Osman Ünlü

İki Müslüman karşılaşınca, birisinin “Selamün aleyküm” demesi sünnettir.

Günah işleyenlerin iniltileri, Allahü teâlâya, tesbih çekenlerin övünmesinden iyi gelir.

Tevazunun aşırı miktarına tezellül, bayağılık, kendini aşağı tutmak denir.

Âyât-i hırzı sabah namazı ve ikindi namazlarından sonra, yedi gün birer kere okumalı...

Canlı hayvanın etini tartı ile satmak ve koyunun üstündeki yünü satmak batıldır.

Rızık hiç değişmez, azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez.

İhtiyaçlarını temin etmek için sokağa çıkamayan hastaya "Ölüm hastası" denir.

Şehvet ve gadab, avcının köpeği ve süvarinin atı gibidirler. Bu ikisi olmadıkça, ahiret nimetleri avlanamaz.

Bidat itikadı, yanlış, sapık inanmaktır. İmanın bozuk ve sapık olmasıdır.

Bir kimsenin düşmanlarının kendisine karşı kullandıkları kelimeler, insana ayıplarını tanıtmaya yarar.

Zalime de beddua etmemek, sabretmek ve hatta, affetmek daha iyidir.

Vücudumuzun normalde bir statik elektrik dengesi vardır. Bu denge bazı hâllerle bozulur.

Her semavi dinde olduğu gibi, İslâm bilgileri de "din bilgileri" ve "fen bilgileri" diye ikiye ayrılmıştır.

Nazarı değen kimse, hatta herkes, beğendiği bir şeyi görünce "Mâşâallah" demelidir.

"Müslüman sihir yapamaz. Allah saklasın imanı gittikten sonra, sihri tesir eder."

Resûlullah efendimiz "Ya Ebâ Bekir! Ciğer kebabını yalnız yermişsin; reva mıdır?" diye sordu.

Abdest ve gusül, beden sağlığımız için pek çok faydalar hasıl etmektedir.

"Kirlenince, çabuk gusül abdesti alın! Çünkü kirâmen kâtibîn melekleri, cünüp gezen kimseden incinir."

Teyemmüm zarar verirse, namazı kazaya bırakır. Müsavi, eşit miktarda iseler, teyemmüm etmemelidir.

Din âlimi bulunmazsa, İslâmiyet, din cahillerinin elinde oyuncak olur!