Bekir Bozdağ gündeme ilişkin soruları yanıtladı

/ Kaynak: AA
Bekir Bozdağ gündeme ilişkin soruları yanıtladı

GÜNDEM Haberleri  / AA

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

nbsp;Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Gezi Parkı odaklı gelişmelerle ilgili, "Kardeşler arasında anne baba bile çocukları aynı istikamete sevketmekte zorlanırken bu kadar farklı yapıları, farklı insanları, farklı yerlerde aynı şeylerle bir hedefe yöneltmek, bir eylem yapmak, bunların plansız olduğunu söylemek, 'bunlar kendiliğinden çıktılar, çevre duyarlılığıyla sadece bu işi yapıyorlar' demek bu noktada bana göre insanlarla alay etmektir" dedi. Bozdağ, TRT Türk'te yayınlanan Görüş Farkı programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Gezi Parkı eylemlerine ilişkin soru üzerine Bozdağ, eylemlerin şekline, içeriğine bakıldığında bu hareketin kendiliğinden ortaya çıktığının söylenemeyeceğini ifade etti. Bozdağ, "Kardeşler arasında anne baba bile çocukları aynı istikamete sevketmekte zorlanırken bu kadar farklı yapıları, farklı insanları, farklı yerlerde aynı şeylerle bir hedefe yöneltmek, bir eylem yapmak, bunların plansız olduğunu söylemek, 'bunlar kendiliğinden çıktılar, çevre duyarlılığıyla sadece bu işi yapıyorlar' demek bu noktada bana göre insanlarla alay etmektir" değerlendirmesinde bulundu. Olayları kimlerin organize ettiğine yönelik soruya karşılık Bozdağ, bunun açıkça görüldüğünü söyledi. Bozdağ, "Cumhuriyet mitingleri yapıldı 2007 yılında. O fotoğraf karesinin içinde kim varsa bu fotoğraf karesinin içinde de hepsi var. Baktığınızda bu eylemler yeni değil geçmişte de benzer olaylar oldu, faiz lobisi bu işin içinde var ve çok net biçimde herkes bunu çok rahat görüyor. Güçlenen bir Türkiye'den rahatsız olan çok fazla yapı var" diye konuştu. Bozdağ, Türkiye'nin güçlü bir lideri olması ve ekonomisinin gelişmesinin bu yapıları rahatsız ettiğini dile getirerek, sadece mayıs ayında 3. boğaz köprüsü, nükleer enerji santrali, 3. havaalanı ihalelerinin yapılmasının, IMF'ye borçların ödenmesinin ve bunun dışında terör sorununun bitmek üzere olmasının önemine işaret etti. Gösterge faizin Türkiye'de ilk kez 4,7'ye düştüğünü, daha önce faize ödenen paraların artık milletin cebine gittiğini belirten Bozdağ, faiz lobisinin bundan rahatsız olduğunu kaydetti. Bozdağ, "Onun için diyorlar ki 'kardeşim bu Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının yolunu kesmezsek Türkiye'nin ekonomisini katlayakatlaya götürüyorlar'. İçeride de bundan rahatsız olanlar var. Bu faizlerle milleti sömüren bir yapı var. Enflasyon yoluyla milleti sömüren bir yapı var. Bu bir nevi resmi bir hırsızlıktır" ifadesini kullandı. Bozdağ. Türkiye'nin gelişimini durdurmak isteyenlerin, kaos yaratarak, 'Başbakan Erdoğan'ın arkasında halk desteği kalmadığı, Türkiye'nin artık yönetilemediği' görüntüsü oluşturmaya, uluslararası yapılarla, sermayeyle, medyayla, bazı sanat çevreleriyle bunu desteklemeye çalıştığını belirterek, "Türkiye'de bu büyük değişim ve dönüşümleri yapacak 2023 hedefini önüne koymuş 2071'leri konuşan bir yapıyı ortadan kaldırmaktır, esas amaç budur" yorumunda bulundu. Türkiye'de otoriter yapı olduğu ve yaşam tarzına müdahale edildiği yönündeki eleştiriler hakkındaki soru üzerine Bozdağ, getirdikleri yasal düzenlemelerle demokratikleşme yolunda büyük adımlar attıklarını, bütün Türkiye'nin, bütün dünyanın buna şahit olduğunu vurguladı. "Eğer Türkiye'de dikdatörlük olsaydı, bir dikdatör olsaydı, otoriter bir yapı olsaydı bu olaylar olabilir miydi, bunları yapmak isteyenler planlayıp ortaya koyabilir miydi" diye soran Bozdağ, Başbakan Erdoğan'ın, akademisyenler, Taksim Platformu temsilcileri, sanatçılarla saatlerce görüştüğünü hatırlattı. Bozdağ, "Nasıl bir dikdatör ki saatlerce, o eylemleri yapanları çağırıyor, onlara destek olanlarla bunları konuşuyor" dedi. Bekir Bozdağ, Fransa, ABD, İngiltere gibi ülkelerin liderlerinin benzer olaylarda bu yaklaşımı sergilemediğini kaydetti. Yaşam tarzının kısıtlandığını iddia edenlerin buna dair somut olaylar göstermesi gerektiğini belirten Bozdağ, "Bana bir tane Allah'ın kulunun şunu göstermesi lazım, Türkiye Cumhuriyeti'nde AK Parti iktidarı döneminde birisinin zorla başı kapattırılmış, birinin zorla eteği şöyle yaptırılmış, birinin yaşam tarzına şöyle müdahale edilmiş, bunu birilerinin söylemesi lazım. Ama büyük bir iftira yapıyorlar. Esas mahalle baskısını, esas millete yaşam tarzı dayatmasını bunlar yapıyorlar" ifadesini kullandı.
