Rahim Er

Ambulansa alındığında "çizmelerim, sedyeyi kirletmesin" diyen Somalı işçi kardeşimiz Murat Yalçın, boynu vurulurken "yerdeki halıyı kaldırın devlet malı kanımla kirlenmesin!" diyen sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın yüksek ahlâkından nasiplenmiş numune bir torundur...

Soma maden ocağındaki patlama kaza mı, memleketi kargaşaya sürüklemek için yapılmış bir sabotaj mı?

Zayıf hafızalı olma; şahsına karşı işlenen suçu affet ama varlık hikmetine karşı işlenen cinayetlerin takipçisi ol.

Kürsüye geçen her makam beklentisindeki kişi, ülkenin Başbakan ve Cumhurbaşkanına hakaret edebilirse bunun sonu kötü olurdu. Mühim olan cübbe giymek değil, onun içini doldurmaktır.

"Yanlış hesap, Bağdat'tan döner" sözü boşuna söylenmemiş...

Çocukların mânen ve bedenen sağlıklı büyümeleri yarınlarımızın teminatıdır. Onlara karşı işlenen suçların birden artmasına şüpheyle bakıyoruz.

Fatih gibi bir koca hünkâr bile yargılanmıştır. Mahkeme huzuruna çıkmak, suçlu olmak demek değildir. Hakkında hüküm olmadan hiç kimse ne aktır ne de kara. Bu itibarla yargısız infaz da ayrıca suçtur.

İstanbul Üniversitesi'nin kapısı üstündeki Sultan Aziz'in cânım tuğrasını mermer zındanından gün ışığına çıkartan eller, dert görmesin. Sırada sahte evrakla ibadetsizliğe mahkûm edilen Ayasofya Camiî'nin ezana, namaza ve cemaate kavuşturulması var...

İşçilere insanca yaşama hakkı, Tek Parti diktasında ve sol hükümetler döneminde değil, muhafazakâr iktidarlarda verildi.

İçinde bulunduğumuz müstesna üç aylara rağmen Mısır müftüsü, cuntanın iradesi doğrultusunda idamların yapılmasına fetva verirse; dini aylar -müftülük makamı- ve idam çelişkisinden dolayı unutulmaz bir cinayet olur.

Özür dilemek fazilettir, dileyeni küçültmez; kısmen bile olsa kayıplarını tekrar kazandırabilir.

İnsan tekâmül eder; fakat mâzisini inkâr edercesine kendisi olmaktan çıkamaz.

Sn. Başbakanın 1915 Ermeni Tehciriyle alâkalı açıklamasına dair yapılan TV oturumunda CHP'li vekil, ortaya bir görüş koyamama aczini Yavuz Sultan Selim Han ile ulemadan Mehmed Ebusuud Efendi ve Ahmed İbni Kemal Paşa'ya saldırarak telafi etme yoluna gitti.

Ekranda Atatürk fotoğrafı eklenmiş bayraklı yayın, bazı 28 Şubat güdümlü TV'lerin o dönemde başlattığı Bayrak Kanunu'na da aykırı bir uygulamadır. RTÜK'ün müdahale etmesi icap eden bu samimiyetsizlik, dün birkaç TV dışında yine tekrarlandı.

Değişim cümlesinden olarak 'dar bölge sistemi' konuşulurken Türkiye Milletvekilliğini de tekrar masaya taşıyıp üzerinde durmamız lazım. Türkiye Milletvekilliği Meclise çok yönlü değer katar.

Sn. Erdoğan liderliğindeki iktidarda devlet, bir asır sonra vatandaşıyla barışmaktadır.

Sevgili Peygamberimizin doğum/Mevlid günü olan rebi'ul evvel ayının onikisini millî bayram yapmak, bir iktidar için şereflerin en büyüğüdür. Böylece o bayram, hayatımızda her mevsim açan bir gül olur.

Millet, yargıya dair şüpheler içindedir. Adaletin mülke yani devlete temel olması, duvar sloganıyla değil, vicdanlarda karşılığını bulmasıyla mümkündür.

1 Mayısa öteden beri bir zehirli mantık musallattır. Artık onu aşmak, ideolojik gerilikten kurtulmak gerekir...

Pınar Kür olayı bilinen bir tezgâhtır, sonucundan kaygımız bulunmakta...