Kamuoyuna saygıyla duyurulur

A -
A +
Geçen haftaki yazımda “Kendime Mektup” başlığıyla 21 yaşındaki bir gencin ağzından kendime bir mektup yazmıştım. Maksadım gençlerin duygularına tercüman olmaktı.
Yazı yayınlandıktan sonra çok kıymetli insanlardan çok güzel iltifatlar aldım. Acayip mutlu oldum. Ancak sonra işler garip bir hâl almaya başladı. Duyguların tercümesini artık nasıl iyi yapmışsam, tercümanla yazar birbirine karıştı.
Şimdi ortalığın karıştığı o güne gidelim ve neler olup bittiğine birlikte göz atalım.
İlk olarak bir arkadaş yanıma gelip, “Hocam, bu hafta bir cevap yazarsın artık!” dedi.
“Ne cevabı?” dedim.
“Sana mektup yazmış ya birisi…” dedi hafif gülümseyerek.
“O mektubu ben yazdım” dedim.
“Ya bırak şimdi!” dedi arkadaş. “Gençler şöyle, gençler böyle diye edebiyat yapıp duruyorsun. O da sinirlenip cevabı yapıştırmış işte. Ama iyi giydirmiş, helal olsun!”
Açıklama yapmaya çalıştım ama araya başka bir şey girdi, konu kapandı. Daha doğrusu ben kapandı zannettim. Meğer daha yeni başlıyormuş.
Aynı gün benden yaşça büyük birisi telefonda, “Salih, zamane gençleri canavar gibi maşallah. Nasıl güzel yazmış ama, değil mi?” dedi. Ben durumu açıklamaya çalıştım ama pek dinlemedi. Mektubu yazan gencin aslında iyi niyetli olduğunu, alınmak yerine ders çıkarmam gerektiğini falan söyleyerek beni teselli etti.
Olayların bu noktaya nasıl geldiğini sosyal medyaya girince anladım. Benim yazı Facebook’ta sosyalleşirken ufak bir estetik operasyona maruz kalmış. Birisi kendime mektup yazdığımı açıkladığım baş tarafı kesmiş, yazıyı “Sayın Salih Uyan” ile başlayan bölümden itibaren kopyalamış ve “BİR GENCİN FERYADI” başlığıyla ortalığa salmış.
Yorumlar alt alta dizilmiş tabii. Mektup sahibi omuzlara alınıp tur attırılmış, köşe sahibi yuhalanmış. Bu arada birisi, “Ya, bir dakika! Mektubu yazan kişi zaten Salih Uyan” demiş. Sonra başka birisi konuyu araştırıp benim gazetedeki yazının linkini koymuş. Linkle birlikte benim fotoğraf da çıkmış tabii.
Bu sefer yorumlar biraz yön değiştirmiş. Birisi, “Bu adam 21 yaşındaysa, ben daha doğmadım. Adamın fotoğrafına baksanıza. Resmen yalan söylüyor” yazmış. Diğerleri de dürüstlükle ilgili özlü sözler eşliğinde onu tasdik etmişler.
Yorumlar arasında ilerlerken, başka bir arkadaşım geldi gülerek. O da WhatsApp grubuna gelen bir yazıyı gösterdi. Orada da “Bir Gençten Yazara Tokat Gibi Cevap” başlığı atılarak benim yazı paylaşılmış. Grup üyeleri mektubu yazan genci alnından öpmüşler, tek işi gençlerle uğraşmak olan bir yazara güzel bir ders verdiği için coşkuyla alkışlamışlar.
Bu arada bir Facebook hesabında, mektubu yazan gencin fotoğrafını da gördüm. Yakışıklı, uzun saçlı, sert bakışlı bir delikanlı…
Bu noktadan sonra “Acaba bu mektubu ben yazmadım mı?” diye ciddi şüpheye düştüm. Bir ara, haddini bilmeyen bu gence okkalı bir cevap yazayım diye geçirdim içimden. Sonra da “Neyse, uyma sen ona! Senin üzerinden prim yapmaya çalışıyor işte!” diyerek vazgeçtim.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz belki ama kafamı karıştıran şu oldu. Gazetede kendi ağzımdan onca yazı yazdım. Hiç bu kadar tepki almadım. Ama 21 yaşındaki hayalî bir karakterin mektubu sonrasında öyle bir toplumsal coşku yaşandı ki, bakakaldım.
Hani bilim kurgu filmlerinde robot birden kontrolden çıkarak, kendisini yapanlara saldırır ya! Aynı durum oldu. Adamı tutamıyoruz resmen. Sosyal medyada kahraman oldu.
Peki ben bu olaydan ne öğrendim?
Birincisi, bu ülkede birileriyle polemiğe girmeden çok okunan yazarlar listesine girmek zor. Kimse kendi kendine antrenman yapan birisini seyretmek istemiyor. Kalabalıklar, dövüş yapılan arenaların kenarına birikiyor.
İkincisi, kılavuzu internet olanın burnu bir süre sonra koku alamaz hâle geliyor. Bu yüzden sosyal medyada bir tıklayıp, bin düşünmek lazım. Bu ortama güvenerek ne bir şeye karar verilir ne de bir kimseye oy verilir.
İşte böyle. Gördüğünüz gibi sosyal medya ahalisi sakinleri, resmen kendi oluşturduğum karakter üzerinden beni bitirdiler.
Ee, çok da şaşırmamak lazım! Ne demiş şair:
Bilgi hızla kirleniyordu, birinciliği internete verdiler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.