Alkol düzenlemesine değinen Bozdağ, "Yaptığımız düzenleme içerisinde alkolü yasaklayan bir madde var mı, yok. İçmeyi yasaklayan bir madde var mı, yok. 'Bir bardak içersin, ikinci bardağı içemezsin, bir tane şişeyi devirirsin, ikinciyi deviremezsin' diye bir madde var mı, yok. Kim diyorsa ki bu alkol düzenmlemesinin içerisinde içki yasağı vardır, yalanın alasını söylüyor, iftiranın alasını yapıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Bozdağ, düzenlemeyle Avrupa ve ABD'deki alkollü içkilerin reklamı, piyasaya arzı ve benzeri konulardaki standardı Türkiye'ye getirdiklerini anlatarak, ABD'de 21, Avrupa genelinde 18 yaşından küçüklere alkollü içki satılmadığını anımsattı. Bekir Bozdağ, 22.00 ile 06.00 saatleri arasında içki satışının yasaklandığını anımsatarak, "Kadıköy Belediyesi aynısını belediye meclisi kararıyla aldı. Şimdi CHP'li bir belediye meclisi karar alıyor, bu
dikdatörlük olmuyor, içki yasağı olmuyor, otoriter yönetim olmuyor, aynı kararı AK Parti yasalaştırınca dikdatörlük oluyor" diye konuştu.
Yol güzergahlarındaki benzinliklerde alkollü içki satışının yasaklandığını bildiren Bozdağ, bu düzenlemeyle alkollü araç kullanmaktan kaynaklanan trafik kazalarının önüne geçilmesinin amaçlandığını anlattı. Bozdağ, "İnsanımızın yaşamının sağlıklı olması için, sakat kalmaması için, ölmemesi için tedbir amak hükümetin görevi değil mi? Bu hayat tarzına müdahale değil, insanımız kaliteli bir hayat yaşaması için hükümet olarak almamız gereken tedbirdir" dedi.
"Geldiğimiz noktada AK Parti'nin daha da güçlendiğini mi düşünüyorsunuz, yoksa oy kaybettiğini mi" yönündeki soruya Bozdağ, "AK Parti'nin gücü, Sayın Başbakanımızın gücü, millette karşılığı olan sevgidir ve milletimizin
gönülden desteği ve duasıdır. Sayın Başbakanımızın millete karşı samimi sevgisidir ve onlara on yılı aşkın süredir yaptığı hizmetkarlıktır" yanıtını verdi. "Biz gücümüzün millette olduğunu biliyoruz" diyen Bozdağ, kapatma davası, 27 Nisan e-bildirisi ve daha başka şeylere karşı milletin emanetine sahip çıktıklarını kaydetti. Bozdağ, şöyle konuştu: "Bizim iktidarımızın bir özelliği şu, halkın kendisine tevdi ettiği milli irade emanetine sonuna kadar sahip çıkan, bunu Ankara'da hiçbir güçle paylaşmayan, paylaşmak isteyenlerin de yaklaşamadığı bir milli iradeye sahip olma bilinci var. Biz, milletin iradesini aziz bildik, bir şeref bildik, namus bildik, kimsenin elini sürdürmedik. Eskiden öyle olmazdı, gelirlerdi Ankara'da vesayetle paylaş... Biz paylaşmadık. Onun için de biz her geçen gün, 34 dedi milletimiz, 47 dedi, 50 dedi, iradesine sahip çıkanlara sahip çıktı. Onun için biz millete bakıyoruz. Milletimiz nerede?"
