Celal Bayar'ın torunu Prof. Dr. Naskali, 'Hedef ikinci 27 Mayıs'tı'

Çevrecilik görüntüsü altında başlatılan Taksim eylemleri iki haftayı geride bırakırken, faaliyetlerin arkasındaki asıl amaç da tamamen ortaya çıkmış durumda. Pek çok önemli uzmana göre; bu yaşananlar darbe hazırlığının ön provası. Türkiye geçmiş darbelerde de benzer süreçleri hep yaşadı. 27 Mayıs 1960 darbesine maruz kalan Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın torunu Prof.Dr. Emine Gürsoy Naskali'ye göre bugün yaşananlarla 27 Mayıs darbesinden önce yaşananlar arasında önemli benzerlikler var. Nasakli, "Bir taraftan bugüne kadar apolitik olan gençliğin ilk defa belki bir konu etrafında sokağa çıkması, ya da bir görüş ifade etme arzusu... Bu ilginç bir durum. Diğer taraftan gençliğin bir coşku etrafında mobilize edilip sokağa çıkarılması... Daha önce gördüğümüz filmler bunlar, bildik senaryolar. O tarafıyla çok gafil avlandıklarını düşünüyorum. Yani orada eylem yapan gençlerimizin masumiyetinden şüphe etme meselesi değil. Onlar masum olsa bile gençlerin bu enerjisini kullanan asıl niyet için masum demek güç" ifadelerini kullandı.27 Mayıs darbesinin üzerinden yarım asrın geçtiğini hatırlatan Naskali, dönem ve araçlar değişse de hadiselerin genel mantığının değişmediği kanaatinde: "27 Mayıs yarım yüzyıl öncesinin hareketiydi. Ama kesinlikle bir yakınlık, benzerlik görüyorum ikisi arasında. Büyük bir inançla o zaman da gençler sokağa dökülmüştü. 'Kıyma makinelerinde gençler öldürülüyor' söylemleri ile tahrik yapılmıştı. Gençlerin dolduruşa getirilebileceği, belli düşünceler etrafında harekete geçirilebileceğini gördük. Bazı köşe yazarlarının yazdıklarından anladığımız kadarıyla başbakan da bu olayları bir darbe girişiminin ön hazırlıkları şeklinde değerlendiriyor. Bu algıyla konuya yaklaşıyor. Bu hareketin arkasındaki düşüncelerin masum olduğunu hiç düşünmüyorum. Sokaktaki her genç bu şekilde düşünmese bile, bunun arkasındaki düşüncenin bir alaşağı etme arzusu taşıdığı kanısındayım."
"27 Mayıs'tan önce de gençler kullanıldı" diyen Naskali, "İstanbul ve Ankara'da olaylar çıkarıldı. 'Menderes diktatördür' demek için tankın üstüne çıkan öğrenci ayağı paletlere takılıp düştü ve öldü. Bir iki daha vahim olay oldu. Darbe olduktan sonra da iktidarı bu ölümlerden sorumlu tuttular" şeklinde konuştu. Yabancı basının gösterdiği olağanüstü ilgiye de dikkat çeken Naskali, bu gerçeğin de bu hadisenin masum olmadığının göstergesi olduğunun altını çizdi.