Vehbi Tülek

Timûr Hân, Buhârâ'ya gitmeyi arzu ediyordu. Bu sebeple Emîr Külâl hazretlerine haber gönderdi...

Veliler dünyâya değer vermedikleri için, Allahü teâlâdan dünyâ için bir şey istemezler...

"Az önce, eşkıyâdan bir grubun elinde esirdim. Şimdi ise, kendimi sizin yanınızda buldum!.."

Kul, Müslüman kardeşinin ihtiyâcını karşıladığı müddetçe Allahü teâlâ da onun ihtiyaçlarını giderir!"

Alâeddîn Semerkândî hazretlerinin kabr-i şerîfi, İçel'e bağlı Gülnar ilçesinin Zeyne kasabasındadır.

Din câhilleri, din kitabı yazarken İslâmiyete uygun olmayanı uygun olandan ayıramaz!

İnsanın kıymeti; idrâkinin, zekâsının, bu yolun büyüklerinin hakîkatlerini anladığı kadardır.

"Kim ki bir Müslüman kardeşinin ihtiyâcını temin ederse, Allahü teâlânın yakın dostu ve velî kulu olur..."

"Sevgili oğlum! Âlimlere, tasavvuf ehline, Kur'ân-ı kerîm ehline hürmet et! Cömert ve güler yüzlü ol!.."

Kur'ân-ı kerimde buyuruldu ki: "Ey Resûlüm! Elbette sen öleceksin ve Mekke müşrikleri de ölecektir!.."

Talebe, hocasının emrini muhâkeme ve münâkaşa etmeden yerine getirmeye çalışmalıdır...

"Nefsine karşı olan sevginden dolayı isteklerine rızâ göstermek, onu Cehennem'e atmaktır!"

Duâ ordusu görünüşte zayıf, âciz olsa da, gazâ ordusundan daha kuvvetlidir. 

Serûcî hazretleri buyurdu ki: "İbâdetlerde aşırı gitmemeli, kendini sıkıntıya düşürmemeli!"

“Akrabâya, arkadaşlarına, komşularına samimî bir sevgi, tevâzu ve alçak gönüllülük üzere olmalı."

Arslanlar, hazreti Sehl'i ziyârete gelirdi. O da, onları "özel" bir odada misâfir eder, et ikrâm ederdi!..

Bir kimse çarşıdan bir mikdâr et alıp evine gidiyordu. Yolu, Senûsî hazretlerinin mescidinin yanından geçiyordu...

"Şükür, Allahü teâlânın verdiği nîmetleri, O'nun râzı olduğu şeye sarf etmektir."

Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir.

Hüsâmeddîn Hüseyn, dünyâ işlerine hiç ehemmiyet vermez, devamlı kitaplarla ve ilimle meşgûl olurdu.