Türkiye-Azerbaycan kardeşliği

A -
A +
Yeryüzündeki devletler ve halklar arasında, Türkiye ile Azerbaycan kardeşliği kadar samimi ve içten bir münasebet muhtemelen yoktur. İki ülke insanı “iki devlet, tek millet” şiarına riayetle sevinçte ve kederde daimi suretle tek yürektir. Bu kardeşlik (gardaşlık) hissiyatı 27 Eylül 2020'de başlayan ve 44 gün süren II. Karabağ Harbinde bir kez daha tezahür etmiştir. Bu kutlu mücadelede devletimiz ve milletimiz "Can Azerbaycan"a ve muzaffer ordusuna maddi manevi her türlü desteği vermiştir.
Öte yandan yardımlaşmamız bu hadise ile mahdut değildir. Kardeşlik hukukumuzun 1915/1923 arasındaki 'ateşten günler'de de ‘kuvveden fiile’ döndüğünü müşahede etmekteyiz. 1915 yılındaki Çanakkale Harbi’nde, Azerbaycanlı gönüllüler Anadolu’daki kardeşleriyle omuz omuza vererek cihat etmişler 500’den fazla soydaşımız şehit düşmüştür. Bakü’de her yıl "Çanakkale Zaferini Anma Günü" düzenlenir.
Azerbaycan Türkleri, 1915-1917 yılları arasında Ermeni mezalimine uğrayan Doğu Anadolu ahalisi için ‘gardaş kömeği’ (kardeş yardımı) kampanyaları düzenlemişlerdir. Bu yardımları mazlum halka ulaştırmışlar; yetim çocukları sahiplenmişlerdir.
1918 Mayısında, Rus Çarlığının dağılmasının akabinde "Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti" teşkil olunmuştur. Askerî cihetten hazır olmayan kardeş devlete Ermeni ve Ruslar derhal hücum etmiştir. Devlet-i Aliyeden yardım isteyen Azerbaycan’ın çağrısını müteakip Nuri Paşa (Nuri Killigil) komutasındaki "Kafkas İslam Ordusu" yardıma gönderilmiştir. Azerbaycanlı ve Dağıstanlı gönüllülerle güçlenen kahraman ordu 15 Eylül 1918’de Bakü’yü işgalden kurtarmıştır. Halaskar ordumuz bu muharebede 1130 şehit vermiştir.  Bakü'de şehrin en yüksek noktasında ‘şehitler hiyabanı’ anıtı dikilmiştir.
Azerbaycan Cumhuriyeti, İstiklal Harbimizin cereyan ettiği 1919/1922 yılları arasında Ankara hükûmetini bila kayd ü şart desteklemiş; petrol başta olmak üzere her türlü yardımı yapmıştır.
Azerbaycan’ın azatlığına kavuştuğu 1991 yılından bu yana da münasebetlerimiz kuvvetlenerek devam etmektedir. Cenab-ı Allah kadim milletimizi ve devletlerimizi korusun.
      Hakan Karagöz-Rehber Öğretmeni
 
 
 
ŞİİR
 
 
Bitsin artık bu hasret...
 
 
Ey Resul
Ey Mekkeli yetim
Rabbimin en sevgilisi
Cihan'ın göz bebeği
Tüm zorluklarla imtihan olunan peygamber
 
Ümmet senden öğrendi sabrı
Ümmet senden öğrendi mahzunluğu
Kanadı kırık bir kuşken uçabilmeyi
Bütün zorluklara rağmen ümitvar olmayı
 
Sen en sevgili ey sevgili
Sen bize en güzel örnek
Sen karanlık gecelerin güneşi, nuru
Sen dertlerin dermanı, sabrın en güzel yanı
Sen ümmetinin en sevgilisi, ey sevgilisi
 
Sözler çileli ya Resulullah, yazılanlar anlamsız
Hangi söz tarif eder ki senin çektiklerini…
Ve bizdeki sana olan hayranlığı
Sana olan özlemi, sana olan hitabın inceliğini
 
Sen en sevgili, ey sevgili
Neyleyeyim ki sensiz baharı, sensiz zamanı
Zamanın bize var ettiği hakkı
 
Seni yaşamak istiyoruz ya Resulullah
Ayağının altında bir toz…
Açlıktan karnına bağladığın bir taş…
Gözünden akan bir damla yaş…
Vaktidir ağlayan gözlerimin içine gül…
 
 Sen Can'a cansın, canansın
 Sen gönüllerin kulaklığında bir yudum su
 Sen sol yanımızdaki mahzunluğun en büyük umudu…
 
 Ah bir bilsen bu gönüller hicranda
 Özlemin çok ağır!
 Maksadımız sensin ya Resul…
 Ümidimiz sen…  Bitsin artık bu hasret
 Arzumuz bir an önce sana kavuşmak.
 
                 Nurcan Ertaş
 
 
 
KELAMI KİBAR KİBAR-I KELAMEST
(Büyüklerin sözü, sözlerin büyüğüdür)
 
“Her bir kesin var bir kesi,
Ben bî-kesin yok kimsesi.
Ben bî-kesin sen ol kesi
Ey kimsesizler kimsesi”
***
*İnsanın yaratılmasından maksat, Hak teâlâya ibâdet ve kulluk yapmaktır. 1/73 [Mektûbât Tercemesi: 111.]
* İnsandan bu fâni dünyada talep olunan [istenilen], marifet-i Hak teâlâdır [Rabbini bilmesidir]. 1/226 [Mektûbât Tercemesi: 278.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.