Salgın hastalıkların tarihçesi ve günümüz

A -
A +
  Salgın hastalıklar dünyayı pek çok kez etkisi altına almış ve zamanın ülkelerinin ekonomilerini ve nüfuslarını çok derinden etkilemiştir. Tarihte bilinen ilk salgın hastalık MS 165-180 yılları arasında Roma İmparatorluğunda görülen Antoninus (Galen) Salgını olmuştur. Binlerce insanını kaybeden Roma bu salgından dolayı o zamanki nüfusunun yüzde 30’unu yitirmiştir. İşte gözle görülmeyen bu canlılar yüzünden savaşta, çatışmada, isyanlarda verilen kayıplar, salgın hastalıkta verilen kayıplar kadar olamamıştır. Virüs ya da salgın hastalıklar öncelikle uzman hekimler ve bilim adamları tarafından iyi tanınmalı, kaynağı bilinmeli ve bu hastalığın zararının nasıl en aza indirilmesi gerektiğini halka anlatmalıdırlar. Kolera salgını uygarlık tarihimizde 7 defa görülmüştür. Koleranın ortaya çıkması içme sularının kirliliğinden kaynaklandığını zamanın doktorları 3. Kolera Salgınında anlamışlar ve o tarihten sonra içme suyunun arıtılması ve kaynatılması gerektiği bilgisini dünyaya yaymışlardır. Etkisi altında olduğumuz COVID-19 virüsünün nedeni, zararları ve nasıl korunması gerektiği hakkında virüs ortaya çıkar çıkmaz günümüz tıp ve sağlık sektörü, teknolojinin vermiş olduğu güçle hemen kavramış ve sıkı tedbirleri almıştır. Bu yüzden de verilen kayıplar minimum düzeydedir. Hem dünya hükûmetleri hem de ülkemiz aldığı sıkı tedbirlerle virüsün etkisini azaltmışlardır. Bilhassa ülkemizin donanımlı ve 2 ay boyunca hazırlığını yapmış sağlık altyapısı ve yine donanımlı hastaneleri sayesinde virüsün etkisini en aza indirmiş olduk. COVID-19 virüsü kadar sert ve etkili hatta Müslümanlar için bayram olan cuma namazının bile kılınamadığı bu salgın tarihte az rastlanır bir olaydır. Ama yerinde tedbirler ve halkımızın bilinçli tavrı sayesinde inşallah bu virüs ülkemizi tez zamanda terk edecek. Allah milletimizi ve dünya halkını bu tür felaketlerden korusun.           Ahmet Bahtiyar ve Selahattin Emre Arvas     ŞİİR  
                   Hani nerede?   Hani hep bahsederdin handan hamamdan Mağrurlandın insanoğlu çıkamadın odandan Korkup kaçıyorsun ufacık bir mikroptan Biraz kork yerin göğün sahibi Allah’tan   Mülkün sahibi yalnızca Yaradan Öyle bakarsın üç metrelik balkondan Fayda var mı daireden dükkândan Biraz kork yerin göğün sahibi Allah’tan   Olsa yazlığın ya da altın kaplı bin odan Gidemezsin senin olsa bir meydan Kovulursun park bahçedeki banktan Kork sana mülkü veren Allah’tan   Değil ki senin de kovulursun hanından Kaçıyordun çocuklardan hanımdan Bakıyorsun bir metrelik camından Biraz kork mekânın sahibi Allah’tan   Yaş kemale ermiş bihabersin namazdan Varlığın var elin titrer fitre ve zekâttan Varlığına güvenme yok bir ufacık mikroptan Haberin olsun mülkün sahibi Allah’tan                     Kudret Göktaş-Niğde
      UNUTULMAZ COĞRAFYA   MAVERAÜNNEHİR: Amu Derya (Ceyhun), Siri Derya (Seyhun) nehirleri arasında kalan ünlü Türk coğrafyasıdır. Bu tarihî coğrafya bugün, Özbekistan, Kalpakistan’ın bir bölümü ile Tacikistan, Kırgızistan’ın güney kısmını; Kızılkum Çölü ile Kazakistan’ın bir kısmını içine almaktadır. 660.000 km2 yüzölçümü vardır. Bölgede, çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu 16 milyon insan yaşamaktadır. Bölgede ilk çağlardan beri Türkler ve İranlılar yaşamıştır. Asya Hun İmparatorluğu, Göktürk İmparatorluğu, Uygur İmparatorluğu, Sâmânîler, Karahanlı Devleti, Gazneli Devleti, Büyük Selçuklu Devleti, Harezmşahlar Devleti, Timur İmparatorluğu, Çağatay Hanlığı, Şeybânîler sırasıyla bölgede hâkim olmuşlardır. Müslümanlar, Mâverâünnehr’e ilk defa; 667’de El-Hakem bin Ömer-el-Gıfarî komutasında giderek bölgede üç yıl kalmışlardır. Mâverâünnehr, Sâmânîler devrinde İslâm dünyasının parlak bir medeniyet alanı hâline geldi. Ebü’l-Hasan Harkânî, Ebû Ali Fârmedî, Yûsuf-i Hemedânî, Abdülhâlık Goncduvânî, Ârif-i Rivegerî, Ali Râmîtenî, Muhammed Bâbâ Semmâsî, Seyyid Emir Külâl (Gilal), Behâeddin-i Buhârî, Alâüddin-i Attâr, Ya’kub-ı Çerhî, Ubeydullah-ı Ahrâr, Muhammed Zâhid, Derviş Muhammed, Hâcegî hazretleri bu bölgede yaşamışlardır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.