Genç yaşta soldu çiçeğim

Genç yaşta soldu çiçeğim

YAŞAM Haberleri

Çocuklarını hayatlarının baharında kaybeden acılı babalar onlar...

Bülent Arınç… Mehmet Yazar… Mehmet Ağar… Sırrı Sakık… İlyas Şeker… Çetin Soysal… Erol Güngör… Burhan Şeşen… Selçuk Uluergüven… Mehmet Ali Aydınlar… Hepsi "yaralı babalar."

Ölüm adildir
Aynı adaletle vurur şahı, fakiri. nbsp;

Nazım Hikmet'in bu dizeleri bir Acem şairinden aldığı söylenir.
Gerçekten de "gidilecek yer aynı yer" olduktan sonra, üstelik "orada" sonsuz kalınacağına göre, gidiş yaşının ne önemi var?
Sonsuzun yanında yılların değeri kalır mı?
Ama insan ölüm karşısında aciz…
Hele de "canından bir parça" ise ölen…
Bir baba için evladının ölümünü görmekten daha acı ne olabilir?

İşte, çeşitli kesimlerden bazı "yüreği yanık" ünlü babalar…


14 Eylül 1997
'Gözümün bebeğiydi'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 1997'de Manisa'nın Kırkağaç ilçesinde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden oğlu Fatih için sık sık gözyaşı döker. Arınç, daha 17 yaşındayken toprağa verdiği oğlu Fatih'ten bahsederken, "Gözümün bebeğiydi" der. Arınç "o günü" şöyle anlatıyor:
"Manisa'nın Karakurt Belediyesi'nde çeşitli açılışlar vardı. Israr ettim, onu da götürdüm. Okulların açılmasına birkaç gün vardı. Cuma namazını birlikte kıldık. Törene katıldık. Bir an onu etrafımda göremedim. Bu tür programları pek sevmediği için, 'Herhalde bir köşeden bizi izliyor' diyerek üzerinde durmadım. Fırın açılışıydı. Börek ikram ettiler. Bu sırada gözlerim yine Fatih'i aradı. Göremedim. Sanki içime bir kurt düştü. 'Bana mutlaka Fatih'i bulun' dedim. Bulamadılar. İkram nbsp;edilen böreklerden bir parça alıp Fatih için ayırdım. Tedirginliğim gittikçe arttı. Adeta nbsp;içime bir ateş düştü. Acı haber akşama doğru geldi.
Bu bir imtihandır. Hepimiz faniyiz. Ölüm çok uzaklarda zannettiğiniz bir anda hemen şah damarınızın yanında olur, bunu da biliyorum."


MEHMET YAZAR
"Hayattan kopmuştu"
Eski TOBB Başkanı, eski politikacı, eski Devlet Bakanı, eski Milli Savunma Bakanı Mehmet Yazar'ın bütün bu "eski" sıfatlarının sebebi, 20 yaşında kaybettiği ciğerparesi, kızı, canı Sema Yazar…
Çünkü o "meşum" gün, yani 24 Mart 1990 günü Sema trafik kazasında vefat edince her şeyden el etek çekti Mehmet Yazar…
İki kızından küçük olanı, iyi bir at binicisi olan Sema'yı yitirdikten sonra onun adına "Sema Yazar Gençlik Vakfı"nı kurdu.
Acılı baba anlatıyor:
"O kadar derin bir acı içindeydim ki hayatla olan bağlarımı koparmıştım. Allah hiç kimseye evlat acısı tattırmasın. Bu acıyı az da olsa hafifletmek adına bir vakıf oluşturmaya karar verdik. Kızımın adına okullar, kamu sağlığı merkezi ve sağlık ocakları kurduk. Bunların dışında gıda yardımları, kimsesiz ve ihtiyacı olan genç kızlara çeyiz ve evlilik yardımları yapıyoruz. Vakıf bugüne kadar 500 öğrenciye de burs verdi."


MEHMET AĞAR
"Işığım sönmüştü"
Mehmet Ağar, kızı Yasemin'i henüz hayatının baharındayken kaybetti (18 yaşında.) nbsp;
"Canısı"nın cansız bedeni karşısında çaresizliğin kahrını yaşayan Ağar, o gün hıçkırıklara boğulurken, acı dolu iki kelime feryat olup döküldü dudaklarından: Işığım söndü...
Beynindeki ur sebebiyle önce Amerika, sonra İsviçre'de iki kez beyin ameliyatı geçiren Yasemin, 28 Ocak 1997 günü veda etti dünyaya…
Mehmet Ağar'ın duyguları:
"Yasemin doğduğu günden beri ailece 4-5 sefer ancak bir arada yemek yedik. Çocuklarımın nasıl büyüdüğünü anlamadım. Ailemle baş başa olamadım. Bu yüzden, bakanlıktan ayrıldığım günden itibaren bir gün bile Yasemin'den ayrı kalmamak için elimden geleni yapıyordum. Kanser ağrıları yüzünden çığlıkları hastane koridorlarına yayılan Yasemin elimi tutunca sesi kesiliyordu."

ÇETİN SOYSAL
"Annem ve oğlum öldü"
Eski CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal 17 Temmuz 2012 günü Ankara'da bulunduğu sırada gelen iki ayrı telefonla iki ayrı ölümü öğrendi. Hem annesini kaybetti, hem de rahatsızlanan eşi Ufuk Soysal hastaneye kaldırılmış ve 5 aylık hamile olan Ufuk Soysal'ın erkek bebeği anne karnında hayatını kaybetmişti. Soysal, "15 yaşında bir kızımız var. Annem bir torun daha istedi. Onun isteğini kıramadık. Annem hep 'Onu da görmek istiyorum' diyordu. Ama annemi kaybettiğimiz saatlerde eşim de rahatsızlanmış ve hastaneye kaldırılmış. Annemin öldüğü saatte bebeğimi de kaybetmişiz" demişti.


