“Ben iyiyim ona bakın!”

A -
A +
“Üstüm başım, Sabri’yi taşımaktan kan olunca, bayılmamla beraber, beni yaralı sanmışlardı...”
 
Bir kasabada müstakil okul müdürü olarak görev yaptığım 78’li yıllardı… Normal öğretim yapmaktaydık. Öğle arası öğrenciler ve öğretmenler evlerine giderken, ben de yemek için evime geldim. Daha içeriye girmiştim ki, öğrencilerin feryatları ortalığı kapladı.
Nahoş bir durum olduğunu anlamıştım. Aceleyle dışarı çıktım. Yolun üzerinde bir kalabalık vardı. Koşarak yanlarına gittiğimde bir öğrencinin yerde yattığını gördüm. Yanındaki öğrencilere “Ne oldu?” diye telaşla sordum. “Sabri kaza geçirdi öğretmenim” dediler.
Yerde hareketsiz yatan öğrencimizi gördüm. Her tarafı toz topraktı ve kafasından kan akmaktaydı. Kalbim küt küt atmaya başladı, durum kritikti, acele etmeliydim. Dikkatle kucaklayarak, muhtarlık binasının önünde duran taksiye doğru koşmaya başladım. Taksici hemen aracı çalıştırdı. Sabri’yi arka koltuğa itinayla yatırarak, hızla ilçeye doğru yola koyulduk...
Sabri, 3. sınıfta okuyan hareketli ve sevecen bir öğrencimizdi. Yolda, tarladan gelen traktörün sürünen zincirini tutmuş, ardından koşmaya çalışmış. Sonra da yere düşerek sürüklenmeye başlamış. Zinciri bıraktığında başını taşa çarpmıştı. Durumu ciddi olabilirdi.
Yol boyunca Sabri hiç konuşmadı. Bu durum endişelendirmekteydi beni. Hastanenin acil kapısına yanaştık. Sabri’yi kucağıma alarak aceleyle içeriye girdim. Fakat o anda başım döndü, gözlerim karardı. “Tutun, tutun, düşüyor!” feryatları arasında, ne olduğunu anlayamadan kendimi kaybetmişim.
Uyandığımda, kendimi sedyede buldum. Ortalık bir anda karışmıştı. Herkeste bir telaş ve şaşkınlık vardı. Beni kan tutmuştu. Oldum olası hastanelerden uzak durur, kan kokusundan kaçardım bu yüzden. Üzüntü hastane fobisiyle birleşince olan olmuştu tabii. Hemen Sabri’yi sordum. Sabri de yanımda bir sedyede yatıyormuş. Üstüm başım, Sabri’yi taşımaktan kan olunca, bayılmamla beraber, beni yaralı sanmışlardı. O yüzden hemşireler, Sabri’yi bırakarak bana tıbbi müdahaleye çalışıyorlardı.
Kendime gelince, Sabri’yi göstererek “Ben iyiyim, siz bir an evvel şu çocuğa bakın lütfen, yaralı o” dedim. Tekrar ortalık hareketlendi. O sırada doktor da geldi. İlgi ve yoğunluk Sabri’nin üzerinde toplanmıştı bu sefer. Sabri’yi müdahale odasına aldılar.
Ben dışarıda kaldım. Telaş ve üzüntüyle içeriden gelecek haberi bekliyordum. Derken doktor bey içeriden çıktı. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.