Üç tarafı denizlerle çevrili üzerinde yaşadığımız bu güzel topraklar yalnızca tarihî, coğrafi ve kültürel zenginlikleriyle değil dünyanın en hareketli levha sınırlarından birinin tam üzerinde yer almasından dolayı sık sık deprem felaketleriyle sarsılmaktadır. Bu da bize büyük sorumluluk yüklemektedir.
Tabiatın kanunu bellidir. Ülkemiz ne yazık ki bir deprem ülkesi. Depremler durdurulamaz, doğanın kanununa set çekilemez. Biz ülkemizi bırakıp başka bir yere gidemeyeceğimize göre ve de başka bir Türkiye olmadığı için artık deprem gerçeğiyle yaşamaya mecburuz.
Her an bir deprem felaketiyle karşılaşacağımız gerçeğini herkesin kabullenmesi gerekiyor. 23 Nisan günü İstanbul'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem bir kere daha bizi deprem gerçeğiyle karşı karşıya getirdi. Allah’tan büyük yıkım ve can kaybı olmadı. 2 yıl önce ülkemiz bu çağın en büyük felaketini yaşadı ateş sadece düştüğü yeri değil bütün ülkeyi yaktı. On iki vilayetle birlikte ülke kahroldu...
Bu deprem ilk olmadığı gibi ne yazık ki son deprem de olmayacaktır. O zaman burada önemli olan her an her saniye depreme hazırlıklı olmak ve gerekli tedbirleri almaktır. Ülkemizin doğusundan başlayıp iki kola ayrılan fay hattının Doğu ve Güneydoğu Akdeniz hattında meydana gelen bu depremden sonra Kuzey kolu yine Doğu Anadolu’dan başlayıp İç Karadeniz, Orta Anadolu, Marmara ve Ege bölgesinin tamamını kaplayan ve bilhassa İstanbul için çok büyük tehlike teşkil eden büyük fay hattının, meydana gelecek bir depremde daha tehlikeli bir şekilde kırılacağını ve başta İstanbul olmak üzere bütün bölge için çok büyük yıkımlara sebep olacağını belirtmekteler. İnşallah bu faylar diğer görüşteki bilim adamlarının açıkladığı gibi ölü faylardır. Aksi takdirde İstanbul dünyanın en büyük metropollerinden biridir. İstanbul kendi hâline bırakılacak bir yer değildir. İstanbul ülkemizin geleceğidir...
Aslan Torun
Dünya hâline dalanlara baktım
Sonra sordum onlara hedef neresi
Baktılar yüzüme bön bön niye diye
İnsanlar duyarsız, insanlar bihaber.
Düşünmezler aslolan gidilecek yurdu
Hiç yol hazırlığı yapmazlar heybeye
Varsa, yoksa dertleri günü gün etmek
İnsanlar duyarsız, insanlar bihaber
Şöyle bir yerde durup bakarım
Seyrederim gelip geçen gidenleri
Hepsi neşeli, sevinçli korku yok sanki
İnsanlar duyarsız, insanlar bihaber.
Biraz düşünseler doğru yolu bulacaklar
Hidayete, şükür nimetine kavuşacaklar
Aslolan sonsuz hayatı kazanacaklar
İşte o zaman insanlar uyanacaklar
Nedir bu insana yüklendiğimiz,
Hiç mi gülmesinler yalan dünyada,
Hep ağlayıp, ah edip sızlansınlar mı?
Allah’ın rahmetine sığınacaklar...
Rahmeti gazabını aşmıştır Hakkın,
Korku korku yeter, sevgiye bakın...
Abdülkadir’im sen de muhabbet takın
İnsanlar sevgiyle kurtulacaklar.
Abdulkadir Yılmaz-Samsun
SALATALIK: Salatalığın faydaları genel olarak şunlardır: Salatalık hidrasyonu artırır ve vücudu nemlendirir. Ödem atmayı kolaylaştırır. Kemikleri güçlendirir. Kalp sağlığını korur. Kan şekerini yönetmeye yardım eder. Bağırsak sağlığını destekler. Göz altı torbaları ve şişliklerine iyi gelir. Ciltteki leke ya da renk eşitsizliği azaltmaya yardım eder. Kilo verme sürecini hızlandırabilir. Kanserle savaşmaya yardımcı antioksindanlar içerir. K vitamininin, B ve C vitamini ihtiyacını destekler. Salatalığın faydalarından biri de antioksidan bakımından zengin yapısıdır. Antioksidan özelliği sayesinde stres kaynaklı rahatsızlıkların giderilmesine yardımcı olur. Çeşitli sağlık sorunlarının tedavi sürecine olumlu katkı sağlar. Salatalık ödem atmak amacıyla da sıklıkla tüketilir. [Kaynak: https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/salataligin-faydalari]
Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...