MEHMET ALİ AYDINLAR
"En son Fener maçında gördüm"
KKTC'de 39. Mekanize Piyade Tümeninin 319. kısa döneminin çakı gibi askeriydi Kerem. 27 Nisan 2008 günü kiraladığı "soldan direksiyonlu" araçla "trafiği sağdan" Kıbrıs'ta, İskele-Ercan anayolu üzerinde bulunan Çukurova kavşağında geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmişti.
25 yaşındaydı.
Akrabaları geldiği için çarşı iznine çıkan Kerem Aydınlar'ın beraberindeki 2 kişi de vefat etmişti.
Terhisine 20 gün kalmıştı Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olan Mehmet Kerem Aydınlar'ın…
"En son bir Fenerbahçe maçında gördüm" demişti babası Mehmet Ali Aydınlar. "Bir voleybol maçıydı. Sonrasında havalimanına bıraktım. Son görüşmemizmiş meğer."


İLYAS ŞEKER
"Deprem çok canımı yaktı"
AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker 17 Ağustos 1999 yılındaki depremde 1990 ve 1992 doğumlu Tuba ve Merve isimli kızlarını kaybetti. Başiskele ilçesindeki Aşağı Yuvacık Mahallesi'nde oturdukları binanın yıkılmasıyla, aynı apartmanda 8 kişi can verdi. Baba Şeker, "Derince ilçesindeki kabristana defnettiğimiz kızlarımın acısını hiç unutmadım. 17 Ağustos bize çok şeyi öğretti. Bir daha o acıları yaşamamak için çok çalışmamız lazım. Kentsel dönüşümler hızla sürmeli."


SIRRI SAKIK
"Üç gün boyunca rüyama girdi"
15 Eylül 2012 gecesi BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu Sidar Sakık, Ankara'nın Dikmen semtinde babasıyla beraber yaşadığı evindeki balkondan düşerek (veya atlayarak veya silahla vurularak) öldü. 25 yaşındaydı.
Kesin olan, Sidar içine kapanık bir çocuktu. Annesini erken yaşta kaybettiği için babasıyla birlikte yaşıyordu.
Baba Sırrı Sakık'a göre, "O gece bir sesle uyandım. Sidar balkonda 'Baba seni çok üzdüm, sana çok üzüntü verdim' dedi. 'Sidar yapma, etme' derken kendini attı. 3 gündür rüyamda Sidar'ı yerde yatarken görüyordum. Demek bu olay olacakmış."
İstanbul Kültür Üniversitesi mezunu olan 25 yaşındaki Sidar'ın annesi Gülsima Sakık 5 yıl önce kanserden ölmüştü. Sidar'ın daha önce de intihar girişiminde bulunduğu, ölmek için aldığı hapların etkisinin güçlü olmaması ve zamanında hastaneye yetirilmesi sayesinde, midesi yıkanarak kurtarıldığı söylenmişti.


BURHAN ŞEŞEN
"Oğlum, arkadaşım sırdaşımdı"
Grup Gündoğarken'in solisti Burhan Şeşen'in oğlu Serhan, beyninde oluşan ödem sebebiyle uzun süre tedavi gördü ancak 26 yaşında hayata veda etti. Ailesi Serhan Şeşen'in tedavisinde ihmal olduğu gerekçesiyle doktorlara dava açıp mahkûm ettirirken, hatırasını, onun adına kurduğu bir dernekle yaşatıyor.
Burhan Şeşen oğluna duyduğu hasretin acısını anlatan duygusal bir mektup yazdı:
"Ben sadece bir oğul kaybetmedim oğlum. En iyi arkadaşımı, sırdaşımı ve öğretmenimi kaybettim. Bana yaşattığın dolu dolu 26 sene için teşekkür ediyorum. Ağlıyorsam da şu anda idare et, duygusallığıma ver ve bana bir kez daha 'Babuş' diye sarıl... Hatırlar mısın? Küçük bir arabamız vardı ve bir gün sen, ben, Diloş ve babaannen arabamızla Darüşşafaka'dan evimize doğru giderken ellerinde paketlerle durakta otobüs bekleyen yaşlı bir teyzeye rastlamıştık da sen arabayı durdurtup, teyzeyi arabamıza bindirip bir taksiye atlayıp öyle dönmüştün eve... Biz şaşkınlıkla arkandan bakmıştık... Sonra askere gideceğim gün, tam ben kapıdan çıkacakken belime sarılıp mavi mavi ağlaman... Şu anda sabahın beş buçuğu... Çengelköy'deki bahçene seni görmeye geleceğim birazdan..."

EROL GÜNGÖR
"Resmine gizli gizli bakıyorum"
24 Haziran 1991'de TBMM lojmanında öldürüldü Mustafa Güngör… SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör'ün oğluydu… 21 yaşındaydı.
Cinayetle ilgili çok şey söylendi, davalar açıldı, ifadeler alındı, itiraflar yapıldı.
Ancak tam olarak çözülemedi.
Baba Güngör, oğlundan geriye sadece üç fotoğraf kaldığını belirterek, "Eşim bu fotoğrafları görmeye dayanamıyor. Onları imla kılavuzu içinde saklıyorum. Zaman zaman eşime görünmeden bakıyorum" dedi. nbsp;

nasıl bilirdiniz?
Sadık Söztutan
sadik.soztutan@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...