Hayalinin peşinden koş!

A -
A +
Öğretmen: Dikkatini hiç derse vermiyor. Odaklanmakta güçlük çekiyor. Sınıftaki diğer çocukları da sürekli rahatsız ediyor.
Veli: Belki de derste öğretilenlerden sıkılıyordur?
Öğretmen: Yani çocuğunuzun üstün yetenekli olduğunu mu düşünüyorsunuz hanımefendi? Maalesef çocuğunuz üstün yetenekli falan değil.
Bu diyalog dünya yüzme şampiyonu Michael Phelps ilkokuldayken annesiyle sınıf öğretmeni arasında geçiyor.
Phelps altıncı sınıfa gelince aile hekimi Charles Wax dikkat bozukluğu teşhisi koyuyor ve ilaç tedavisi başlıyor.
Ortaokulda da değişen pek bir şey olmuyor. Bir öğretmeni yine annesini okula davet edip Phelps’in odaklanma problemi yaşadığını ve bu yüzden hiçbir konuda başarılı olamayacağını söylüyor üstüne basa basa.
Yıllar önce Michael Phelps dünya rekorunu kırdıktan sonraki konuşmasını seyretmiştim. Kameraların karşısına geçtiğinde üstüne basa basa kurduğu ilk cümlesi şu olmuştu.
“Öğretmenim hiçbir konuda başarılı olamayacağımı söylemişti. İşte dünya şampiyonu oldum ve kırılması imkânsız bir rekoru kırdım.”
Dünya rekoru kıran bir sporcunun kameraların karşısına geçtiğinde söylediği ilk şeyin bu olması beni çok hayrete düşürmüştü.
            ***
“Dalgın, genelde sınıfın arka sıralarında oturmayı tercih eden, derslerle fazla ilgilenmeyen bir çocuktu.”
Dünyanın en çok satan serisi olan Harry Potter’ın yazarı J. K. Rowling’in öğretmeni, eski öğrencisi hakkında işte bunları söylüyor.
Çok hayalperest olduğu için ailesi tarafından da sürekli uyarılıyor Rowling. Babası, “Sen doktor veya avukat olacaksın. Böylece kimseye muhtaç olmadan yaşayabileceksin!” diyor sık sık.
Ama Rowling hayalinin peşinden koşmaya devam ediyor. Bu arada eşinden boşanıyor ve çok sıkıntılı bir döneme giriyor. Ev kirasını ödeyebilmek için rutin bir işte çalışırken, öğle molalarında bir kafede oturup kitap yazmaya başlıyor.
Hayatının en zor dönemecinde küçüklüğünden beri tutunduğu hayaline sıkı sıkı sarılan Rowling, dünyanın en çok satan kitap serisinin yazarı hâline geliyor.
            ***
Birçok önemli buluşa imza atan Thomas Edison’un hayatı da başarısızlıklarla dolu. Hatta algılamada yavaş olması nedeniyle okuyamayacağına karar verilerek okul yönetimi tarafından okuldan uzaklaştırılmış.
20. yüzyılın en zeki bilim insanı olarak kabul edilen Albert Einstein da içine kapanık, oyun oynamaktan hoşlanmayan ve 4 yaşında konuşmaya başlayan bir çocuk olarak biliniyor. Zeki olmasına rağmen okuldan atılmış ve hatta öğretmenleri tarafından 'yetersiz' olarak damgalanmış.
 
            Eee, sonuç?
 
Yukarıda yazdığım anekdotlar farklı hikâyeler anlatsa da hepsinin öğretmenlere ilettiği ortak bir mesaj var. O mesaj da şudur;
Her çocuğun içinde saklı bir cevher vardır. Ve öğretmenin en büyük görevi o cevheri ortaya çıkarmaktır. Bunun için de yüzeyde dolaşmayı bırakıp, biraz derine inmek gerekir.
Öğretmen, öğrencilerin öğrenme güçlüğü çektiğini düşünmek yerine, kendisinin öğretme güçlüğü çektiğinden şüphelenir. Çocukları “Dikkat dağınıklığı” var diye suçlamak yerine, çocuklarının dikkatini niye toplayamadığını düşünür.
Bir öğretmen için en büyük vebal, gözden kaçırdığı öğrencileridir. Öğrencilerinin neyi yapamadığına değil, niye yapamadığına odaklanır. Her çocuğun belli bir alanda kendi kategorisinde şampiyon adayı olduğunu bilir.
Öğretmen eve gidince işini kapının önünde bırakma lüksüne sahip değildir. Bırakırsa, öğrenciler de öğretmene duydukları saygı ve sevgiyi son dersten sonra sınıf kapısında bırakırlar. Yıllar sonra buluşan mezunlar, akşamları öğrencilerini hatırlamayan öğretmenlerini hatırlamazlar.
Öğretmen, toprağı sürerken taşları, dikenleri değil, hasat mevsimini düşünür. Sabah suladığı saksıdan, akşam çiçek beklemez. Eğer sabrı taşarsa, verilen bütün emeklerin sele karışacağını bilir.
Geleceği düşünerek hayaller kurmak öğretmenin belki de en önemli işidir.
Öğretmen, bir ağaç fidanına bakarken meyvelerin kokusunu alan, gölgesinin serinliğinde ürperen kişidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.