'Yatırım yapılabilir notu bizim çeyizimizdir'

'Yatırım yapılabilir notu bizim çeyizimizdir'

Ekonomi Haberleri

Türkiye siyasi hayatta yeni bir döneme hazırlanırken, ekonomi cephesinden de geleceğe ilişkin önemli açıklamalar geliyor.

İş Bankası'nın kuruluşunun 90. yılında açıklamalarda bulunan Genel Müdür Adnan Bali, mevcut kazanımların riske edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, bunun en başında ülke kredi notunun geldiğini ifade etti. Burada herkese görev düştüğünü dile getiren Bali, şunları kaydetti: "Neden ülkemiz 20 küsur yılın ardından yatırım yapılabilir ülke notunu tekrar alabildi? 1994'te, memur maaşlarının ödenip ödenemeyeceğinin tartışıldığı bir Türkiye'de iken kaybettik bu notu. Şimdi 1 yıl bile geçmeden 'acaba notumuz düşer mi?' sorusunu konuşur olduk. Burada herkesin bana göre milli görevi var. Daha önce 'bu bizim çeyizimizdir' dedim. Sandıklarda saklanmak zorundadır reytingimiz. Neden önemli? Uygun maliyet, uzun vade, farklı yatırımcı profilleri ve enstrümanlarına erişiminiz ancak bu suretle mümkün oluyor. Böyle olmadığınız zaman anında başka risk kategorisine ineceksiniz. Kendi ülkenizin hazinesinin çıkartmış olduğu borçlanma tahviline yatırım yapmanızın bile risk ağırlığı değişecek, maliyetleriniz yükselecek. Bu ülkenin oluşturduğu değerlerin daha fazlasının dışarı kaymasını istemiyorsak, daha fazlası içeride kalsın istiyorsak, kaynak maliyeti ve faiz de yükselmesin istiyorsak, kredi notumuzu korumamız lazım. Bunun için de onu koruyacak her tür hassasiyeti, önlemi gösterirken, onu riske edecek her tür problemden de uzak durmalıyız."
Şu anda not tartışmaların özellikle politik gelişmelerle ilişkilendirilerek maalesef erken bir şekilde yapıldığını belirten Bali, "Açıkça ifade edeyim, ben kredi derecelendirme kuruluşlarının karar alma süreçlerinin çok objektif yöntemlerle yürüdüğü kanaatinde değilim. Bizim için önemli olan şey, bu tür kuruluşların çalışma yöntemlerine ilişkin şikayetler yerine, vazifemizi doğru dürüst yerine getirmektir. Reyting düşüşü suretiyle daha cazip şartlarda yatırım yapma beklentilerini boşa çıkartmalıyız, fırsat vermemeliyiz. Çünkü kaybedilen, bu ülkenin refahından gidiyor" tespitlerini yaptı.

2015 yılının çok yakın dönemdekiler kadar olmasa bile dikkate alınması gereken belirsizliklerin bulunduğu bir sene olacağını söyleyen Bali, şöyle devam etti: "Jeopolitik riskler ciddi oranda artmış durumda. Bir de genel seçim var önümüzde. Çok özel bir problemle karşılaşmaksızın bu süreci yönetebileceğimizi düşünüyorum. Bu ülkenin çok ciddi bir kriz tecrübesi var. Şimdi bütçe ve borç istatistikleri başta olmak üzere daha sağlam makroekonomik temeller ve otoritesiyle, denetimiyle, yönetimiyle daha sağlam bir bankacılık sektörüne sahibiz."

Hızlı büyüme dönemlerinden sonra özellikle de makul büyüme dönemlerine geçilmeye başlandığında varlık kalitesi ile ilgili kaygıların gündeme geldiğini hatırlatan Bali, şunları söyledi: "Örneğin bisikleti sürme beceriniz yavaşken belli olur. Dengede kalmak yavaş giderken zordur. Halbuki hızlı giderken risklidir ama denge kolay sağlanabilir. O nedenle hızlı büyüme dönemlerinde işlerin fizibilitesinin gözden kaçtığı durumlar olabilir. Türkiye 2012 yılından beri makul hızlarla büyüyor. 2012'de daha yavaş, 2013'te bir miktar üzerinde ve 2014 yılı ilk çeyreğinde yüzde 4.3 büyüdü. Bu dönem aslında önemli bir test dönemidir. Böyle bir dönemde, problemli krediler oranı bankacılık sektöründe hâlâ yüzde 3'ün altında... Bu dönemde bir sıçrama olmaması önemlidir."

90. KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ
İktisadi bağımsızlık İş Bankası ile geldi
Türkiye İş Bankası'nın 90. kuruluş yıl dönümü kapsamında değerlendirmelerde bulunan Adnan Bali, "Cumhuriyet siyasi bağımsızlığı ifade etmek üzere nasıl Kurtuluş Savaşı üzerine bina edilmişse, İş Bankası da iktisadi bağımsızlığın sağlanması amacıyla kurulmuş bir kurumdur" dedi. İş Bankası'nın ülkeye hız kazandırmak ve ülkenin kalkınmasına yön vermek misyonuyla kurulduğunu, 90 yıllık süre içerisinde de bu doğrultuda çok ciddi noktalara ulaştığını vurgulayan Adnan Bali, şöyle devam etti: "Kuruluş sermayesinin dörtte üçü, 'savaştan çıkmış, fakruzaruret içindeki bir toplumun ticaret erbabı tarafından bir araya getirilmiş' İş Bankası; bugün 121 şirket ve 50 bini aşkın çalışandan oluşan dev bir grup haline gelmiştir. Belli bir sermaye grubunun bankası değiliz. Belli bir sermaye grubunun şu ya da bu yöndeki perspektifine göre faaliyetlerimizi yürütüyor değiliz. Siyasetle herhangi bir ilişkimiz yok. İş Bankası'nın siyaseti, İş Bankalıların siyasetidir. O da şudur; bir anonim şirketi düzgün bir şekilde yönetmek ve bu ülkeye değer kazandırmaya devam etmek…İş Bankası maraton koşucusudur, uzun dönem oyuncusudur. Kısa dönemdeki birtakım özel konjonktürlerden kaynaklanabilecek sapmaları dikkate alarak ikide bir tavır değiştirmez..."



VERİLEN KREDİ MİKTARI AZ
Konut sektöründe BALON RİSKİ yok
Konut kredilerindeki gelişmeleri ve sektördeki balon tartışmalarını değerlendiren Annan Bali, geçen yılın ilk yarısında konut kredilerinde yüzde 16.8, bu yılın ilk yarısında ise yüzde 4.4 artış yaşandığını hatırlattı. Bali, "Bu kadar tartışıyoruz ama konut kredilerinin ekonomideki payı yüzde 7 düzeyinde. Bu oran Avrupa ülkelerinde yüzde 50'lerde… Dolayısıyla Türkiye için alınacak çok mesafe olduğu gibi, temel bir probleme işaret etmekten uzak bir tabloyla karşı karşıyayız. Öte yandan balondan bahsetmek için son 5 yılda enflasyondan arındırılmış olarak yüzde 100 reel artışın bulunması gerekiyor. Bu oran ülkemizde yüzde 15. Bana göre böyle bir probleme işaret edecek bir durumla karşı karşıya değiliz" dedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...