Halime Gürbüz

Ramazan eğlence programları arasında iddialı bir çıkış yakalamak isteyen kanalın o günkü konuğu 'köyün delisi'ydi. Tüm sene kurusunu suluya karıştırarak yaşayan, ramazan geldiğinde gözyaşları içinde ezan, ilahi okuyup çıkışta yine cıvık çürük devam eden birtakım örnek sanatçılar gibi 'klâs' davranması, hiç olmadı 'açlık başımda duman, ilk iftar ilk heyecan' tadında tavırlarla eğlendirmesi bekleniyordu ki... Bizimki asabiydi...

Ramazanda çocuk olmak, yarı tok, ama tam mutlu olmaktır... "Tekne orucu" tutmaktır...

Mangal Partisine davetlisiniz! Milli mangal partisine. Bunca siyasi çekişme, referandum heyecanı, erken seçim şayiaları harlayıp gürlerken millet ise umursamaz mangalını yellerken dedim; ben de bir parti kurayım. Etraf mis gibi cızbız kokuyor. Türk halkının piknik ve mangal sevdası siyasi arenada da yer almalı, değil mi? İşte pırıl pırıl bir siyasi ve gastronomi oluşumu; Milli Mangal Partisi...

Uzaylılar, dünyadan gelen 'ağoloğo loğoğo' seslerinden tedirgin olmuşlardı! Uydu verileri sesin kaynağı olarak ne uçlu ne de bucaklı ama bol karpuz kabuklu Türkiye sahillerini işaret ediyordu.

B.U.O (Ben Uydurdum Oldu) İstatistik Enstitüsü verilerine göre insanların sadece yüzde kırkı 'mışıl mışıl' uyuyor. Ya geri kalanı? Bıdır Bıdır! Evet, konuşuyorlar, hem de uyurken...

Halay yeri inceleme ekipleri saniyesinde ordaydı. Bir düğünde ata sporumuz halay çekilirken, hızını alamayan halay ekibi önce pistten sonra da gözden kaybolmuştu!! Ağlaşan düğüncüler eşliğinde deliller toplandı.

Her yaz olduğu gibi bu yaz da Pembe Zamanlar Yüzme Kursumuz hizmetinizde. Aidat yok, ücret yok. Buyrun, yüzme hocamıza kulak verin efem; Suyu sadece bardakta görmüş olanlardan mısınız? Etrafa kum sıçratarak koşa koşa denize atlayıp, az bir şapırdatıp, yüzmeden geri çıkıp aynı hareketi tekrar mı yapıyorsunuz? Solungaçlarım olsaymış keşke diye hayıflanıyor musunuz? Durun! Yüzmeyi öğrenmek o kadar da zor değil...

"Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?" insanoğlunun aklını yüzyıllardır meşgul eden soru! En meşhur paradoks... En favori münazara konusu...

Memlekete döner dönmez 'deve bayıltan sıcaklarına' maruz kalınca, ayağımın tozuyla Prof. Dr. Ferah Serinlettin'e ulaştım. Yıllardır kutuplarda yaşayan ünlü hekimi; Eskimolara kuru buzdan jeton yapmayı öğretirken buldum. Dr. Serinlettin, "Sabahın 8'inde de cayır cayır yanılır mı yahu?" dedirten sıcaklara karşı piyasaya sunduğu son formülasyon ilaçları tanıttı.

Sen kaldırdın sen indir yarabbi... Uçak havalandığı andan tekerlekler yere değene kadar kalbi maksimum hızda atan, üstüne üstlük bindiği uçak türbülansa giren yolcunun duası...

Eskiden evlerin gelini mutfak tüpleriydi. Metalik gri ya da mavi olan özgün halleri, annelerin şirin, temiz imalathanelerine uymadığından, tüpler tülden, yünden kılıflarla bezenerek gelin gibi süslenirdi.

Geçen haftalarda yayınlanan bir araştırmaya göre; kadınlar yılda yedi bin dokuz yüz yirmi dakika dırdır yapıyormuş.

"Kadın olsun, kitap olsun: cildine aldanma, içindekilere bak." Cenap Şehabettin Kadın, kitap gibidir. İkisinde de iyisi büyüler...

Formülü: Bir mg hormon, bir çift göz süzme, azıcık ucundan gülümseme. Farmakolojik özellikler: Boş vakit doldurma eğilimlerinde etkilidir. Tüm boş vaktinizi âşık olduğunuz kişiyi düşünerek geçirebilirsiniz. Baharda, yaz aylarında, mesire ve eğlence mekanlarında ziyadesiyle etkilidir.

Tijen Pekhijyen, tizdi iyiydi, hoştu ama artık temizlikle kafayı bozmuştu! Tokalaşırken ameliyat eldiveni kullanıyor, eve gelen tüpü banyoda cifliyor, yurtdışındayken sokaktaki insanları "abdestsiz bunlar" diyerek çitilemeye kalkıyordu.

"Alo! Kedin elimizde... Evdeki bütün toz şekerleri çantaya koy. Hava kararınca nanelerin dibindeki tezek topağının arkasına bırak. İlaçlama servisine ya da annene haber verirsen kedin ölecek!.." Gurbet elde canıma yetti bu karıncalar. Bizim memleketin karıncaları, ekmeğinin peşinde minyon garibanlar.

Her Türk evladı, taksiye bindiğinde taksimetre ne yazmış merak eder. Para kum gibi olsa da meteliğe kurşun atsa da... Muhabbet edilir, cep telefonu karıştırılır, dışarıya bakılır ama insanın içini bir kurt kemirir. İlla o taksimetreye bakılacak!

Abuk Prens'in çok kötü, fena bir üvey annesi varmış. Kötü kraliçe, her gün aynaya bakıp; "Ayna ayna söyle bana, şu prens teşekkürü bir puanla kaçıracak mı?" dermiş.

Şimdi ben Amerika'dayım ya çok pis gözlem yapıyorum! Ebeveyn çocuk ilişkilerine bakıyorum, bizden oldukça farklı. En basitinden buralarda anneye babaya ismiyle hitap sıradan. Bizde baba babadır. Buba, peder denebilir, şımarık veletle babasının sevgili kızı kontenjanından yararlananlar 'babişko, babacık' kullanabilir.

Maraş dondurması alırken mağdur olan birçok okurdan telefon aldık. "Bııyyyrrrrin, maraş donduuumaa" eşliliğinde dondurmayı kapmak için müşterileri dakikalarca kıvrandıran bu şahısları öncelikle kınayalım, gerek yanındakilere gerekse kız arkadaşına rezil olanlara "geçmiş olsun" diyelim, bir hal çaresine bakmaya çalışalım...