Erdoğan'ı da direnişçi yapan Darphane grevde

Cumhuriyet Altını, madeni para, nüfus cüzdanı, pasaport, değerli kağıt gibi kritik öneme sahip ürünleri imal eden Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, 1988'den sonra greve gidiyor. Basın-İş Sendikası, İstanbul'da bulunan Hazine'ye bağlı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü ile bağlı işyerlerinde 17 Haziran Pazartesi gününden itibaren grev kararı aldı. Basın-İş Sendikası'ndan yapılan açıklamada, altın, bozuk para, pasaport, nüfus cüzdanı ve benzeri kıymetli evrakların basıldığı Hazine Müsteşarlığı'na bağlı Darphane, Damga Matbaası Genel Müdürlüğü ve bağlı işyerlerinde devam eden toplu iş sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığı belirtildi. Sendika, şunları bildirdi: "Anlaşma sağlanamaması üzerine sendikamız tarafından grev kararı alındı. Alınan bu karar; 17 Haziran Pazartesi günü, Darphane'nin Genel Merkezi olan Genel Müdürlük binasına 11.00'de; Damga Matbaası Müdürlüğü binasına saat 15.00'te asılarak ilan edilecek."
Greve 397 işçi katılacak
Basın-İş Genel Sekreteri Savaş Nigar, Pazartesi asılacak ilanın ardından sendikanın uygulama tarihine daha sonra karar vereceğini kaydetti. Nigar, şunları söyledi:
"Damga Matbaası'nda 117, Darphane'de 140 olmak üzere toplam 257 sendikalı işçimiz greve katılacak. Bu, işyerlerinde çalışan işçilerin tamamıdır. Uygulamaya geçildiğinde, Darphane'nin fiili işlerini işçilerin dışındaki büro elemanı memurlarıyla gerçekleştirmesine imkan yok."
Erdoğan: Zulüm bitene kadar işçinin yanındayız
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1988'de tarihinde greve giden Darphane işçilerine destek vermişti. O dönemde Refah Partisi İstanbul İl Başkanı iken Darphane işçilerini ziyaret eden Erdoğan, grev gözcüsü önlüğünü üzerine giyerek fotoğraf çektirmişti. Erdoğan, işçileri ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, "Ülkemizde özellikle 1980 sonrası hükümetler işçi haklarına insan onuruna yakışmayacak şekilde ilgisiz kalmaktadır. Alın teri kutsallığını yitirmiştir. Ülkemizde işçilerimiz kira ücretlerini dahi ödeyemeyecek zorluklar içerisindedir. Bu zulme son verene kadar haklı ve kararlı mücadelelerin yanında olmayı inancımız gereği görev telakki ederiz" demişti.