Medyada ve sosyal medyada "akla ziyan iftiralar atıldığını" anlatan ve örnekler veren Bozdağ, bunların "akıl alacak" gibi olmadığını söyledi. Bozdağ, "Peki bu suç mudur? İşlem yapılması gerekir mi" sorusuna, "Bunlar suçtur. Bizim ceza kanunumuzda bunların tamamı suçtur" yanıtını verdi. Bozdağ, iftira, hakaret etmek, halkı kin ve düşmanlığa, birbiriyle çarpışmaya teşvik etmek, şiddete, suç işlemeye teşvik etmenin hepsinin ceza kanununda
karşılığı bulanan suçlar olduğunu bildirdi. "Bunun gereği yapılacak mı? İnternet medyasına bir düzenleme, sosyal medyaya ilişkin ağır yaptırımlar geliyor mu" sorusu üzerine Bozdağ, "Sanal medya ile ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç var" ifadesini kullandı.
Bozdağ, "Görüntüler, bütün deliller inceleniyor. Bu incelemeden sonra zaten yargı süreçleri o deliller çerçevesinde, polis araçlarını yakan, ambulansları yakan, belediye otobüslerini yakan, bütün kişilerin özel malına
mülküne, kamunun malına mülküne zarar veren herkes yaptığı fiilin karşılığını hukuk karşısında görecektir. Bunların soruşturulması ve kovuşturulması hukuk içinde yapılacaktır. Kimsenin yaptığı kimsenin yanına kar kalmayacak"
değerlendirmesinde bulundu. Olaylar sırasında 300 binden fazla twitin dolaştığını anlatan Bozdağ, şunları söyledi: "Hakaret yapıyor, sövme yapıyor, birtakım şeylere bakıyorsunuz arkasında biri yok. Onun için yargılama olduğu zaman kime gidecek? O twitin sahibinin belli olması, sahte twit hesaplarının açılmaması lazım. Onlara ilişkin birtakım kuralların olması lazım. Şu anda yapılmak istenen şey bunu yasaklamak değil, bunun sağlıklı kullanılması için kurallarını ortaya koymak ve bu alandan iftira, yalan, insanları birbirine karşı kin ve nefrete, düşmanlığa sevk edenlerle ilgili ceza düzenlemeleri eğer yetersizse onları artırmak, bu konuda atılması gereken adımları biz atacağız ancak bunu yasaklamak gibi bir düşüncemiz kesinlikle yok. Sadece bunu suç vasıtası silah gibi kullananlara karşı müeyyideler ona göre ayarlanacak."
Bozdağ, yeni yapılacak köprüye "Yavuz Sultan Selim" ismi verilmesinden Alevi vatandaşların incindiğinin söylendiği belirtilerek, "Siz böyle bir incinme olduğunu düşünüyor musunuz? Köprünün ismi değişebilir mi" sorusu üzerine, şöyle konuştu: "Yavuz Sultan Selim bu milletin devlet başkanlarından bir tanesidir. Yönetiminde, tarihinde yer almış kişiliklerden bir tanesi. Önemli başarıları var. Tabii eleştirenleri de var, sevmeyenleri de var. Bu ismi oraya verirken kesinlikle Alevi kardeşlerimizi incitmek veya onlarla olan tarihteki, geçmişte birtakım hadiseler nedeniyle verilmiş bir isim değil. Tamamiyle bu milletin tarihinde, bu milletin geçmişinde olan bir değerin ismini vermekten ibarettir. Kesinlikle böyle bir saikle verilmiş bir isim değildir. Tabi başka zamanda da mesela Alevi büyüklerinin isimleri de başka yerlere verilebilir. Bunda hiçbir mahsur yoktur. Belki zaman içinde devletimizin başka yerlerinde Alevi kardeşlerimizin de memnun olacağı önemli projelerden bazılarına da Alevi büyüklerimizin, hepimiz tarafından saygı duyulan değerli insanların isimleri elbette verilebilir. Bizim bundan yana herhangi bir sıkıntımız yok. Yalnız bunun altıda farklı anlamlar aramak, buradan hareketle Türkiye'de Alevi ve Sünni insanlarımız arasında birtakım olumsuzluklar yaratmaya çalışmak fevkalade yanlıştır. Burada bir kasıt yoktur. Tamamiyle bu memlekitin bir değerinin ismini bir yere vermekten ibarettir." "Bu ismin değişmesi gündeminizde mi şu anda" sorusuna Bozdağ, "Şu anda öyle bir şey yok" yanıtını verdi.
