Prof. Dr. Ramazan Ayvallı

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Allahü teâlâ bir kulunu nimetlendirirse, o nimetinin eserini, kulunun üzerinde görmek ister.”

Toplumun sağlığı da, kişinin sağlığı kadar önemlidir. Sağlığı korumak ve seviyesini yükseltmek devletin baş görevi olmalıdır.

“Yâ Rabbî! Senden, sıhhat, âfiyet, emânete hıyânet etmemek, güzel ahlâk ve kadere râzı olmak istiyorum..."

Allahü teâlâ Sebe sûresinde şöyle buyurmaktadır: “Biz, seni, bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik”

Hadîs-i şerîfte meâlen buyuruldu ki: “Her Peygamber, yalnız kendi kavmine geldi; ben ise, bütün insanlara gönderildim.”

Bir hadîs-i kudsîde buyuruldu ki: “Ben anıldıkça, habîbim sen de benimle birlikte anılmak suretiyle şânını yükselttim.”

Resûlullahı sevmek, Müslümânlara farz-ı ayndır. Cehennem’den kurtulmak, yalnız Muhammed aleyhisselâma tâbi olanlara mahsustur.

Resûlullah Efendimiz, insanların olduğu gibi, cinnîlerin de Peygamberidir. Kur’ân-ı kerimde “Âlemlere uyarıcı olması için...” buyuruluyor.

Peygamber Efendimizi, ancak Ebû Cehil gibi câhil, ilim ve edepten mahrûm, nasîpsiz, bozuk kişiler kötülemektedirler. Tabîî ki bu, bir nasip işidir.

Allahü teâlâ, bir insanda bulunabilecek, bütün iyilikleri, bütün üstünlükleri, bütün güzellikleri, Muhammed aleyhisselâmda toplamıştır.

Muhammed aleyhisselâm, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların her bakımdan en üstünü, en fazîletlisidir.

Mutasavvıflar, insanlara; her şeyin Allah rızâsı için yapılması gerektiğini anlattılar. Onların yüksek karakterli olmalarına yardımcı oldular.

Eski tarîkatler, Peygamber Efendimizin, Hulefâ-i râşidînin, Sahâbe-i kiramın, Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiînin yoluna uygun idi...

“Kabir azâbı rüyâ gibi değildir. Kabir azâbı, azâbın görüntüsü değildir, azâbın kendisidir, âhiret azaplarındandır..."

Peygamber Efendimiz, kabir azâbı ile ilgili hadîs-i şerîflerinde, hiçbir tereddüde mahal vermeyecek tarzda, çok net ifâdeler kullanmıştır...

​Hemen hemen her hadîs kitâbında bildirilen kabir azâbını inkâr eden; bütün hadîs kitaplarını inkâr etmiş olur.

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Mümin, kabrinde yemyeşil bir bahçe içindedir. Ayın ondördü gibi aydınlatılır..."

Peygamber Efendimizin isimlerinden: Abdullah; Allah’ın kulu. Ahmed; En çok övülmüş, sevilmiş. Muhammed; Yerde ve gökte çok övülen.

Resûlullah’ın hâs isimlerinin yanı sıra diğer bazı isimleri de vardır. Kur’ân-ı kerîmde, Muhammed ismi 4 defa, Ahmed ismi ise 1 defa geçer.

Allahü teâlânın isimleri sonsuzdur. Binbir ismi var diye meşhûrdur. Yani, isimlerinden binbir tanesini insanlara bildirmiştir.