Üç Harfliler...

A -
A +

 

Haziran ayı gelince eğitim gündemi üç harflilerin etkisi altına giriyor. Bunların açılımları arada bir değişiyor ama harf sayısı nedense hep aynı. İki hafta önce LGS vardı, şimdi de YKS. Öğrenciler bugün TYT, yarın da AYT ve YDT sınavlarına girecekler.

TYT, ismiyle müsemma bir şekilde öğrencilerin temel yeterliliklerini, yani muhakeme yeteneğini ölçecek. AYT ise biraz daha yakından ve detaylı bir fotoğraf çekecek.

Yani TYT öğrencilere, “Bakalım okuduğunu anlayabiliyor musun?” diye soracak. AYT ise, “Seçmek istediğin alanla ilgili bakalım neler biliyorsun?” diye.

Büyük ihtimalle sınavdan sonra yine uzun paragraflardan, yetmeyen zamandan falan bahsedeceğiz. Sınava çalışırken sadece çoktan seçmeli soruların şıkları arasında kısa mesafe koşu çalışması yapanlar, uzun paragraflarda daha şıklara ulaşamadan nefes nefese kalacak. Ama çalışırken kitap sayfalarında nefes egzersizi yapanlar, kondisyon farkıyla yine birkaç adım önde olacak.

Geçen sene sınavların kolaylık ve zorluk derecesi sosyal medyada, “TYT vurursa dikiş atarlar. AYT vurursa toprak atarlar!” şeklinde yorumlanmıştı.

Bakalım bu sene neler olacak?

 

Emirhan Kurtuluş

 

Geçen hafta başında dünya çapında büyük bir başarıya imza atan Emirhan Kurtuluş, ortaokuldan mezun olduğu İhlas Kolejini ziyaret etti ve hikâyesini anlattı.

Emirhan şu anda lise son sınıf öğrencisi. Ama diğer öğrencilerden farklı olarak bu hafta sonu TYT ve AYT sınavına girmeyecek. Zaten şu ana kadar da üniversite hazırlığı için bir tane bile deneme sınava çözmemiş.

Nasıl oluyor bu peki? Biraz baştan başlayıp anlatayım.

Emirhan ortaokulun sonuna kadar her çalışkan Türk öğrencisi gibi tıp okumak istiyormuş. Ama liseye başlayınca mühendisliğe daha çok ilgisinin olduğunu fark etmiş. Oturup kendi kendine bir yazılım dili öğrenmiş. Bu arada yapay zekâ teknolojilerine merak salmış.

Bu çalışmalar sırasında Emirhan’ın önceden ilgi duyduğu tıp alanıyla, yeni ilgi alanı olan mühendislik iyice birbirine iyice yakınlaşmış. Ve bu yakınlaşma aşka dönüşüp, dünya birinciliğine giden bir başarı hikâyesinin sözü kesilmiş.

Emirhan bize projeyi anlatırken beynimiz yandı. Her ne kadar anlıyormuş gibi yapıp, “Vay be, çok iyi, tebrikler” falan desek de olaya tam vakıf olamadık. Ama işin özeti şu;

Öğrencimiz MR görüntülerini işleyerek 3 boyutlu bir sisteme aktaran bir sistem geliştirmiş. Bu sistem, beyin cerrahlarına hastayı hangi yöntemle ameliyat etmesi gerektiğini söyleyecekmiş. Böylece ameliyat, beyne en az hasarı verecek şekilde gerçekleşecekmiş.

Proje büyük ilgi görmüş. TÜBİTAK başta olmak üzere birçok kişi ve kurumdan büyük destek almış Emirhan. Ve 11. sınıfın sonunda katıldığı uluslararası yarışmada dünya üçüncüsü olunca, Stanford Üniversitesinden tam burslu olarak kabul almış.

Ayrıca Türkiye’de istediği üniversitenin istediği bölümüne kayıt yaptırabilme hakkı da kazanmış Emirhan. Yani istediği anda en yüksek puanlı bölümlerden bir tanesine gidip kaydını yaptırabilir.

Emirhan bunu anlatırken kendimi onun yerine koydum. Herhalde ben 11. sınıfta dünyanın en iyi üniversitelerinden birisinden kabul alsam, şöyle düşünürdüm;

Şimdiye kadar çalışıp harika bir proje yapmışım. Bir de üzerine derece almışım. Zaten üniversite sınavına da girmeyeceğim. Bari şu son yılımda kafama göre takılayım.

Ama Emirhan benim gibi düşünüp yatmamış. Hatta çalışma temposunu daha da artırmış.

Bir gün Amerika’da düzenlenen “Regeneron International Science and Engineering Fair” isimli bilim yarışmasında şimdiye kadar hiçbir Türk’ün listeye giremediğini öğrenip üzülmüş. Kendi kendine “Böyle güzel bir medeniyete ve köklü bir geçmişe sahipken, bu listede biz nasıl olmayız?” diye düşünerek kolları sıvamış.

Tabii sadece kolları sıvayarak olmuyor bu iş. Emirhan bu dönemde günde 16 saat çalışmış. Ve toplamda 3500 saatlik bir çalışma yaparak dünya birincisi olmuş. Bu başarısından dolayı da Nobel ödül törenine davet edilmiş.

Emirhan bu başarısını anlattıktan sonra bizi asıl vuran şu cümleleri söyledi;

“Üniversiteden sonra mutlaka ülkeme döneceğim. Yapacağım bütün çalışmaları Türkiye adına yapmak ve ülkeme fayda sağlamak istiyorum. Çünkü insanın hayalleri kendisini aşıp daha büyük ideallere değdiği zaman çalışmak bir anlam kazanıyor. Ben ülkeme ve insanlığa faydalı olmak istiyorum. Beni, işte bu hayal diri tutuyor!”

Bunun üstüne söylenecek çok fazla bir şey yok.

Emirhan’a ve YKS sınavına girecek bütün öğrencilerimize başarılar diliyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.