İŞTE VATANDAŞIN 3,5 AYLIK KAZANCI VE KAYBI... Enflasyon korumalı BORSA ve KONUT

A -
A +

Yılbaşında borsaya yatırım yapan ve konut alanlar, yüzde 21,3 olarak açıklanan 3 aylık TÜİK enflasyonu karşısında daha yüksek getiri elde etti.

Borsada Sabancı Holding, THY, TÜPRAŞ ve Yapı Kredi hisseleri ise yüzde 50 ve üzerinde primlenerek 'en çok kazandıranlar’ arasında yer aldı.

İlk çeyrek geride kaldı. İkinci çeyrekten de iki hafta geçti. Yılın henüz başlarında sayılmamıza rağmen, şöyle bir getirilere bakalım dedik. Malum, enflasyonist ortamdayız, herkes parasının değerini, alım gücünü koruma derdinde. Bu süreçte herkes bir tercih yaptı; dolar, altın, borsa, konut ve kripto paralar arasında... Riski sevmeyenler de Kur Korumalı Hesaplarda veya TL mevduatta bekledi. Ve ortaya şöyle bir tablo çıktı:

- Yılın ilk üç ayında enflasyon yüzde 21,37 olarak gerçekleşti. Enflasyon, kayıptır. Dolayısıyla ilk 3,5 ayda bu oranın altında getiri elde edenler, reel olarak kaybetmiş sayılırlar.

- 2022'nin ilk çeyreğinde "reel anlamda" kaybedenler kulübünde yer alanlar; aynı zamanda geçen yıl en çok getiriyi de elde edenler oldu. 1 Ocak itibarıyla dolar, altın ve Bitcoin'den yana tercihini kullananlar ve hâlâ bu pozisyonunu koruyanlar, tablomuzdan da görüldüğü üzere enflasyon karşısında negatif reel getiri elde etmiş durumdalar.

İŞTE VATANDAŞIN 3,5 AYLIK KAZANCI VE KAYBI... Enflasyon korumalı BORSA ve KONUT

DOLAR VE ALTINDA DURUM

- Bu süreçte dolar, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankasının "tedbirleriyle" ve "çabalarıyla" belli bir bant aralığında tutulmaya çalışılıyor. Buna rağmen (artan emtia fiyatlarının, ham madde tedarik edememe endişesinin ve küresel enflasyonist baskının da etkisiyle) ithalatın yükselmesi, dolar ihtiyacını da artırıyor. Bütün bunlara artık bağıra bağıra gelen FED'in agresif faiz artırım süreci de eklenince, dolarla ilgili beklentiler de yılın geri kalanında "yukarı yönlü" revize edilmiş durumda... Son dönemde dolarda özellikle 14,50 TL'nin üzerinde bir tutunma gayreti görülüyor.  

- Bugün itibarıyla doların belli bir bantta kalması, gram altın fiyatlarını da "durağan" hâle getiriyor. Ancak ilk çeyrekte "ons" tarafında yaşanan yükseliş, gram altını, dolara karşı "daha kazançlı" hâle getirdi. FED'in faiz artışı 'ons'u frenlese de, bütün dünyada hâkim olan "negatif reel faiz" ortamı sebebiyle küresel çapta altına talep oluyor. Son dönemde 'ons'ta 1.920 dolar, 'gram'da ise 900 TL'nin üzerinde kalma çabası dikkat çekiyor.

EN SAVUNMASIZ 'MEVDUAT'

- Kur Korumalı Hesaplara da 1 Ocak tarihinden itibaren dâhil olanlar, dolardaki getirinin üzerine çıkamayarak, enflasyon karşısındaki maçı mağlup götürüyorlar.

- TL mevduatta bekleyenler, aynı zamanda "en çok hırpalananlar" arasında yer aldı. 3 aylık enflasyon ve mevduat getirisi arasındaki makas, oldukça açılmış durumda... Türkiye, 2000'li yıllarda hiç duymadığı kadar "TL'de beklemek intihardır" gibi sözler duymaya başladı, son birkaç ayda... Her alanda yerli ve millî ataklar yaparken, yerli ve millî paranın da itibarını korumamız gerekiyordu. Dünyada "en fazla değer kaydeden" para birimleri arasında yer alıyoruz maalesef... Bu konuya başka yazılarda değiniriz.

- Kripto paraların en popüleri olan Bitcoin ise, yılın ilk 105 gününde, nominal olarak bile negatife düşmüş görünüyor.

İŞTE VATANDAŞIN 3,5 AYLIK KAZANCI VE KAYBI... Enflasyon korumalı BORSA ve KONUT

VARSA YOKSA BORSA!..

Gelelim sevindirenlere...

- Borsa İstanbul... Âdeta yıldızı parlıyor. Endeks bazında 1 Ocak'tan itibaren gerçekleştirdiği yüzde 34 getiri ile enflasyona da yaklaşık 13 sayı fark atarak "en çok kazandıran" yatırım enstrümanı oldu.

- BİST30'da yer alan bazı hisse senetleri ise yüzde 50 ve üzerinde getiri sağlayarak, yatırımcısını "ekstra" sevindirdi. Sabancı Holding, Türk Hava Yolları, TÜPRAŞ ve Yapı Kredi hisseleri, en çok kazandıran "BİST30" hisseleri arasında...

- Bazı hisse senetlerinin getirilerinin ise yüzde 21,37 olan üç aylık enflasyonun altında kaldığı görüldü. Burada hisse seçiminin önemi bir defa daha ortaya çıktı. Bu süreçte borsada özellikle ulaştırma, havacılık, holding, bankacılık, petrokimya ve sınai sektör hisselerinin "önden koştuğu" görüldü.

KONUT, ASLINDA İHTİYAÇ

- Özellikle son 10 yılda yatırım aracı olarak görülen konutu da değerlendirme listesine aldık. Endeksa verilerine göre; yılın ilk üç ayında bir metrekare konutun Türkiye ortalama metrekare fiyatı, 5.887 TL'den 7.395 TL'ye yükselmiş. Muhakkak il, ilçe bazında ve proje, lokasyon özelinde farklılıklar vardır. Ancak ortalamalara göre bakıldığında, konut fiyatlarında da ilk çeyrekte yaklaşık yüzde 25 primlenme söz konusu... Yani enflasyonun da üzerinde... Konutla ilgili iki noktaya değinip bitireceğim;

1- Son bir yılda maliyetler yüzde 100'e yakın artmış olabilir. Ancak son dönemde belli lokasyonlarda ve projelerde, bir metrekare için telaffuz edilen 50 bin TL'ler kadar da artmamıştır herhâlde! Konut, insanoğlunun gıda ile birlikte en temel iki ihtiyacından biri... Bu sebeple "fiyatların speküle edilmemesi" gereken bir alan olarak kalmalı. 

2- Konutta üretim patlamasının yaşandığı son 10 yılda, resmî verilere göre "kiracı" oranı yüzde 21'den yüzde 26'nın üzerine çıkmış. "Alt gelir" grubunda ev sahipliği oranı yüzde 60 sınırından yüzde 52'lere kadar düşmüş. 'Yatırımcı' birkaç ev alırken, 'yatmak' için ev alabilen azalıyor!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.