İSTANBUL’DA BAŞKAN OLMAK

A -
A +

Ord. Prof. Dr. ve süsleme sanatları ve nakış üstadı Süheyl Ünver, kendini ahirete yakın hissettiği günlerde Huzur romanıyla Beş Şehir’in yazarı ve akademisyen Ahmed Hamdi Tanpınar’a “bundan böyle İstanbul sana emanet!” der.
TOKİ, yaptıkları ve yapmadıklarıyla değişik kantarlarda tartılabilir. Lakin, adı geçen kurumun iki eseri var ki onlardan tam not almaya layıktır. Bundan dolayıdır ki bu eserlerin naşiri Mehmet Ergün Turan’ın Fatih’e başkan adayı tensibinden dolayı, çok senelerdir ihmal içinde olan bu mübarek belde namına ümidliyiz.
Bu başkan döneminde TOKİ, hayli hacimli iki resim albümü neşretti. Onlardan birinin ismi “Hoca Ali Rıza”, diğeri de “Ahmet Yakupoğlu”dur. Süheyl Hoca’nın Tanpınar’a söylediği o sözlü mirası Kütahya’nın medarı iftiharı Ahmet Yakupoğlu’na dair olan albümde okuduk. Zikrettiğimiz sözden öyle seziliyor ki bir önceki nesilden de bir İstanbul sevdalısı da şehri Süheyl Ünver’e emanet etmiştir. O şahıs kim olabilir? Kendi Türkçesiyle cevap vermek gerekirse “gaaliba” Yahya Kemal.
Süheyl Ünver’le Ahmed Hamdi Tanpınar, arasında geçen o konuşmaya bakınca mevzua muttali olmayanlar, sanır ki bu mirası bırakan zat sanki bütün İstanbul’un tapusuna maliktir. Hâlbuki değildir, biri babadan kalma diğeri de sonradan kazanılma iki konaktan öte emlaki yoktur. Bildiğimiz bu. Bir diğer bildiğimiz ise Yahya Kemal Beyatlı’nın o kadar bile emlakinin olmadığıdır. Zaten sefirlik ve vekillikten sonraki ömrünü de daimi surette kaldığı Gümüşsuyu’ndaki Park Otel’de tamamlamıştır. Bizim bildiğimiz kadarıyla bu şöhretli Müslüman Türk’ün dünyalığı yoktur. Zaten Üsküp muhaciridir. Şiir ve nesirleri de ancak vefatından sonra kitaplaştırılmış ve onları dahi dünya gözüyle görememiştir.
İşte bu zat, öyle bir İslam, öyle bir Osmanlı, öyle bir Türk ve öyle bir İstanbul sevdalısıdır ki o aşkı kelimelerle anlatmak zordur. Bunları eserlerinde kendisinden dinlemek, o benzersiz hazzı ve zevki yaşamak gerekir. Bu büyük şair ve mütefekkirin “Türk Müslümanlığı” dediği, bu vatanın her karış toprağına sinmiş olan Ehl-i Sünnet Müslümanlığımızdır.
Unutmamalı ki Yahya Kemal Beyatlı, “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” adlı abidevi şiirinden ibaret değildir. O’nun nesirleri, hele Aziz İstanbul, âdeta şiir külliyatının şerhidir. Daha 30’lu yaşlarına basmadan evvel, muhtelif mecmua ve gazetelerde kaleme aldığı yazılar, Türk milleti için muhteşem bir ilim, irfan, Türkçe, hassasiyet ve üslub mirasıdır.
İstanbul’un fethini, Surları, Eyüb Sultan’ı, Ak Şemseddin’i, Boğazkesen Hisarı’nı, Güzelce Hisar’ı, Boğaziçi’ni, Topkapı Sarayı’nı, Emanet-i Mukaddese’yi, Ayasofya’yı, Sultanahmed’i, Süleymaniye’yi, Fatih’i, Üsküdar’ı, Göksu’yu, Kanlıca’yı, Murad-ı Hüdavendigar’ı, Fatih Sultan Mehmed Han’ı, Zağanos Paşa’yı, Yavuz Sultan Selim Han’ı, Kanuni Sultan Süleyman’ı, bir mezar taşını, bir serviyi ve İstanbul’u İstanbul yapan her şeyi dünü, mevcudu ve istikbaliyle bir kere ve bin kere, bir de “Nakiye Hanım’ın ciğerparesi Yahya Kemal” adlı büyük İstanbul tutkunundan dinlemek ne tadına doyulmaz bir lezzettir! Ancak şu da devrin çok acı ve ağır bir hakikatidir ki Mehmed Akif Ersoy gibi o da Sultan Abdülhamid Han’ı anlayamamış ve bu gafletinden dolayı da Hakan Halifeye karşı bayağı haksızlık yapabilmiştir. Mezkûr dâhi Padişah aleyhine olan satırlarını okuyunca namına hayıflanmamak mümkün değil.
İstanbul’da 31 Mart 2019 Belediye Seçimlerinde İBB ile birlikte 39 kaza için değişik parti ittifaklardan 100 kadar başkan adayının rekabeti başlamış bulunuyor. Bu adaylara desek ki:
-Yahya Kemal’i okumadan İstanbul da bilinmez, İstanbullu da olunmaz. Üstadın İstanbul’a dair; bu şehrin ruhuna, manasına, tarihine, maddesine, şehircilik şartına kadar yazdığı yazıları Osmanlı Türkçesiyle çıkan Tevhid-i Efkâr, Payitaht ve İnci gibi gazete ve mecmualarda bulup okumalı, hatmetmeli ve hazmetmelisiniz.
Bunu bizden işitecek namzetler, herhâlde geçmiş uzun zaman ve harf inkılabından ötürü belli etmeseler de bir karamsarlığa düşerler. Temini kolay olmayabilir. Hâlbuki o yazılar, el altında. Edebiyat tarihçisi Nihad Sami Banarlı merhum İstanbul’a dair makalelerini “Aziz İstanbul” adıyla bir eserde toplamış bulunuyor. Araştırmak için hiç zahmete gerek yok. O muhteşem yazılar, bu müstesna kitapta mevcuttur. Şuna emin olmalı ki Yahya Kemal’in İstanbul için vefatına kadar yazdıklarını, İstanbul’a dair tefekkürlerini okumadan, yaşamadan, idrak etmeden, o heyecanı duymadan İstanbul’a da, İstanbul’un kazalarına da layıkıyla başkan; daha doğru söyleyişle hizmetkâr olunamaz.
Bugün ortada dolaşan trafik, park, yüksek bina... gibi harcı âlem, beylik laflardır. Bunlardan kurtulmak, esasa dönmek, Aziz İstanbul’daki aziz aşkla pişmekle mümkündür.
Her İstanbul adayına tavsiyemizdir:
Yahya Kemal’in büyük eseri Aziz İstanbul’u okuyup kalbinize nakşediniz.
Onu okuyunca İstanbul’u daha evvel hakkıyla bilmediğinizi bile itiraf edebilirsiniz.
Şehir, maddeden öte ruhtur.
İstanbul’un ruhunu hissedenler İstanbulludur.
Arsaya tapuyla, şehre gönülle sahip çıkılır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.