Gelin yeni bir referandum yapalım

A -
A +
Hayati önemdeki kararı 2023 seçimine bırakmayalım.
Hiç uzatmadan, tek soru soralım…
“Biz bir istiklal mücadelesine giriştik. Savaşa girince her engel çıkar karşımıza. Sen var mısın, yok musun?” diyelim.
***
Öncesinde herkes döksün eteğindeki taşı...
Ekonomideki gelişmelerden rahatsızlık var mesela.
Olabilir.
Dünyada pandemide büyüyebilen iki ülkeden biriyiz…
Uluslararası göstergeler çok daha iyiye gideceğimizi gösteriyor ama her şeyin arzuladığımız gibi olmadığı ortada.
“ABD’de şöyle, Almanya’da böyle” diyenler var ya…
“Haklısınız. Henüz ABD, Almanya olamadık” diyelim açıkça.
Hazineyi devraldığında altın, dolar doluydu; Tayyip Erdoğan geldi bitirdi diye inanan varsa inansın.
Onu da konuşalım etraflıca…
Ne olmuş, ne bitmiş; tek tek yatıralım masaya.
Tam “Her şeyi düzelttik” derken kışkırtılan Gezi’den başlayabiliriz hatta.
Tabloyu rakamlarla, ezberletene kadar anlatalım vatandaşa.
Hem darbe girişimlerini, hem kuduran terörü destekleyenlerin kimler olduğunu ve bunların ekonomide neye mal olduğunu daha net görsün herkes.
Sonra, bugün en çok onların ‘ekonomideki olumsuzluklar’ üzerine konuştuğunu da!
***
“Onlar muhalefet, işleri bu” diyenler çıkar illaki…
Bunu kendi başlarına yapmadıklarını…
Dışarı ile nasıl irtibatlı hareket ettiklerini…
Etrafımızda örülen kuşatmayı nasıl desteklediklerini…
Bir bir belgeleriyle dökelim ortaya.
Kim neyden rahatsızsa ve ne istiyorsa bulsun cevabını.
Hiçbir şey gizli-saklı kalmasın, açık açık soralım vatandaşa.
Diyelim ki mesela; 
“Ey vatandaş! 
2010’dan beri olanları biliyorsun.
Her şey gözünün önünde oldu, bire bir şahitsin.
Senin FETÖ ve PKK terör örgütleri ile ilgili kararın nedir?
Mücadele devam etsin mi?
Edecekse kim etsin?”
***
Siyasetteki romantizmi, “Aman kitleleri kırıp incitmeyelim” nezaketini bir kenara bırakalım gerekirse.
Üstü kapalı mesajlarla anlaşılmıyorsa hakikat, daha açık söyleyelim.
“CHP’ye, İyi Parti’ye, Saadet’e bugün verilen her oy PKK’ya ve FETÖ’ye gidiyor, Türkiye’yi bölünmeye götürüyor. Kimse kusura bakmasın”ın altını doldursun siyaset.
Eveleyip gevelemeden açık açık tezlerini söylesin herkes.
Teröre desteği ‘demokrasi, insan hakları’ gibi kılıflarla örtbas etmeye çalışanları, lafı ağzında yuvarlamadan, tastamam konuşanlar ifşa etsin.
Gerilim yükselecekse yükselsin, ne olacaksa şimdi olsun, hiçbir şey 2023’e kalmasın.
***
FETÖ demişken…
Orası da iyice açılsın, sapla saman birbirinden ayrılsın.
15 Temmuz gecesi, kimin ne olduğunun en net göstergesi nasılsa…
Tanklara alkış tutanların, tankların önüne yatanları FETÖ’cülükle suçladığı saçma sapan oyunlar da bu süreçte son bulsun.
Kimin, ne dümen çevirdiği artık net olarak ortaya konulsun.
Siyaset de artık bir o yana, bir bu yana savrulmasın; ittifak hesapları yüzünden yalpalamayı bırakıp, tavrını net koysun.
Misal…
CHP ve MHP’deki kaset operasyonları…
Adım adım bir daha anlatılsın süreç.
MHP’yi bölmeye çalışanların FETÖ bağlantıları isim isim dökülsün yeniden.
Toplumun çoğu bilmiyor, görüyoruz.
CHP’de Deniz Baykal’a kumpası, yeni yönetime yapılan servisi ve bu servisi yapan ‘maskeli’ yüzleri…
Bu operasyonların iç-dış, bütün bağlantıları…
Tarih tarih kimlerle görüşülmüş, sonrasında neler olmuş?
Deniz Baykal, Devlet Bahçeli ve en nihayetinde Recep Tayyip Erdoğan’ı siyasetten silmek için kimler, neler yapmış…
Hepsi etraflıca kamuoyuna ezberletilsin.
***
Sonra, yeni kurulan partiler ele alınsın.
