Vehbi Tülek

Bir gün dilenci kılığında birisi tarafından evinin kapısı çalınır. Kim olduğu sorulunca, Ahmed Kuseyrî'yi görmek istediğini söyler!..

"Bir kişi vefât edip kabre konduğunda azâb meleği gelir. Başı ucuna oturur. Ona azâb eder. O kişinin bu azâba dayanacak hâli kalmaz!"

Buyurdu ki: "Allahü teâlâ murâd buyurduğu vakit sûr üfürüldükten sonra yerde taş taş üstünde ve göklerde hiç canlı kalmaz!.."

Talebelerinden biri hac farîzasını edâ ettikten sonra, şiddetli bir hastalığa tutulur. Bu hâl üzere öleceğinden korkar ve hocasından yardım ister!..

Hazreti Ömer bir gün, Peygamber efendimize "Yâ Resûlallah! Allahü teâlâya yemîn ederim ki, canım hâriç, bana her şeyden sevgilisin" der...

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:"Bana bir salevat getirene Allahü teâlâ, on rahmet ihsan eder, on günahını yok eder ve derecesini on kat yükseltir."

"Akıllı kimseye yakışan, tövbeyi kendisine âdet edinmesi, işlediği hatâ ve günahlardan sonra pişman olması ve istiğfar etmesidir..."

Ebû Süleymân Dârânî hazretlerine talebe olmak için huzuruna gider ve hiçbir zaman muhalefet etmeyeceğine dair söz verir...

Kabir der ki: "Ey Âdemoğlu! Benim üzerimde koşuyorsun, fakat bir gün benim içime gireceksin. Kurtlar böcekler senin bedenini yiyecekler."

Buyurdu ki: "Bayram günleri, câmilerde musâfaha ederek bayramlaşmak ve namâzlardan sonra, âdet etmeden, ara sıra musâfaha etmek câizdir."

Buyurdu ki: "Dünyâda en çok sevdiğim şey, din kardeşlerimle buluşup sohbet etmek ve onların gönüllerine sevgi, neş'e yerleşmektir..."

Buyurdu ki: "Dünyâya bağlanıp, ona düşkün olma, âhireti iste. Bütün hâl ve hareketinde Allahü teâlâyı hatırla ki, kurtulanlardan olasın..."

Bu mübarek zat buyurdu ki: "İbâdet demek, yalnız namaz kılmak, oruç tutmak değildir. İbâdet demek, İslâmiyetin emirlerine uymak demektir."

"Bir kimsenin zihni ve zekâsı ilim için müsait olur da, vaktini ilimle değil de, boş şeylerle zayi ederse, sonu hüsran olur..."

Ebû Hâmid hazretleri fakirlere, garîblere acır, onları himâye ederdi. Hatta onlara yardım edebilmek için borç bile alırdı...

"Allahü teâlânın en sevdiği iş, elbise vererek veya doyurarak veya başka ihtiyâcını karşılayarak, bir mü'mini sevindirmektir."

"Ey meleklerim, ben ki Allahım, sizi şâhid tutuyorum. Ramazân-ı şerîfteki oruç ve namazlarına ücret olarak, kendi rızâmı ve mağfiretimi verdim"

Mısır'da Ebü'l-Gays bin Ketîle isminde âlim bir kimse vardır. Bir gün yolu, Ahmed-i Bedevî hazretlerinin medfûn bulunduğu beldeye düşer...

Buyurdu ki: "Bir kişinin fıtrası, bir fakîre veyâ birkaç fakîre verilebildiği gibi, bir fakîre birkaç kimsenin fıtrası da verilebilir."

vehbitülek