Bakan Binali Yıldırım, '3. köprünün adı değişmeyecek'

Bakan Binali Yıldırım, '3. köprünün adı değişmeyecek'

GÜNDEM Haberleri

3. köprünün adını değiştirmeyi düşünmediklerini belirten Bakan Binali Yıldırım, Yavuz Sultan Selim isminin bugüne kadar bir çok yere verildiğini söyledi.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul'a yapılacak 3. Köprünün adının değişmeyeceğini belirterek, "Bizde tornistan olmaz. Tornistan her zaman tehlikelidir. Fatih'in yarısı Yavuz Sultan Selim. yüzlerce okul mahalle var. İsim bugüne kadar çok yere verildi" diye konuştu. Milano'da Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün rüzgar testleri sonrasında beraberindeki gazetecilere gündemi değerlendiren Bakan Binali Yıldırım, ismin ne gerekçe ile değiştirilmesinin istendiğini anlayamadığını kaydetti. Yıldırım, alevi vatandaşların hassasiyetinin sorulması üzerine, "Yeni mi farkına vardık. Fatih'in yarısı Yavuz Sultan Selim. Yüzlerce okul mahalle var. İsim bugüne kadar çok yere verildi" şeklinde cevap verdi. Köprünün adıyla ilgili bir reaksiyonu birebir hissetmediğini dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu: "Bence bu tartışmaların gereksiz olduğunu düşünüyorum. Tarihimiz doğrusuyla yanlışıyla bizim tarihimiz. Tarihimiz takılır kalırsak bir çok meseleyle yoruluruz, ileriye bakmakta sıkıntı çekeriz. Dersim olayları da var. Onları geri getirme şansımız var mı yok. Kaldı ki tarih uzmanları da Yavuz Sultan Selim'in sistematik bir Alevi katliamı yaptığına dair iddiaları Prof. Dr. Feridun Emecan arşiv belgeleriyle çürütüyor. Yok böyle bir şey diyor. Benim adım Binali. Alevi hemşerilerimizle iç içe yaşayan bir bölgeden geliyorum Erzincan örnek bir yerdir." Köprünün adının değiştirmeyi düşünmediklerini vurgulayan Yıldırım, "Tornistan da her zaman risk vardır. Sosyal olaylara teşmil edilemez ama Yavuz Sultan Selim ile ilgili bir değiştirme kararı düşünmüyorum. İhtiyaç da olduğunu düşünmüyorum. Tepkilerin eksik bilgiden kaynaklandığı kanaatindeyim. Yavuz ismi ilk defa kullanılmış değil" dedi.Polisin Gezi Parkı'nda orantısız güç kullandığına dair iddiaların sorulması üzerine ise Bakan Yıldırım şu değerlendirmelerde bulundu: "Polis emir kuludur. Ne talimat verirseniz onu yapar. Ama şu olabilir. Polis özellikle çevik kuvvet 30 yaş altında. Toplumsal olaylara karşı sabırlı olma eğitimi alıyorlar. Bunu bazı aşırı militanlaşmış aktivistler bildiği için fiili hareketle polisi harekete geçiremiyor. Gidiyor kulağına en gariz küfrü ediyor. Ondan sonra adamın şalteri atıyor. Bu uygulanan bir yöntem. Polisi çileden çıkarmak için mutlaka sinir uçlarına dokunuyorlar. Kaldı ki böyle olsa bile bu konu zaten araştırılıyor, soruşturuluyor. Yargı yolu ise herkese açık. Yargı yolunu da kamu engelleyecek değil ki?" Gezi Parkı'yla ilgili bir yandan çevre hassasiyeti derken diğer yandan referandum gündeme gelince de "istemeyiz' demenin bir dayatma olacağını kaydeden Bakan Yıldırım, "Bizim tasarrufumuzu dayatma gibi görülüyorsa bu da bir dayatmadır. (Platform) Muhataplar yanlış seçildi. Doğru muhataplar değil. İsabetsizlik olduğunu düşünüyorum" dedi. Yıldırım, platformun bazı taleplerinin Taksim'le hiç ilgisinin olmadığına dikkat çekerek, "Ben bu arkadaşları tanıyorum. Şaşırdığım talepler değil. Onlara anlatırım projelerin gerekliliğini ikna olurlar. Eksik bilgiden kaynaklanıyor" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ı çevreye duyarsız göstermenin büyük haksızlık olacağını belirten Yıldırım şöyle devam etti: "İstanbul yeşil dengesi bakımından son 20 yılda dünyanın hiç bir yerinde görülmemiş kadar artan bir şehirdir. Amerika'da göremezsiniz. Belediye başkanlığı zamanında başbakanımız Ağaç A.Ş: diye bir şirket kurdu. Milyonlarca yetişmiş ağacı ithal edip İstanbul'a dikti. Böyle bir başbakanı çevreye duyarsız gibi göstermek haksızlıktır."
Provokasyon yapanların nbsp;IP adresleri tespit edildi
Son yıllarda iletişimin çok geliştiğini ve devletin hızının iletişimin hızının gerisinde kaldığını hatırlatan Bakan Yıldırım, "Olay bu. İşin bence zaaf noktası da burası. Eskiden bu olayları size açıklama yapmadan belki de haberiniz olmuyordu. Olay olmuyordu anlamında değil. Ama iletişimin gelişmesi oto kontrolü sorumluluğu beraberinde getiriyor. Burada da herkes sorumlu olmalı. Toplumsal sorumluluk sadece kamu görevlilerine terk edilemez. Herkes sorumludur. Daha fazla sabırlı olmalıyız, ama takdir edersiniz ki bizde insanız bizim de sinirlerimiz bozulabiliyor" dedi. Gezi Parkı olayları sonrası provokasyon yapan 20 IP adresi tespit edildiğini kaydeden Yıldırım, "O adresler üzerinden sosyal medyayı yönetiyorlar. 20 IP'den yeni açılmış hesaplarla yapılmış. O gün bütün kurumlara, hacker saldırısı oldu. Bizim TİB sabaha kadar çalıştı. Toplumsal hayatımızı tehdit eden bir hale geliyor. Bu işi yasal düzenlemelerle tamamen çözmek mümkün değil. Mutlaka bunun sivil toplum inisiyatifleriyle güçlü şekilde desteklenmesi lazım" şeklinde konuştu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...