Faruk Oktay iftira atmadı, öldürüldü

Faruk Oktay iftira atmadı, öldürüldü

GÜNDEM Haberleri

Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü olan Faruk Oktay'ın ölümünün perde arkasını oğlu Emre Oktay anlattı, işkencelere rağmen Adnan Menderes'i sırtından vurmadı.

Türk demokrasi tarihinin en kanlı sayfalarından biri olan 27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 53 yıl geçti. Çok partili hayata geçtikten sonra neredeyse on yılda bir zuhur eden darbeci vesayetin temel taşıydı 27 Mayıs. Bugün artık darbecilerin yargıya hesap verdiği bir dönemdeyiz. Ergenekon ve Balyoz davaları ile başlayan yargılamalarda şimdi 12 Eylül 1980 darbesi mahkeme sürecinde. 28 Şubat'ın ise ilk iddianamesi tamamlandı. Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi olan 27 Mayıs ise tarih önünde mahkum olacağı günü bekliyor. 27 Mayıs darbesi darağacında sallanan Adnan Menderes, Hasat Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu cinayetleri ile toplumun hafızasına kazındı. Oysa darbecilerin cinayetleri bu üç kişi ile sınırlı değildi. Yassıada sürecinde 10 kişi daha uğradıkları kötü muamele ve işkenceler sonucunda hayatını kaybetti. Onlardan biri de dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay'dı. Babasının işkenceyle öldürüldüğünü belirten Emre Oktay, 27 Mayıs darbesini yapanların halen hayatta olduğunu ve yargılanmaları gerektiğini belirtti.
TANKLAR nbsp;BİZE ÇEVRİLİYDİ
Emre Oktay, darbe olduğunda henüz 13 yaşındaydı. Ruhunda derin izler bırakan o geceyi şöyle anlattı: "Nişantaşı'nda oturuyorduk. Evde annem Nimet Oktay, babam, 15 yaşındaki ağabeyim Ömer ve ben vardık. Gece 3'e doğru uyandığımızda babam sürekli telefonla konuşuyordu. Bir telaş vardı. Gürültüler oldu dışarıda. Camdan baktığımızda evin önünde namlusunu bize çevirmiş bir tankın durduğunu gördük. Ayrıca bir top arabası daha var. Bir birlik gelmiş. Sesler, gürültüler, patırtılar. Evin etrafını sarmalar. Halbuki iki asker gelse alıp götürecekler, bu kadar şeye ne gerek var. Sonra kapıyı çalıp babamı alıp götürdüler." O gece yaşananlar 13 yaşındaki Emre Oktay ve 15 yaşındaki ağabeyi Ömer'in ruhunda derin yaralar bırakmış. Ruhsal tedavi görmüşler uzun süre. 27 Mayıs gecesi aynı zamanda babaları Faruk Oktay'ı son görüşleri olmuş. Vedalaşamamışlar bile. RÖPORTAJ: MELİK DUVAKLI

nbsp;Faruk Oktay iftira atmadı, öldürüldü

Emre Oktay, döneme ilişkin önemli araştırmaları olan ve bu konuda kitaplar yazan bir isim.
nbsp;Faruk Oktay iftira atmadı, öldürüldü

Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay, Adnan Menderes'e çok yakın birisiydi.


ŞEHİT SAYILMALILAR
"O günün şartlarında hak aramanın imkansız olduğunu söylemeye gerek yok sanırım" diyen Emre Oktay, "Ama bugün artık bu imkan var. Meclis'e de başvurdum daha önce. Bu cinayetler tarih önünde mahkum olmalı. Orada öldürülenler de şehit statüsüne alınmalı. Darbecilerden halen hayatta olanlar var. Yargı önüne çıkarılmalı. Pek çok değerli hukukçunun görüşleri var bu konuda. İşkence ve insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı söz konusu değil. Darbecilerden Numan Esin, Şefik Soyuyüce, Mustafa Kaplan, Ahmet Er hayatta. Yassıada komutanı Tarık Güryay'ın yaveri Teoman Koman ve Akay Şakman yaşıyor. O dönemde darbede görev almış pek çok isim vardır daha. Bunlar tarih önünde yargılanmalı" şeklinde konuştu. Emre Oktay, Silivri yargılamalarının Yassıada ile karşılaştırılmasını da eleştirdi: "Kıyası mümkün olmayan bir durum. O günleri yaşayan biri olarak söylüyorum. nbsp;Yassıada'da uygulanan vahşeti Silivri ile kıyaslamak imkânsız."
nbsp;Faruk Oktay iftira atmadı, öldürüldü

