Okullarda ne değişecek?

A -
A +
Ziya Selçuk, tahmin ettiğimiz gibi siyasetin bulanık sularına karışmadan ve gündemine eğitim dışında bir madde eklemeden yoluna devam ediyor.
Geçen hafta eğitim camiası, öğretim yılına eklenen molalar ve liselerle ilgili yapılan açıklamaları tartıştı. Ve alınan kararlar, tüm kesimler tarafından mutabakat sağlanmış bir yol haritası olarak kabul gördü.  
Şimdi bu yol haritasını önümüze açalım ve yolculuğun ilk iki yılının güzergâhını adımlayarak biraz hasbihâl edelim.
 
Ders sayısında tenzilat
 
Açıklamaya göre 9’uncu sınıflarda 15-16 ders yerine artık 8 ders olacak.
Eğitim kalitesinin yükselmesi için ders sayısında tenzilata gidilmesi şarttı. Çünkü profesyonel boksör olmak isteyen birisine, daha donanımlı olsun diye boks, güreş, karate ve jimnastik dersleri hep birlikte verilmez. Eğer verilirse, aynı anda tekme, yumruk, künde ve takla atmaya çalışan ama hiçbirisini doğru dürüst beceremeyip sonunda havlu atan sporcular yetişir.
Ortaya karışık sunulan dersler, bilgiyi anlamlandıramayan ve taşımakta zorlanan gençlerin zihinlerini yormakta, hayallerini ve hedeflerini bulanıklaştırmaktadır.
Daha net, daha derin ve daha anlamlı bir eğitim süreci için bu karar çok yerinde olmuştur.
 
Bilgi kuramı dersi
 
Diğer bir gelişme bilgi kuramı dersinin mecburi ders olarak müfredata eklenmesi. Bu dersle, “Hocam, bu bilgiler ileride ne işimize yarayacak?” sorusunun cevabı aranacak, neyin, niçin, nasıl öğrenilmesi gerektiği tartışılacaktır.
Bilgi kuramı dersinin mevcut müfredatı, bilginin asıl sahibinin kim olduğu unutulmadan güncellenmelidir. Bu dersin öğretim programının bir ayağı, pergel gibi bu coğrafyanın değerlerine sabitlenirse, diğer ayak istediği kadar bütün dünyayı ve kültürleri dolaşabilir. Ama iki ayağı da serbest dolaşıma sokarsak, ayakların birbirine dolaşması ve değer çatışması yaşanması kaçınılmaz olur.
2023 eğitim vizyonunda geçen, “İnsan odaklı evrensel bir yaklaşıma, millî boyamızı vuracağız” cümlesiyle kastedilen şey de zaten budur.
 
Öğretmenin itibarı
 
Bakan, 2023 eğitim vizyonunun başarıyla gerçekleşebilmesi için öğretmen eğitimine ağırlık vereceklerini de söyledi. Aslında açıklamanın en önemli bölümü bence buydu.
Çünkü PISA sınavı sonuçlarına göre en başarılı olan ülkelerin eğitim sistemleri analiz edildiğinde, karşımıza tek bir gerçek çıkıyor. Eğer bir ülkede öğretmenlik mesleğinin itibarı iyiyse, eğitim fakültesini kazanmak zorsa ve meslekte devam edebilmek için sürekli bir eğitimden geçmeleri gerekiyorsa, o ülkenin eğitim standartları otomatik olarak yükseliyor.
Her ne kadar kabul etmekte zorlansak da “kutsal meslek” ifadesi ciddi bir değer kaybı yaşamıştır. Üniversite sınavında ilk yüzde ona giren öğrencilerin eğitim fakültelerini tercih etmemesi, mesleğe atfedilen kutsiyet kavramının yeniden değerlendirilmesini mecbur kılmaktadır.
“Hiçbir şey olamazsa, bari öğretmen olsun!” cümlesini artık duymak istemiyoruz. Öğretmenlik, çoktan seçmeli sorulara verilen doğru cevapların sayısıyla hak edilen bir meslek olamaz. Sınav sonrasına mutlaka mülakat eklenmeli, taşı yontmaya aday heykeltıraşlara bile yetenek sınavı yapılırken, insanı şekillendirecek olan meslek grubu sadece sınav sonucuyla üniversitelere kabul edilmemelidir.
Sadece soru çözerek öğretmen olan bir grubun sorun çözmesini beklemek, abesle iştigal olur.
 
Kariyer ofisleri ve girişimci öğrenciler
 
Bakan Selçuk, okullara kariyer ofisleri kurulacağını da söyledi. Ama bunun da altyapısının iyi hazırlanması gerekir. Aksi hâlde rehberlik odalarında tabela değişiminden öteye gidemez. Bu kararla birlikte, rehberlik öğretmenleri de artık “Sınav Hazırlık Çalışmaları Organizatörlüğü” görevini bırakıp, kendi alanlarına yönelmelidir.
Kariyer planlamasında, öğrencilerin girişimcilik yeteneklerini okul yıllarından itibaren geliştirmek için bir planlama yapılması şart. Bunun için de ortaokuldan itibaren tüm sosyal etkinliklerin organizasyonu öğrencilere verilmelidir. Bu anlamda “Model Birleşmiş Milletler” veya “Avrupa Gençlik Parlamentosu” organizasyonlarının modellenmesi mantıklı olacaktır.
Okullar, öğrencilerin kariyer planlamasını yapmak yerine, kendi planlarını oluşturabilecek zihinsel altyapıya ve hareket kabiliyetine sahip olmalarını sağlamak zorundadır.
Okulların bir yaşam alanı olmasını hedefliyorsak, öğrenciler sosyal etkinliklerde figüranlıktan kurtularak başrole terfi etmelidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.