TERAZİ VAR, TARTI VAR

A -
A +
Beslenme uzmanlarının son beş yıldaki bilgi güncelleme hızı, teknoloji dünyasını bile kıskandırıyor. Sınav sistemleri ve müfredat sık sık değişiyor diye eleştiriyoruz. Ama sağlıklı beslenme alanında müfredatın değişim hızına bakarsak, eğitim dünyası müthiş ağırbaşlı kalıyor. Vücudumuz da zihnimiz de bu hiperaktif bilgi sağanağından gerçekten afallamış durumda! Çay bir gün faydalı, öbür gün zararlı… Yumurta nisan ayında kolesterolü zıplatırken, mayısta birden karar değiştirip pek etkilemiyor. Haziranda ise birisi çıkıp “Kolesterol diye bir hastalık yok, ilaç firmaları sizi kandırmış!” diyor. Günlük içmemiz gereken suyun litresi borsa gibi her gün değişiyor. Koşu pazartesi kalbe iyi geliyor, salı küt diye öldürüyor. Kimine göre hafif tempo yürüyüş hiçbir işe yaramıyor. Kimine göre ömrü uzatan yegâne faaliyet. Kahve A gazetesinde baş ağrısını tetikliyor, B gazetesinde geçiriyor, internette kısırlık yapıyor. Herhâlde bir grup beslenme uzmanı var. Bunlar laboratuvara girip “Ne bulsak da ezber bozsak?” diye akşama kadar uğraşıyorlar. Akşam da çıkıp basın bülteni gönderiyorlar. Ertesi gün biz yine nevrimiz dönmüş bir şekilde yeni buluşlar okuyoruz. Ve resmen YKS'ye hazırlanır gibi sofra hazırlığı yapıyoruz. Ekmeğin tahıl oranı yüzde kaçmış, bir fincana kaç gram chia tohumu konursa kemik erimesine iyi gelirmiş, yumurtasını yediğimiz tavuk gezmiş mi, gezmişse nerede gezmiş? Dengeli besleneceğiz derken akli dengemizi kaybetmek üzereyiz. Hâlbuki bu kadar kafa karışıklığına hiç gerek yok! Çünkü en güzel diyet, sünnete uygun beslenmedir. O da çok basit bir şekilde anlatılmış; “Acıkmadan sofraya oturma, doymadan sofradan kalk!” Ölçü işte bu kadar net. Bunun dışında kalan tüm tavsiyeler teferruattır. Ve büyüklere göre teferruatla uğraşan başarılı olamaz. Şimdi size teferruatla hiç uğraşmayan, “Terazi var, tartı var, her şeyin bir vakti var!” kıvamında konuşan üç kişiden öğrendiklerimi aktaracağım. Okurken lütfen “Bu bilgi doğru mu, nerede yazıyor?” falan diye düşünmeyin. Çünkü bir yerde yazmıyor. Sadece “Teşbihte hata olmaz” diyerek yapılan benzetmeler var.              Peynir ekmek   Rahmetli dedem kalabalık sofraları sevmezdi. Yemek çeşidi ne kadar çok olursa olsun, bir veya iki çeşit yer kalkardı. Bazı günlerde de şunu anlatırdı; “Hesap gününde ortaya kızgın bir sac getirecekler. Herkes çıplak ayakla bunun üzerine çıkıp dünyada ne yiyip içtiğini anlatacak. Benim işim kolay, peynir ekmek deyip atlayacağım. Ama sizin işiniz var!..” Şimdilerde yemeyi abarttığım zamanlarda bu hikâyeyi hatırlıyorum ve ayak tabanlarımda hafiften bir yanma başlıyor...              Hesaplı kullanım   Bir taziye ziyaretindeydik. Rahmetliden bahsederken konu tansiyona, şekere ve oradan sağlıklı beslenmeye geldi. Biz bir yandan konuşmaları dinliyor, bir yandan da önümüzdeki ikram tabaklarına ufak hamleler gerçekleştiriyorduk. Orada bulunanlardan birisi, taziye sahiplerine ayıp olmasın diye pastalara yavaş ama istikrarlı bir saldırı gerçekleştiren bizi biraz seyrettikten sonra şöyle dedi; “Bakın gençler! Her insanın hayatta yiyeceği miktar bellidir. Mesela altmış yıl ömrünüz olduğunu var sayalım. Sizin bu altmış yıl boyunca ne kadar et veya ne kadar şeker tüketeceğiniz önceden bellidir. Eğer otuz yaşına kadar bütün hakkınızı yiyip bitirirseniz otuzunuzdan sonra doktor yasaklar, yiyemezsiniz. Formül bu kadar basit. Öyleyse azmadan azar azar yiyin, ölene kadar yiyin.” Bu konuşmadan sonra taziyeevindekilerle ve önümüzdeki sehpadan bize bakan cevizli baklavalarla vedalaşarak evden çıktık...              Çöp yığınları   Bir gün tanıdık bir doktora şöyle dedim; “Spor yapmanın faydasına kesin inanıyorum. Yapmayı da çok istiyorum. Ama bir türlü başlayamıyorum. Beni motive eder misiniz?” Doktor direkt konuya girdi. “Spor yapmayan insan, çöpleri toplanmayan şehre benzer. Spor yapmadığın her gün, çöpler birikmeye devam eder. Ne kadar geç başlarsan, etrafı temizlemek o kadar güçleşir.” Bu benzetme acayip hoşuma gitti. “Peki hangi sporu tavsiye edersiniz?” diye sordum. Doktor beni baştan aşağıya süzdü ve şöyle söyledi. “Hareket et!” Bu net tavsiyeden sonra doktora teşekkür ettim ve içimdeki dev çöp yığınlarını düşünerek oradan ayrıldım...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.