Erdoğan, Ali Babacan’ı iki defa niye ekonominin başından almış?
O göreve geldiğinde kimleri desteklemiş, gittiğinde hangi operasyonlar çekilmiş?
Bakan olarak görev yaptığı dönemde içerideki hangi yapıları desteklemiş, onlar adına hangi hamleleri gerçekleştirmiş?
Gül, Davutoğlu ve Babacan’ı kim CHP ile aynı çizgiye getirmiş, ne amaçla getirmiş?
Bunlar apaçık bilinsin ki, vatandaş 2023 öncesinde kararını buna göre versin.
***
Bakın, daha “Aya gitmek, doğalgaz-petrol ihracatçısı ülke olmak istiyor musunuz?”“Yerli otomobil, uçak, tank, helikopter, jet motoru, yol, köprü, kanal istiyor musunuz?” diye sormadım bile…
40 yıl öncesinin problemlerinin cevabını isteyelim sadece vatandaştan.
Sırf ‘terör’le ilgili cevabını versin herkes.
Ve bu terörün durduk yere olmadığını, arkasında kimlerin bulunduğunu, bunun yoksullaşmamızdaki rolünü bilerek, isteyerek verilsin bu cevap.
Hiçbir gelişmiş ülkede kabul edilemeyecek eşkıyalığın bizim toplumumuzda karşılığını görelim artık.
Binlerce askerimizi, polisimizi, sivil vatandaşlarımızı, kundaktaki bebeklerimizi katledenlerle ilgili kesin ve geri dönülmez bir karar alsın bu toplum.
Bahaneleri varsa onlar da anlatılsın, cevapları şimdiden alınsın.
Bunlar asla ama asla 2023’e bırakılmasın.
***
Siyasi hokkabazların oyuncağı olmadan…
Siyasi hesaplara ülkeyi kurban etmeden…
“Bana ne PKK’dan, FETÖ’den” demenin bedelinin, yarın Türkiye’nin bölünmesi anlamına geleceğini…
Bölününce bu terörün yine bitmeyeceğini; sınırımızda PKK, dolaylı olarak İsrail ile de komşu olacağımızı…
En nihayetinde Türkler bu topraklardan silinmedikçe terör olaylarının durmayacağını ve asla huzur olmayacağını tastamam bilerek gidelim o referanduma.
Askeri-polisi dağlarda bunca yıldır canını ortaya koyarak, eşini dul, çocuklarını yetim bırakma pahasına mücadele verirken, boğazda viskisini yudumlayanların tuzağına bile isteye düşmek isteyen varsa, buyursun..
O karar verilsin, ne olacaksa şimdi olsun.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçenlerde yine “ölümü göze alarak” verdikleri mücadeleden bahsetti.
Nitekim, özellikle şu son 10 yılda pek çok girişimi gördük.
Meselenin kendisi olmadığını, asıl hedefin Türkiye olduğunu ara ara söylüyor ve “Mücadeleden vazgeçersek yok oluruz” uyarısı yapıyor.
O yapıyor da, toplum ne kadar umursuyor?
İşte bunun cevabı için gerekli referandum.
Öbür tarafta PKK’nın istediği şekilde anayasa taslağı hazırlayanlara,
FETÖ, PKK, DHKP-C gibi örgütlerin devlete sızmasını önleyecek düzenlemeyi TBMM’de ayak oyunlarıyla engellemeye çalışanlara millet ne diyor, görelim açıkça.
***
Millet kararını önceden versin ki, “ölüm riskini” göze alarak, canlarına pahasına istiklal mücadelesi verenler boşuna uğraşmasın.
Sivri laflar ettiğimi bilmiyorum lakin şimdi sivri cevaplar alma zamanı.
Hem de fert fert herkesten.
Görüyoruz; FETÖ, PKK gibi örgütler, bu büyük meseleyi uyduruk gündemlerle kamufle etmekte usta.
Arkalarında ‘hibrit savaş’ın algı yönetimi taktiklerini çok iyi bilen istihbarat örgütlerinin olduğu muhakkak.
O yüzden muhalefetin, illüzyonla gizlediği karanlık yüzü aydınlanmadan 2023’e gidilmesin.
“Bunlar seçim sürecinde zaten konuşulur, referanduma ne gerek var?” dediğinizi duyar gibiyim.
Kazın ayağı öyle değil.
Seçim atmosferinde ne derseniz deyin, vatandaş “Bunu oy almak için anlatıyor” gözüyle bakıyor.
Kim ne söylerse söylesin, bir kulağından girip, öbür kulağından çıkıyor.
Hatta dinlemiyor bile, -ki kararını etkilemesin.
O yüzden bu meseleleri konuşmak, tartışmak için daha normal bir zamana ihtiyaç var.
İşte o gün, bugün…
Böyle bir referandum yapılsın mı, ne dersiniz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.