“Gazi Hoca, zaman zaman cihazları bizzat kullanmak isteyerek kısa denemeler de yaptı...”
2005 yılında özel bir hastanenin açılışı için davet edilen Prof. Dr. Gazi Yaşargil, Nöroşirürji alanındaki öncülüğüyle tüm sağlık camiasının ilgi odağıydı. O gün, hastanemizi teşrifleriyle hem bilimsel hem de insani yönden ilham verici bir atmosfer oluştu. Hocaların hocası olarak bilinen Gazi Yaşargil'in adımlarını dikkatle takip eden kalabalığın içinde, onun zarafetini ve tevazuunu bire bir hissedebilmek büyük bir ayrıcalıktı...
Ziyareti sırasında kendisine eşlik etme görevi bana verilmişti. Bölümleri tek tek dolaşıyor, yenilikleri ve cihazları büyük dikkatle inceliyordu. Yoğun bakım ünitesi önünde biraz durakladı. Ardından mikroskop sistemlerinin olduğu alana geldiğimizde heyecanı gözlerinden okunuyordu. Gelişmiş teknoloji karşısında memnuniyetini gizlemeyen Gazi Hoca, zaman zaman cihazları bizzat kullanmak isteyerek kısa denemeler de yaptı.
Koridorlarda ilerlerken karşılaştığımız bazı çalışanlarla kısa sohbetler etti. Özellikle bir odada uzun süre kalmıştık. Orada bulunan bir cihazın kediye dair bir gözlem sistemi olduğunu belirtmem üzerine tebessüm etmişti. Konuya duyduğum ilgiyi fark edince, derin bir bakışta anlatmamı istedi.
İşte o noktada, hastanedeki tavandaki plakaların arkasına sıkışmış bir kedinin miyavlaması günlerdir yankılanıyordu. Koridor boyunca bu ses zaman zaman hizmetlilerin koşuşturmasıyla birleşiyor, yankı daha da belirginleşiyordu. Olay fark edildiğinde hem teknik ekip hem de temizlik personeli bu tavan plakalarını dikkatlice kaldırmak için seferber olmuştu. İnsani duyarlılığın bu örneği de Gazi Hoca'nın ilgisini çekmişti.
Çıkışa yöneldiğimizde ise dönüp etrafa son bir kez baktı. "Her şey çok güzel, cihazlar yeni, çok kaliteli..." dedi. Ardından bana döndü ve;
"En güzel tarafı da böyle hassas, çalışkan kişilerin aranızda olması. Bizi güzelce gezdirip bilgilendirdiniz" diye ekledi. Sonra omzuma dokundu ve hafifçe başını sallayarak, “hastane emin ellerde” dedi. O an, hayatımın en unutulmaz anlarından biriydi...
Yaşar Çelikkol
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...