"BABAMA, BU DEHLİZDE İŞKENCE EDİLDİ!"
Dar, basık, içinde su olan küçücük dehlizlerde günlerce tutulup işkencelere maruz kalmış Faruk Oktay. Askerler tarafından götürüldükten sonra ailesi bir daha göremiyor onu. Ta ki darbeden 4 ay sonra 30 Eylül'de cansız bedeni teslim edilene dek. Geçtiğimiz yıllarda babasının işkence gördüğü cezaevini ziyaret eden Emre Oktay, "Vücudunun her yanı yaralar içindeydi. Göğsünde kocaman kara bir yara vardı. Belli ki çok işkence görmüştü. Ne otopsi ne de muayene yapıldı. Kalp krizi deyip teslim ettiler cesedi" dedi.

PERDE ARKASI
Menderes'e nbsp;iftirayı kabul nbsp;etmeyince nbsp;öldürüldü

Emre Oktay, babasının sorgu sırasında iftiraları kabul etmediği için işkencelere maruz kaldığını belirtti.

Faruk Oktay, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, Demokrat Partili 402 milletvekili ve diğer bürokratlarla birlikte Yassıada'ya götürüldü. Darbenin ardından 27 Mayıs cuntası halkın büyük destek verdiği Menderes ve arkadaşlarını gözden düşürmek için bir dizi yalan ve iftiraya başvurdu. Ortaya atılan akıl almaz iddialar dönemin basını tarafından manşetlerden veriliyordu. Binlerce öğrencinin öldürüp, kıyma makinalarında öğütüldükten sonra asfalt yapımında kullanıldığı o akıl almaz iftiralardan biriydi. Güya bu vahşeti uygulayanlardan biri de dönemin emniyet müdürü Faruk Oktay'dı. Döneme ilişkin önemli araştırmaları olan ve bu konuda kitaplar yazan Emre Oktay, babasının sorgu sırasında bu iftiraları kabul etmediği için işkencelere maruz kaldığını belirtti: "Babama bunu sorduklarında, 'binlerce öğrenci öldürüldüyse bunların isimleri ne. Ortada kayıp başvurusu yok. Aileleri, yakınları yok mu?' karşılığını veriyor. Tabi, yok öyle bir şey. Tamamen yalan, nereden getirecekler! Bunun üzerine bu sefer diyorlar ki, 'Menderes ve Bayar bana bu katliamları yapmam için emir verdi ama ben yerine getirmedim şeklinde ifade ver.' Babam bunu da kabul etmiyor. Menderes'e iftirayı kabul etse belki de kurtulacak. Ama asla kabul etmiyor. Bunun üzerine çok büyük işkencelere maruz kalıyor." nbsp;

27 MAYIS KURBANLARI
Darbenin unutulan diğer mağdurları
Darbede Menderes, Zorlu ve Polatkan dışında 10 milletvekili ve bürokrat yargılama sürecinde kötü muamele ve işkence sonucu hayatını kaybetti. İçişleri Bakanı Namık Gedik, gözaltındayken Harp Okulunda şüpheli şekilde öldü. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Lütfi Kırdar duruşma sırasında kalp krizi geçirerek vefat etti. Konya Valisi Cemil Keleşoğlu 'bileklerini keserek intihar etti' şeklinde kayıtlara geçti. Milletvekili Zakar Tanver uğradığı işkenceler sonucunda öldü. İstiklal Madalyası sahibi Afyon milletvekili Gazi Yiğitbaşı, emekli genelkurmay başkanı Nuri Yamut, emekli general Yümnü Üresin, eski savunma bakanı Kenan Yılmaz, İstanbul milletvekili Yusuf Salman, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Üyesi Lütfü Şaylan yargılanırken vefat eden diğer isimler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...