Alevilere yönelik yeni bir adımın gündemde olup olmadığına ilişkin soru üzerine Bozdağ, Alevilerle ilgili Türkiye'de yaşanan sıkıntılar bulunduğunu, bu sıkıntıların CHP tarafından ortaya çıkarıldığını söyledi. Tekke ve zaviyeleri
kapatan kanunun CHP döneminde çıktığını anlatan Bozdağ, Alevi dergahları, erkan yeri, meydan yerinin de bu kanundan sonra kapatıldığını, dedeliğin, çelebiliğin, efendiliğin, seyitliğin, Alevi- Bektaşi geleneğinde kullanılan sıfatların yasaklandığını bildirdi. "Bugüne kadar CHP Alevi kardeşlerimizle ilgili, Alevilere ait sıfatları yasaklamaktan, Cemevlerini kapatmaktan, dedeliği yasaklamaktan, bunlara hizmet etmekten ve Alevi kardeşlerimizin üzerine bombalarla ölüm yağdırmaktan başka, bana CHP şunu söylesin, 'biz bir şey yaptık' desin" ifadesini kullanan Bozdağ, cumhuriyet tarihinde ilk defa Alevi-Bektaşi geleneğinden olanlarla ilgili resmi muhatabı AK Parti iktidarlarının başlattığını anlattı. Sivas'taki Madımak olayında SHP ve DYP'nin iktidar olduğunu, Madımak Oteli'ne ilişkin hiçbir şey yapılmadığını kaydeden Bozdağ, AK Parti'nin burayı kamulaştırarak kültür merkezine dönüştürdüğünü söyledi.
Ortaöğretim kitaplarında Alevilikle ilgili konuların Alevi dedelerince yazıldığını, üniversitelerde Alevilik araştırma ve uygulama merkezlerinin çoğaltıldığını da dile getiren Bozdağ, Türkiye'deki Cemevi saysının kendilerinden
önce 106 iken, kendi dönemlerinde 500'ü geçtiğini söyledi. Bozdağ, "Bütün bunlara baktığınız zaman, biz Alevi kardeşlerimizle ilgili en önemli adımları, tarihi adımları atan, bu konudaki sorunlara duyarsız
kalmayan bir iktidarız. İlk defa biz halının altına sürmedik, halının üstüne çıkardık, sorunlarla yüzleştik, onların bir kısmını çözdük. Diğer kısmını da biz çözeceğiz" diye konuştu.
Hac kotasının yüzde 20 indirilmesiyle isteğiyle ilgili soru üzerine Bozdağ, Kabe'nin etrafında bir inşaat çalışmasının devam ettiğini ve bu çalışma nedeniyle orada sıkıntı olabileceğinin Suudi Arabistanlı yetkililer tarafından
ifade edildiğini belirterek, onun için kota konusunda bir sıkıntı olduğunu bildirdi. Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir Suudi yetkiliyle bu konuda görüştüğünü dile getirerek, bir netice çıkmasını umduklarını, çıkmazsa bir sıkıntı yaşanacağını dile getirdi. Bozdağ, yurtdışında yaşayıp dövizle askerlik yapmak isteyenlerin, ödenen parayı çok yüksek bulmasıyla ilgili soru üzerine, Başbakan Erdoğan'ın Yurt Dışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyeleriyle bir araya geldiğini ve bu durumun konuşulduğunu söyledi. Bozdağ, Başbakan Erdoğan'ın bu bedelin aşağı indirilmesi konusuda talimat verdiğini belirterek, "Önümüzdeki günlerde biz Bakanlar Kurulu kararını çıkaracağız. Dövizli askerlik bedelini aşağı indireceğiz" dedi. Bu bedelin 10 bin avro olduğunu ve Bakanlar Kurulu'nun bunda yetkisinin bulunduğunu ifade eden Bozdağ, yüzde 50'lik limit içinde bir azaltma olacağını kaydetti. Bozdağ, "En kısa sürede çıkacaktır. Şimdiden 'hayırlı olsun' diyebiliriz" diye konuştu.
GÜNDEM
Kaynak: AA
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...