Vehbi Tülek

Ebü’l-Ferec kerâmetler sahibi idi. Bir gün vaaz ederken, biri aşka geldi, bir nâra attı ve oracıkta vefât etti!..

“Kim Peygamberimizin Eshâbına söverse, dinden çıkar. Bu, Resûlullaha sövmek gibidir.”

“Kalpler, kendilerine iyilik yapana sevgi duyma, kötülük yapana buğzetme tabiatı üzere yaratılmıştır.”

“Kim gözünü harama bakmaktan korursa, Allahü teâlâ ona âhırette istediği kadar hûrî kızı verir."

"Dostların birbiri ile hediyeleşmesi, iyilik ve lütuf, sultanın hediyesi ise şereftir.”

Bir kimse din kardeşinin yardımcısı oldukça, Allah da onun yardımcısı olur.

Namazdan başka bir şeyde rahatlık arayan bir kimse, makbûl değildir.

Allahü teâlâdan başka şeylerle meşgûl olan kimse, âhıretini harap etmiş olur.

Kim anne ve babasını ismiyle veya lakabıyla çağırırsa edebsizlik etmiş olur.

"Muska yazmayı, hastaları, büyülenmiş olanları okumayı sanat hâline getirmek din işleri değildir!"

"Kim, fakirdeki alacağını tehir eder veya bağışlarsa, Allahü teâlâ da, kıyamet günü onu kendi himayesine alır."

"Rabbimiz! Bize dünyâda da âhirette de iyilik ver. Bizi Cehennem azâbından koru!"

Bir ırmaktan dört türlü meşrubat birbirine karışmadan akar.

Hiçbir müctehid, Allah’ın dininde kendi reyi ile konuşmamıştır.

Farzları yapıp, haramlardan kaçan, tam ve olgun bir Müslümandır.

Allahü teâlâ buyurur ki: “Ey meleklerim şâhid olun! Ben ki, Allahım, onları mağfiret ettim.” 

Müslüman erkek ve kadının, şartları bulununca, zekât vermeleri farzdır.

“İstişâre ile gelen hatâ, istibdâdla (zorla kabûllendirme ile) gelen doğrudan daha iyidir”

Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: “Müslüman, insanların elinden ve dilinden emîn oldukları kimsedir.”

Abdürrahîm-i İstahrî hazretleri dünyâya kıymet vermez; dünyâ malı toplamazdı...