İsmail Öz

Seçimler sonrasında ortaya çıkan tablo elbette yeni bir hükümet konusunda net bir adres gösteremedi.

Bugünlerde sayısını bile hatırlayamayacağımız koalisyon açıklaması geldi gelmeye de devam edecek.

Bu seçim, sırf AK Parti'nin meşruiyetini sorgulatmak adına daha önceki seçimlerde "Demokrasinin tek tecelli yeri sandık değildir" diyen inkârcıları da deşifre etti.

İnsanın tarih sayfalarıyla olan tanışıklığı arttıkça günceli yorumlama kuvveti de o nispette artıyor kanaatindeyim.

Bir insan en doğal tepkilerini ya çokken ya da yaşlandığında verir...

İnsan bazen hakikaten kendisine soruyor; "CHP gerçekten iktidar istiyor mu?" diye... Bana sorarsanız bu sorunun cevabı; "İktidar olmamak için elinden geleni yapıyor" olur. Kendimce çok ikna edici cevaplarım da var.

Seçimlere doğru hızla ilerlerken Meclisten sandalye kapmak için girişilen enteresan iş birlikleri var. Elbette demokrasilerde iş birlikleri doğaldır. Bu gerçeğin bilincinde olarak bir şeyleri görmek zorundayız.

Tevazu yapmak için değil hissedilen bir gerçeğin de ifadesiyle yani biraz tarihçi gibi yazmaya çalışacağım; tarih alanında doktora yapmama rağmen hâlâ tarihçi olmanın kolay olmadığına inandığım için. Gerçek tarihçilerden de özür dileyerek...

Şu siyaset kurumu bazen çok garip sonuçlar üretiyor. Hatırlarsak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "Çatı Aday" diye bir şeyle muhatap olduk. Kaybedince de "Artık bende söz bitti" demişti; tabii ki siyasete dair olanları kastediyordu.

Seçimlere yaklaşırken her gün yeni senaryolar ve spekülasyonlarla karşılaşıyoruz. Öyle zannediyorum ki, bilinen teamüller de değişmezse seçimler yaklaştıkça iktidarı yıpratmak adına akla hayale gelmedik ifşaatlar duyacağız.

Geçlerle birlikte çokça zaman geçiren, hatta Gençlik Tarihi, Gençlik Sosyolojisi üzerine çalışan biri olarak gençliğimizin dününe ve bugününe dair bir şeyler söylemek için önemli zamanlardan geçtiğimizi düşünüyorum.

Son günlerde Sayın Arınç'ın ifadeleri üzerinde AK Parti'ye karşı "Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes..." edalarıyla yaklaşanlar var.

Bir sözle ya da düşünceyle ilgili kanaat oluşturmadan önce zihnin takip etmesi gereken kademeler olması gerekir.

Son dönemlerde İsrail'e karşı Obama'nın tavrı ve AB ülkelerinden Filistin'i tanımayla ilgili gelen hamleler elbette "Neler oluyor?" dedirtti hepimize. Peki, bunun sebebi ne olabilir? Acaba bugüne kadar olmayan ne oldu da bu gelişmeler yaşanmaya başlandı?

Tarih aslında bir "eski-yeni" mücadelesidir. Yeni olanla kadim olanın mücadelesinde kazanan ise çoğu zaman yeni olmuştur.

Bugünlerde tartıştığımız en temel meselelerden biri İç Güvenlik Paketi.

Türkiye'de yaşanan yeni bir siyasal paradigmadan bahsedeceğim.

Birkaç gün önce Ankara'da bir hastanede KBB servisinde ameliyat olan oğlunu tuvalete götüren annesi onu arada boğarak öldürmüş.

Meclis'te temsil hakkı elde etmiş muhalefet partilerinin, kullandıkları dil açısından geldikleri nokta gerçek anlamda sorgulanması gereken, üzerinde kafa yorulması gereken bir durum arz ediyor.

Tarihî gerçekler çoğu zaman yeni durumların tanımlanmasında önemli işaretler verir.