M. Said Arvas

Berât Kandili gecesi de mübarek gecelerdendir. Peygamber efendimiz Berât Gecesine çok değer verir ve ibadet ederlerdi. Buyurdu ki: "Berât Kandili gecesini ihya ediniz, bir sonraki günü de oruçlu geçiriniz..."

Resul-i Ekrem efendimizin, Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya kadar gitmesine "İsra" denir. Mescid-i Aksa'dan semaya çıkmasına da "Mi'rac" adı verilir...

Receb ayının 27. gecesi, yani bu gece mübarek Mirâc Kandilidir. Resulullahın göklere çıkarıldığı, bilinmeyen yerlere götürüldüğü gecedir...

"Başkalarının kusurlarını araştırmak, çok büyük günahtır. Aynı zamanda içinde kul hakkı da vardır. Kıyamet günü sevâplarımızın elimizden alınmasına sebep olabilir..."

İnsanlar; hayvanlara mahsus sıfatlar, yırtıcı hayvanlara ait sıfatlar, meleklerin sıfatları ve şeytânların sıfatları olmak üzere dört sıfat üzerine yaratılmıştır...

Mü'minlerin gönülleri gibi gecelerini de aydınlatan kandillerin dört tanesi "Üç Aylar"ın içindedir. Bunların ilki bu gece idrâki ile şerefleneceğimiz receb ayının ilk cuma gecesi olan "Regâib Kandili" gecesidir...

Tâhâ sûresi 55. âyet-i kerimede meâlen şöyle buyurulmaktadır: "Sizi topraktan yarattık, tekrar toprağa döneceksiniz. İkinci bir defa daha sizi topraktan çıkaracağız."

İçinde yaşadığımız şu dünya keyif sürmek, rahat etmek yeri değildir. Nimetlerinde bile sade lezzet yoktur. Hem dişim olsun hem de ağrımasın dersek olmaz...

Biz insanların hayvanlardan bir üstünlüğümüz olmalıdır. Hayvanlarla müşterek olan lezzetlerden başka tat alacak bir şeyimiz yoksa, o zaman onlardan ne farkımız kalır?..

Vakit insanın sahip olduğu en değerli şeydir. En kıymetli mücevherden daha kıymetlidir. Kaybedilen mücevher tekrar alınabilir, fakat kaybedilen zaman bir daha ele geçmez...

İnsan, iki şeyden meydana gelmiştir. Biri ruh, diğeri ise cesettir. Bu ikisi beraber oldukça insan dünyadaki hayatına devam eder, bunlar ayrılınca artık yaşamak mümkün olmaz...

Şüphesiz suret hakikatin yerini tutamaz, onun yerini dolduramaz. Suretin hakikatle mücadele etmesi düşünülemez. Aralarında çarpışma olsa suret derhal yere serilir!..

Ellerinde, çok sayıda asker, kâfi miktarda teçhizat bulunmayan, aşiretlere mensup bedeviler, nasıl olup da bu kadar kısa zamanda, kendilerinden kat kat üstün olan Bizans ve İran ordularını yendiler!!..

Araplar, medeni dünyadan uzak yaşayan bir milletti. Ancak, böyle bir millet, cihan tarihinde müthiş bir vazifenin temsilcisi olmuştur...

Peygamber efendimizi tanımak, onu çok sevmek ve ona ümmet olmak mutlulukların en güzelidir. Onun ümmeti, ümmetlerin en hayırlısıdır...

Mümine yakışan "Havf ve Reca" ile yaşamaktır. Günâhı ne kadar çok olursa olsun Rabbinin mağfiretinden ümit kesmemek ve azabından da emin olmamaktır...

Bize tahsis edilen ömür, ister uzun olsun, ister kısa onu değerlendirmeliyiz, boşa harcamamalıyız. Ebedi hayatı kazanmanın gayreti içinde olmalıyız...

Hazret-i Ali, şehit olmadan önce çocuklarına nasihatlerde bulundu. Ancak bizler de bu nasihatlerden istifade etmeliyiz...

Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (İki büyük nimet vardır ki, insanlar onun kıymetini bilmiyorlar. Sıhhat ve boş vakit.) Bu nimetler elden çıkınca değerleri anlaşılır fakat iş işten geçmiş olur...

Ölümü hatırlayan büyük faydalar elde eder. Tövbesini geciktirmez. Ölümün ne zaman ve nerede geleceği bilinmez. Kanâatkâr olur, sıkıntılara sabreder, ibadetlerini usanmadan ve severek yapar!..