“Orijinal deriden, hikâyesini bildiğim, sevdiğim bir abinin hediye ettiği çanta masadaydı...”
Her biri ayrı ayrı güzellikteki kuşların seslerini dinleyerek, renk renk çeşit çeşit çiçeklerin arasından geçerek yürüdüm. Sıcak güneşli günlerin, tabiatın yeniden dirilişinin hoşluğu içindeydim. Gönül bahçemde açılan yeni goncalarla yerimde duramıyor, vuslat heyecanını yaşıyorum. Sebebini tam izah edemesem de büyük ümitlerle dolu, oldukça da keyifliydim.
O gün yapacağım işlerim de çoktu, planlarım da... Hafif meyilli kaldırımlarda yürürken kendimi İhlâs Vakfının kapısı önünde buldum. Zaten ne zamandır da uğramak istiyordum. Bilemediğim bir sevk-i tabiiyle sanki onca yolu bura için yürümüştüm. Bir gün önce aramıştım telefonu cevap vermemişti. İşlerimin yoğunluğumdan dolayı uzun zamandır ziyaret edememiştim.
Vakıfta birçok görevde başarılı hizmetlerde bulunmuş değerli bir ağabeydi. Yakınımdaki manavdan limon, tarçın, karanfil aldım sürpriz olsun diye. Eli boş gitmek istemiyordum her ne hikmetse. Bu sefer aramadan gitmiş olacaktım.
Elimdeki poşetlerle odasına vardım, kapısı açık, kendisi yerinde yoktu. Telefonu masasında… Tam boş koltuğa oturacaktım ki telefonu çaldı. Bu kuş sesli melodisine aşinaydım. Boş odada hoş bir seda oluşturuyordu.
Bu arada boş durmadım. Masasının üstünde duran sürahiyi aldım su doldurdum. Her zamanki gibi limonu, tarçını ve karanfili su şişesinin içine koydum. "Nasıl olsa birazdan gelir…” diye düşünerek beklemeye başladım.
Orijinal deriden, hikâyesini çok iyi bildiğim, kendisi için çok özel, benim de sevdiğim bir abinin hediye ettiği çanta masasındaydı. Daha önce tamir etmiştim, gözü gibi bakmaya çalıştığı, bu çantayı. Her zamanki yerde; masasındaki sümenin üzerindeydi.
Çantanın manevi kıymetini bildiğimden daha dikkatlice bakıyordum. Onlar için kıymetli olan benim için de değerliydi. O yüzden olsa gerek her ziyaretimde çantanın da hatırını sorardım.
Misafir koltuğunda gözüm çantanın kapağını tutan metal düğmeye ilişti. Daha dikkatlice baktım. Metal düğme yerinden çıkmış, vidaları da kaybolmuş vaziyette kilitli olduğu yerde duruyordu. "İçine konulanları hele o bir laptopsa o vaziyette taşımak zor olur" diye düşündüm. Ama o yokken çantaya müdahale uygun olur muydu?
DEVAMI YARIN
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...