Prof. Dr. Ramazan Ayvallı

Ehl-i Sünnet âlimlerinin, kitaplarında bildirdikleri bu ve bunlara bağlı itikâd esâslarına uygun îmân edenler, “Ehl-i Sünnet Müslümân”dır...

​Eshâb-ı kirâmın hepsi cennetliktir. [Bazı bozuk fırkalar, “Beşi hâriç sahâbenin tamâmı kâfirdir” derler. Hâlbuki Kur’ânda, tamâmı cennetlik deniyor.]

Allahü teâlâyı müminler Cennette, cihetsiz olarak ve karşısında bulunmayarak ve nasıl olduğu anlaşılmayarak ve ihâtasız, yâni şekli olmayarak göreceklerdir.

​Allahü teâlâ kadîm olan (başlangıcı olmayan) zâtı ile vardır. O’ndan başka her şeyi, O yaratmıştır. Birdir. İbâdete hakkı olan da yalnız O’dur.

Eshâb-ı kirâmın, Peygamber Efendimizden naklen bildirdiklerini kabul edip onlar gibi inananlara “Ehl-i sünnet ve’l-cemâat fırkası” denir.

​İslâm âlimleri; bir toplum ne kadar bozulursa bozulsun, içinde hak üzere olan bir tâife dâimâ bulunacaktır, buyurmaktadırlar.

“Ümmetimden hak üzere bir tâife, düşmânlara gâlip olarak cihâd ederler. Sonuncu tâife, Deccâl ile savaşır.”

​Kişi kendisi için istediğini, Müslümân kardeşi için de istemeli, kendisi için istemediği şeyi, dîn kardeşi için de istememeli...

"Îmân altmış küsûr veya yetmiş küsûr bâbdır. Ednâsı yoldan ezâ veren şeyi izâle etmek, en yükseği 'Lâ ilâhe illallah' demektir..."

"Îmân yetmiş küsûrdur. Efdali (Lâ ilâhe illallah) demek, ednâsı yoldan kemiği uzaklaştırmaktır. Hayâ, îmândan bir şu'bedir."

"Şurûhu'l-Buhârî"deki hadîste, îmânın şu'beleri sayısı üzerinde durulmuş, 60 küsûr ve 70 küsûr sayıları ele alınmıştır.

"Îmânın şu'belerinden bahseden hadîs-i şerîf 6 kitaptan beşinde yer almakta, fakat adı geçen kitaplarda, bazı lafız farkları bulunmaktadır."

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Îmân altmış bu kadar [60 küsûr] şubedir. Hayâ da îmânın bir şubesidir"

Kıymetli hadîs-i şerîf kitapları yazmış olan âlimler pek çoktur. Bunların hepsini burada zikretmek mümkün değildir...

Meşhûr hadîs âlimlerinden İbnü's-Salâh hazretleri buyurdu ki: "Hadîs ilmi, dünyâ ilmi değil, âhıret ilmidir."

Hadis-i şerîfte buyuruldu ki: “Nâmûsunu koruyup iffetli ol ki; insanlar yanında rezîl olmayasın.”

Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “İnsanların hayırlısı (en iyisi), insanlara faydalı olandır. Sen de insanlara faydalı ol.”

İmâm-ı Bûsırî hazretleri, ömrünün sonuna doğru felç hastalığına tutulup bedeninin yarısı hareketsiz kalmıştı. Ve bir gün...

Doğru yazılmış din kitaplarını, yani Ehl-i sünnet âlimlerinin eserlerini başkalarına vermek, hidâyete sebep olmak gibi sevaptır.

Cömert olan veya insanlara iyilik eden yahut başka iyi bir meziyeti olan kâfir, Allah’ın lütfuyla Müslümân olabilir...