanın, merhametin kimde olduğunu bilemezsiniz" diyor.
Allah iman selameti versin, evlatlarını analı babalı büyütsün. Ama eleştiride aynı yerdeyim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.