Osman Ünlü

Zalimlere, fasıklara ödünç verilmez. Gerçekten ihtiyacı olana ödünç verilir.

İbadette bir bidati yapmak, bir sünneti terk etmekten daha fenadır, kötüdür.

İslamiyetin dışında olan şeylerde yapılan değişiklikler bidat olmaz.

İnanmak ve inanmamak, muhabbet yani sevgi ve düşmanlık kalbde yani gönülde olur.

Elhan ederek, yani mûsiki perdelerine uyarak okuyan kimse, ezan okumaya ehil değildir!

Kamet, ezandan daha efdaldir. Ezan ve kamet, kıbleye karşı okunur.

Vesile, sebep, ibadetleri yapmaktır. Fakat, sahih, doğru, halis olan ibadetler, vesile olur.

Cemaatle namaz kılarken, imama uymanın doğru olması için, on şart vardır.

Kalbe ait bilgileri, yani ahlak ilmini öğrenmek, her Müslüman erkek ve kadına farz-ı ayındır. 

Her şeyi yaratan, terbiye eden, yetiştiren, her iyiliği yaptıran, gönderen hep Allahü teâlâdır.

Son senelerde Osmanlı devletini ele geçiren sözde aydınlar, dinimizin emirlerinin tam tersini yaptılar.

Kumar oynatmak, yarışmak değil, tahminde yanılıp yanılmamak demektir.

Ticaret için yani satılık olmayan evlerin ve evde kullanılan eşyanın zekâtı verilmez. 

"Salih ve facir arkasında namaz kılınız!" hadis-i şerifi, cami imamları için değil, Cuma kıldıran emîrler içindir.

Kötü, fasık olan birisi ile arkadaş olmanın sonu felaket olur. Kötü insan, İslamiyeti beğenmeyen kimse demektir.

Bu dünyada herkes yolcudur, geldik gidiyoruz. Yolcuların el ele vermeleri lazımdır. 

"İman artmaz ve azalmaz! Çünkü iman, kalbin tasdik etmesi, kabul etmesi, inanması demektir."

Resulullah Efendimiz, erkeklere altın yüzüğü yasak ederken, sebebini de bildirmiştir.

Kur'ân'dan olup da çıkarılmış veyahut Kur'ân'dan olmayıp da sonradan katılmış tek bir kelime yoktur.

İmam, namaza başlamak için, tekbir getirmeli, cemaate duyurmayı düşünmemelidir.