Meryem Aybike Sinan

​Yıllar öncesinden dimağıma tutunmuş bir Azeri türküsü vardı, nedense birden kendini hatırlatıverdi. Azerbaycan türkülerini zaten çok severim ama “ana” konulu türküleri, şiirleri, anasını kaybetmiş birisi olarak bambaşka severim.

​Ne kadar ayak uydurmaya çabalasak, ne kadar etrafımızı teknolojinin alet edevatlarıyla doldursak da içimizden yükselen kekremsi bir itiraz var…

​Çok konuşuyoruz! Gerekli, gereksiz durmadan konuşuyoruz! Sokakta, otobüste, iş yerinde, evde, telefonda durmadan soluk soluğa konuşuyoruz…

Giresun’da doktor-hasta tartışmasının faillerinden olan yaşlı amcanın ölümü derunumuzda tarifsiz bir keder bıraktı. Açıkçası günlerdir kendime gelebilmiş değilim ve gerçekten de çok kızgınım…

-Variyetimiz var lakin daralıyoruz ve daraldıkça darılıyoruz! Çok öfkeliyiz, bir kaşık suda boğuyoruz birbirimizi… Gönül nedir, hatır nedir bilen kalmadı doğrusu!

Birkaç gündür Gaziantep’teyim. Bir şehri gerçek anlamda şehir yapan kültür ve medeniyet unsurlarının ne olduğu sorusunun cevabını Gaziantep’in merkez ilçesi Şahinbey’de bulduğumu rahatlıkla söyleyebilirim.

Gündem öylesine kalabalık, zaman öylesine yoğun…

Size Emine Hanım'dan söz etmek istiyorum.

-Nasıl olayım annem, iyiliklerin kum zambağı, kötülüklerin ayrık otu gibi çoğaldığı bir zamanda nasıl olayım?

Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni hükûmet sisteminin ilk kabinesini önceki gün açıkladı. Şaşırdık mı evet, zira hâli vakti yerinde, kendi işinde zirve olmuş yeni ve başarılı bakanlarla tanıştık…

Yeni dönem, büyük Türk milletine hayırlı uğurlu olsun inşallah.

Üzgünüz, çok üzgünüz…

Çok soğuk bir kelime… İnsanda çok travmatik çağrışımları olan bir sözcük.

Siyaset yazmıyorum ancak 24 Haziran seçimleri sonrasında herkesin söyleyeceği, paylaşacağı birtakım görüşleri, tespitleri vardı ve herkes kendi zaviyesinden yazdı, söyledi. Bu yazı da benim zaviyemden bir tespit ve görüştür, dolayısıyla bazı müşahedelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum…

Büyük Selçuklu Devleti zamanında yaşamış, başvezir Nizamülmülk'ün kurduğu ünlü Nizamiye Medreselerinin baş müderrisi, bugünkü deyişle rektörü olan “Hüccet'ül İslam” lakaplı İmam Gazali'nin hayatı, bütün yönleriyle romanlaştı.

Hayat kısa, insan fâni…

Merhum Fethi Gemuhluoğlu, “İnsan gönülden ibarettir!” der.

Eskiler “Kem âlât ile kemâlât olmaz” demişlerdir. Yani kötü araçlarla amaca ulaşılmaz, olgunluğa erilmez; eksik, aksak araçlarla mükemmellik yakalanamaz...

Günlerdir bir “Kıraathane” tartışmasıdır gidiyor.

İnsanın haddini ve hududunu bilmesi ne güzeldir.