Vehbi Tülek

Her müminin, en önce, Ehl-i sünnet îtikatını, kısaca öğrenmesi farzdır.

Uygunsuz kimselerle arkadaşlık etmekten, elden geldiği kadar sakınınız!

Âkıl ve bâliğ olan, her Müslümanın, Allahü teâlânın sıfat-ı zatiyyesini ve sıfat-ı sübûtiyyesini, doğru bilmesi lâzımdır.

“Eğer sağ sâlim karaya çıkarsak, köle olarak aldığım bu genci Ebü’l-Abbâs hazretlerine vereceğim...”

“Câhillikte ileri olan, sefîhlikte, ahmaklıkta, malını vara yoğa sarf etmekte de ileri olur!"

“Cehennemde azap yapan on dokuz melekten kurtulmak isteyen, Besmele okusun!"

"Hiç olan dünyâya gönül verenler ve hiç olan şeyi isteyenler de bir hiçten ibârettirler!"

"Şehvet ve tokluk bir araya gelince, ateş yanmaya başlar. Sâhibini yakıp bitirir!.."

Ümmetimin fesâda uğradığı zamanda, bir sünnetimi öğretene yüz şehîd sevâbı verilir

Bir gün, Küçük Ârif Çelebi için Bolvadin mahkemesine şikâyette bulunurlar!

"Kadı efendi, bana yemek yemede ölçüm ne olsun, söyler misin?”

Kânûnî, süt kardeşi Yahyâ Efendi'ye bir gün istikballeriyle ilgili bir sual sorar!

"İbâdet veya hikmet on kısımdır. Bunun dokuzu, sükût edip, konuşmamaktır.”

“Azap hakkında okuduğum bir âyet-i kerîme ile bu hâle geldim. O benim uykumu kaçırdı."

Allahü teâlânın nîmetleri güneş gibi meydandadır. Başkalarından gelen iyilikler, yine Ondan gelmektedir. 

Bir yandan günah işleyip, bir yandan da, "Estagfirullah" demek, istigfar değildir. 

Allahü teâlâ Dâvûd aleyhisselâma şöyle vahyetti: "Biliyor musun, kullarımdan kimin günâhını bağışlamayı severim?" 

"İnsanı, Allahü teâlâdan uzaklaştıran perdelerin en zararlısı, dünyâ düşüncelerinin kalbe yerleşmesidir."

"Bizden önceki âlimler, ilme sarılıp, dünyâya ehemmiyet vermezlerdi."

Ebü'l-Vefâ hazretleri, Fâtih Sultan Mehmed Han'la görüşmek istememişti. Talebeleri merak ettiler...