Şüphelendim ama iş işten geçmişti

A -
A +
 “Yolcu da yoktu. Vapur da kalkmıyordu. Şüphelendim, sezdirmeden çay ocağına sordum”
 
Yaz tatilinde İstanbul’a gelen nişanlımlara İstanbul’u gezdirecektim.
Bu rehberlik benim için son derece zevkli bir iş olmuştu... Sabah kahvaltıdan sonra yola çıktık. Gezimizin ilk durağı Topkapı Sarayı oldu. O zaman daha kolay olmasına rağmen iki saatte zor gezdik... Vakit öğleyi bulmuştu.
Sırada vapurla boğaz gezisi vardı. Tabii başta nişanlım olmak üzere müstakbel kayınpeder ve kaynanama da kendimi beğendirmeyi arzuluyordum. Dedim ki:
-Burası İstanbul, eğer gözünüzü açık tutmazsanız her yerde sona kalırsınız.
İskeleye vardığımızda, kapının hem en önünde bekleyecek ve iskele memuru kapıyı açar açmaz, vapura koşacak, üst katlarda beğendiğiniz yeri kapacaksınız. Yoksa ayakta kalırsınız... Bu düşüncemi uygulamak için bekleme salonu kapısında tetikte bekledim. Kapı açılır açılmaz da: “Beni takip edin” deyip vapura koşan aceleciler arasına daldım.
Merdivenleri tırmanıp ikinci kata oradan teras kata çıkarken baktım bizimkiler de arkamdan geliyorlar. Zevkten dört köşe olarak, üst katta iskeleye bakan tahta sabit banklara kurulduk.
Onlara Topkapı Sarayını bir de denizden gösterecektim... Bir ara kayınpeder:
-Yaman adamsın damat bak henüz buraya kimse çıkamadı.
-Birazdan ayakta bile yer kalmaz.
Ama içimden de “şimdiye kadar dolması gerekirdi” demeye başladım. Ama enteresan bir şey oldu. Gelen giden yoktu. Vapur da kalkmıyordu. Şüphelendim, onlara sezdirmeden çay ocağına inip sordum:
 -Abi vapur kalkmıyor mu?
-Vapur kalktı az önce... Yandaki vapura geçecektiniz.
-Hangi yandaki vapura?
-Kardeşim bu vapur, birazdan başka iskeleye gidecek. Boğaz yolcuları, yanda duran ikinci vapura geçecekti, siz binmediniz mi? Durumu anlamıştım. İki vapur birden yanaşmıştı iskeleye.
Ama yolcular ikinci vapura geçerken biz güya yer kapmak amacıyla ilk vapurda yukarı çıkıp gitmeyecek olan vapura oturmuştuk... Durumu, onlara söylemek mecburiyetindeydim. Çünkü az sonra bu vapur başka iskeleye gidecekti... Boynumu büküp, durumu söyleyince, önce şaşırdılar. Peşinden kayınpeder kahkahayı bastı:
-Damat gerçekten tam İstanbullu olmuşsun. Hayli uyanıkmışsın.
O bunu gülerek söylerken ben alnıma biriken mahcubiyet terini siliyor nişanlımın karşısında ilk ezikliği yaşıyordum... Gerçi bir sonraki vapurla gezimizi tamamladık ama artık benim havam kalmamıştı… O günü ömür boyu unutamam…
Cemal K. – İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.