Milyonların bayram göçünde oluşan radar tepkilerine bizim gibi devletimiz de kayıtsız kalmadı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte hız limitlerini ve uyarı levhalarını gözden geçirmek için komisyon kurduklarını açıkladı.
Ulaştırma Bakanımız Abdülkadir Uraloğlu da mesleğinde çok tecrübeli biridir.
Şahsen muhabbet duyduğum her iki bakanımızın, yollarda insanların binlerce kilometre yolculuğunun çileye dönüşmesine mantıklı çözümler üreteceğini ümit ediyor, tepkilere gösterilen duyarlılığa teşekkür ediyorum.
Vatandaşın “Bu yolları güzel yaptınız da, dağ yolundan gidilecek hızda araç kullanmamızı istiyorsunuz. Artık arabaya binmeye korkar olduk” serzenişini anlamak lazımdı.
Uzun yolda sürücülük tecrübesi dahi olmayan birileri zevzeklik edip, “Kural bu, uyacaksınız kardeşim” tavrıyla işgüzarlık yapsa da, devlet yetkililerimizin, oluşan tepkinin haklılığını anladığını görüyoruz.
Komisyonun tespitlerini paylaştıklarında elbette onları da ayrıca değerlendiririz.
Çünkü mevzu sadece radar değil… Bunlar çok katmanlı meseleler. Bir tek çözümü yok ve çözerse ancak devlet çözer.
***
Anlatmak istediğim şu ki; tabelalarda 30 hız sınırı 50, 50 hız sınırı 70 yapılsa yine çözüm olmaz.
Çünkü asıl mesele, devletin imkânları ve yatırımları ile ilgili…
Trilyonlar harcayıp bölünmüş yollar yapmış, ancak bu yollara adım başı yaya geçidi ve kavşak koymuşsak, bunu vatandaş değil, devlet çözmeli.
Buralara -otobanlarda olduğu gibi- alt ya da üst geçit yapmazsak, sürücülere 30 yerine 50 ile geç demenin hiçbir yararı olmaz, aksine Allah korusun olumsuz her hadisede bu sefer birileri başka tepkilerle ortaya çıkar.
***
Dedik ya, bunlar imkân meselesi…
AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımız, son 20 yıldır neredeyse her alanda bir asrın açığını kapatmaya, eksiklerimizi gidermeye çalışıyor.
Ulaşım da öyle…
Keşke AK Parti öncesi koalisyon hükûmetleri de duble yollar, otobanlar yapsaydı da bütün yük bu iktidara kalmasaydı.
Hiç değilse Bolu Tüneli'ni açmayı becerebilseler, bölünmüş yolları yapabilseler, şimdi belki otobanlarla donatılmış Türkiye’de bu meseleleri hiç konuşmuyor olurduk ama maalesef durumumuz şimdilik bu.
Bakmayın muhalefetin eski Türkiye güzellemelerine…
2001 öncesi çekilmiş eski Türk filmlerine bile baksanız, görürsünüz Türkiye’nin nereden nereye geldiğini.
Hiçbir iş üretmeyen, skandalları bitmeyen, ömrü bir yılı bulmayan koalisyon hükûmetlerini başımıza bela eden parlamenter sistemden kurtulduk çok şükür.
Her şey adım adım daha iyiye gidiyor ama yapılan binlerce kilometre otoyola ve tünellere rağmen, hâlen ulaşım konusunda daha yapmamız gereken çok şey olduğunu da görmemiz gerekiyor.
***
Burada sadece hükûmete değil, belediyelere de düşen ciddi sorumluluklar var.
Dilerim ki, Çorum Osmancık gibi, bir tane bile alt ya da üst geçit yapmayan, sırf sürücüler yavaş gidip sıkılsın da etraftaki iş yerlerinden alışveriş yapsın, esnaf para kazansın kafasıyla milleti yollarda süründüren yerel yönetimlere de bir tedbir ve müeyyide uygulanır.
Yıllardır insanlara 60’la, 70’le gittikleri için kestikleri radar cezalarıyla bir tane bile üst geçit yapmamış olmaları, kötü niyetin en bariz belgesi zaten.
Onlara gücü yetecek olansa sadece devletimiz, hükûmetimizdir.
Birileri para sayıyor, bakın fatura kime kesiliyor?
***
Komisyona bir önerim de sürücü kurslarının eğitimlerini gözden geçirmeleri.
Yollar ‘ehliyetli’ acemilerle dolu.
Trafikte ilerlemekten korkan, korktuğu için en sol şeritte yavaş yavaş ilerlemeye çalışan, bu yüzden de diğer sürücüleri zora sokan, hatta kavgalara sebep olan acemiler nasıl ehliyet alabiliyor, anlaşılır gibi değil!
Onlar sadece kendi güvenliklerini sağlayacaklar diye yüzlerce aracı peşine takarak ilerlerken, bunu gören polisin yapabileceği ne var?
Sadece ehliyetine bakmak.
Varsa problem yok, öyle mi?
Hız sınırını aşanlara nasıl müeyyide uygulanıyorsa trafiği tıkayan acemi keyfiyetine de son verilmeli.
Araç kullanmak ciddi ve riskli sorumluluktur, bunun tek çaresi de kaplumbağa hızıyla gitmek değildir.
Dileriz ki radar tartışmasıyla kurulan komisyon, bütün problemlerin masaya yatırıldığı ve gerçekçi çözümlerin üretildiği bir hayra vesile olsun.
Yücel Koç'un önceki yazıları...
hissiyatımıza tercüman olduğunuz için Allah razı olsun. birşey eklemek istiyorum müsaadenizle. kazaya en çok sebebiyet veren hız değil araç kullanırken telefonla oynamaktır ve bu daha çok yavaş giderken olmaktadır.
Sizin dediniz gibi oğlum sol şeritte yavaş gidenler yüzünden hasarlı kaza yaptı.gözden geçirilsin acemi çok