“Öyle hassaslar ki kendi tarttıkları ürünlerde bir gram fazla gidecek diye ödleri kopuyor...”
Hatıramı anlatmaya bugün de devam ediyorum... 1978-1980 yıllarında Belediye Başkanlığı yapan, babası da Yassıada mahkûmu Ahmet Bey, hatta tüm semt hepsi tanıyor yeğenim İbrahim’i. Hepsi onu çok seviyorlar.
İnsanların sevgisini itimadını kazanmak ve bunu sürdürebilmek dürüst olmak ne kadar mutluluk veriyor insana... Sağ olsun yeğenim İbrahim de onlara aynı şekilde itimat ediyor. Getirdiği ürünleri onlara “buyurun alın” dercesine bırakıyor. O kadar rahat ki herkes terazide bile kendileri tartıyor. Kendimi Fatih Sultan Mehmet Han’ın zamanında gibi hissediyorum...
Kahveci Ahmet Bey bize “bir ihtiyacınız, bir sıkıntınız olursa biz sizin kardeşiniz” diyor. Düşünüyorum bu insanlar camilerinin adını boşuna Bağdat Camii koymamışlar...
Bu ecdat “ana gibi yâr gibi Bağdat gibi diyar bulunmaz” derken boşuna söylememiş. Bağdat’ta metfun olan İmam-ı Azam, İmam-ı Şafii gibi büyükleri Ehl-i sünnet âlimlerini biliyorlar.
Kahvede gazetemizi görüyorum. Sevincim daha da artıyor. O insanlar kendi tarttıkları ürünlerde bir gram fazla gidecek diye ödleri kopuyor. “Buyurun alın tadın” dediğimizde çekinerek “helal edin” diyorlar.
Yeğenim İbrahim’i kendi çocukları bilmişler, İbrahim bir ara bir yere gitmişti. Bir genç kadın meyvelerin tadına bakarken “hakkınızı helal edin Allah sizden razı olsun” diyor.
Ben de “insan bir insana Allah razı olsun derse melekler ona Allah senden de razı olsun” derlermiş. Allahü teâlâ “ben o kulumdan razıyım” dermiş diye anlattım gazetemizden öğrendiğim bilgilerle. O da bana “Amca bundan sonra herkese dua edeceğim. Ne olur siz de bana dua edin çok duaya ihtiyacım var” diyor.
Parasını öderken aldığı meyvelerin fiyatının üzerine 15 lira fazla verdi. “Bu fazla olmaz, bu da tadımlık yediklerimiz için” dedi. “O birer tane bizim ikramımız. O ikramı bize verdiren Allahü teâlâdır” dedim. “Siz de benim ikramımı alın madem Allahü teâlâ verdiriyor” dedi. İnsanların birbirine böyle muameleleri ne kadar güzeldi...
Oradan 1983 yılında yapılan Ulucami'ye geliyoruz. Ne güzel... Bağdat Camii gibi tertemiz. Ulucami de Bağdat Camii de yazılarla anlatılmaz, görmeye değer. Ulucami, Bağdat Camii cemaatini ve esnafının sizlere selamları var.
Garip Kul Çoban Naim
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...