Vehbi Tülek

Bir Müslüman, iki din kardeşi arasında her nasılsa bir dargınlık olduğunu görünce aralarını bulmaya ve küskünlüğü gidermeye çalışır.

Allahü teâlâ, Âdem'i yaratınca, belini kudretiyle mesh buyurduğu zaman; birisini sağ, diğerini sol tarafından olmak üzere ondan iki avuç aldı.

Buyurdu ki: "Nefse tâbi olmanın alâmeti, nafile olan hayır işlere rağbet gösterip, farzları yapmakta tembellik yapmaktır."

Buyurdu ki: "Allahü teâlâ, kullarına gönderdiği kitapların hepsinde, kibri ve gururlanmayı kötülemiş ve yasak etmiştir."

Buyurdu ki: "Kişi, şu dört hasletten gâfil olmamalıdır: Doğru söz, doğru iş, samimî dostluk ve emânete sadâkat ile riâyet etmek..."

Peygamberler gönderilmeseydi, insan aklı Allahü teâlânın var olduğunu anlayamazdı. Allah'ın büyüklüğünü kavramaya ulaşamazdı.

Dünyânın yaratılışından bizim Peygamberimize "aleyhissalâtü vesselâm" kadar yüz yirmi dört binden ziyâde Peygamber gelip geçmiştir.

Allahü teâlâ, bid'at sahiplerinin ne orucunu, ne namazını, ne haccını, ne cihâdını, ne sadakasını, ne de adâletini asla kabûl etmez.

"Gaflet uykusundan daha ağır bir uyku yoktur. Şehvetten kuvvetli esâret yoktur. Gaflet ağırlığı olmasaydı, şehvet galip gelmezdi!.."

"Dînin hükümlerinde haddi aşmak, sünnet-i seniyyeye uymakta gevşek davranmak arzu ve isteklerine uymak, emirleri terk etmek bid'attir."

"Anne ve babaya iyilik etmek, boynuna borçtur. Sen ise, kusurlara tâbi olarak, onu yerine getirmiyorsun. Zannımca Cenneti istiyorsun!"

Çok kimse vardır ki, yedikleri, içtikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp duâ ederler. Böyle duâ nasıl kabûl olunur?..

Cömertlik, îmandan gelen bir merhamet mahsûlüdür. Merhamet ise, başkalarının mahrûmiyetini telâfî için onların yardımına koşmaktır...

"Dünyâda ve âhırette ne kadar kötülük ve hastalık varsa, hepsinin sebebi, günah işlemek ve Allahın emirlerine karşı gelmektir..."

"Bir Müslümanı medhedemiyorsan, bari kötüleme. Faydalı olamıyorsan bari zararlı olma, sevindiremiyorsan hiç olmazsa üzme!.."

Bu ümmetin en üstününün Ebû Bekr ve ondan sonra Ömer olduğunu, Eshâb-ı kirâm ve Tâbiîn-i izam söz birliği ile bildirmişlerdir

Allahü teâlâ Mûsâ aleyhisselama buyurdu ki: "Yâ Mûsâ! Arş'ın gölgesinde gölgelenmek istiyorsan, yetimlere, merhametli bir baba gibi ol!"

"Tedâvi olunuz! Çünkü Allahü teâlâ koyduğu her hastalığın şifâsını da yaratmıştır. Ancak bir şeyin ilâcı yoktur. O da ihtiyârlıktır."

"Cennette yüksek derecelerde olanlar, aşağıdan, gökteki yıldızlar gibi görünürler. Ebû Bekr ve Ömer onlardandır."

Resûlullah buyurdu ki: "Birbirinize buğuz ve hased etmeyiniz, sırt çevirmeyiniz. Ey Allahü teâlânın kulları, kardeş olunuz."