Cemal Süreya'nın Tomris Uyar aşkı nasıl bitti?

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi, Ajanslar
- Güncelleme:
Cemal Süreya'nın Tomris Uyar aşkı nasıl bitti?

Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi, Ajanslar

Cemal Süreya, ölüm yıl dönümünde sevenleri tarafından unutulmuyor. Modern Türk şiirinde İkinci Yeni hareketinin sembol isimlerindendi. Sosyal medyada Tomris Uyar'la aşkına çokça atıf yapılırken son yıllarda şairin hayatına ortaya çıkan detayları pek kimse bilmez.

Vefatının ardından tam 34 sene geçti. Şair, yazar ve çevirmen sıfatlarıyla tanıdığımız Süreya, şiir dışında çocuk kitabı, günlük, deneme, derleme ve tenkitler kaleme aldı. Ünlü şairin ismi aslında Cemalettin Seber’dir.

Erzincan'da 1931'de doğan Süreya'nın ailesi 1938'de sürgün edilir. Tunceli Pülümür'den Bilecik'e gitmek zorunda kalırlar. İyi bir tahsil görmesi için İstanbul’a gönderilir. Ortaokula Bilecik’te başlayan Süreya, 1944'te ailevi problemlerden de kaçmak için parasız yatılı okulu kazanmıştır. 1947'de Haydarpaşa Lisesi'ni, 1950'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü'nü okur.

Mezuniyetinin ardından 1954'te Eskişehir Vergi Dairesinde stajyer olarak göreve başlar. Teftiş Kurulu sınavını kazanarak 11 Ağustos 1955'te maliye müfettiş yardımcısı olarak İstanbul'a giderek göreve başlar.

Üniversitede öğrenciyken 23 Kasım 1953'te Seniha Hanım ile evlendi. Bu evlilikten 1955’te Ayçe adlı bir kızı oldu. Ancak şairin bunun dışında 3 evliliği daha olmuştur. Bunlardan başka Tomris Uyar'la olan birlikteliği çokça konu olmaktadır.

EDEBİYAT HAYATI VE İKİNCİ YENİ

İlk şiiri "Şarkısı Beyaz"ı "Mülkiye" adlı üniversite dergisinde yayınlanan Süreya, "İkinci Yeni" şiirinin öncü isimlerindendi. İkinci Yeni, Orhan Veli Kanık’ın başlattığı Garip Hareketine reaksiyon olarak ortaya çıktı.

Garip anlayışı, şiirdeki bütün geleneği, şairaneliği, estetik ve mecazlı ifadeleri reddeden, tabiri yerindeyse Türk şiirine dair bütün kalıp ve unsurlarla alay eden bir hareketti. İkinci Yeni ise birbirlerinden çok farklı olan ve bir manifesto çevresinde toplanmamış şairlerin tek tek gösterdikleri bir reaksiyonel tavırdı.

Cemal Süreya, Ülkü Tamer, İlhan Berk, Ece Ayhan, Turgut Uyar, Edip Cansever ve Sezai Karakoç bu şairlerdendir. Sezai Karakoç, Siyasal Bilgiler Fakültesinde Cemal Süreya ile aynı dönemde okumuşlardı ancak hem onunla hem de diğer şairlerle dünya görüşü olarak ayrılıyordu. Bu yüzden Karakoç kendini bu hareketin dışında tutar. Fakat edebiyat tarihçileri onu listeye ekler. 

1960’ta askerliğini yaparken fark dersleri vererek hukuk diploması da alan Süreya’nın, Papirüs adlı başarısız bir dergi teşebbüsü de oldu.  Maliye Bakanlığı tarafından gönderildiği Paris'ten 1964'te dönen Cemal Süreya, 31 Temmuz 1965'te istifa ederek edebiyata ağırlık verdi.

1966'da 3. kez "Papirüs"ü çıkarmaya başladı ve Mayıs 1970'e kadar düzenli olarak yayınladı. 1971'de Maliye Bakanlığı’ndaki memuriyetine dönen şair, İstanbul Hocapaşa Vergi Dairesi, Maliye Tetkik Kurulu, İstanbul Darphane ve Damga Matbaası Müdürlüğü’nde görevler aldı. 1977'de "Politika" gazetesinin sanat sayfasında haftalık yazılar yayınladı. Kültür Bakanlığı Danışma Kurulu üyeliği de yapan Süreya, çeşitli devlet kademelerindeki görevlerinin ardından 1982'de emekli oldu. 9 Ocak 1990'da vefat ederek Kulaksız Mezarlığı'na defnedildi.

Devlet memuru olması sebebiyle eserlerini farklı mahlaslarla kaleme alan Süreya’nın ilk kitabı "Üvercinka"(1958) ile Yeditepe Şiir Ödülünü aldı. İkinci kitabı "Göçebe"yle (1966) Türk Dil Kurumu Edebiyat Ödülü, "Sıcak Nal" ve "Güz Bitiği"(1988) kitaplarıyla da Behçet Necatigil Şiir Ödülünü aldı. Türkçe kitaplarının dışında yaklaşık 40 kadar kitabı da Fransızcadan Türkçeye tercüme etti.

TOMRİS UYAR SEVGİSİ!

Sokak ve sosyal medya edebiyatında “ Seni Cemal Süreya’nın Tomris Uyar’ı sevdiği gibi seviyorum/seveceğim/sevdim” ifadesi çokça kullanılır. Ancak Cemal Süreya’nın Tomris Uyar sevgisi tahmin edilen romantizmden çok farklıdır. İçinde bolca şiddet ve kavga barındıran, bu yüzden ayrılığa giden bir sevgidir bu.

Yakın zamana kadar detaylarını pek kimsenin bilmediği bu konuyu Murat Belge aydınlatmıştır. Tomris Uyar’dan naklettiği bilgileri Şairaneden Şiirsel’e adlı kitabında genişçe anlatır. Belge şunları ifade eder: “... Sonraki yıllarda Tomris’e (Uyar) niçin ayrıldıklarını sormuştum. ‘Bana sizin birlikteliğiniz çok verimli görünüyordu’ demiştim (...) Tomris, ‘Dövüyordu’ demişti ve gerçekten çok şaşırmıştım. Yumuşacık Cemal’de hayal edemediğim bir hareket tarzı. Ama Perinçek-Duruel’i okuyunca bunun çeşitli örnekleriyle karşılaşıyoruz ve o zaman Tomris’in sözünden şüphelenmenin gereği de kalmıyor. (...) İkinci konu, ‘baba-oğul ilişkisi’ de gelip aynı ‘şiddet’ noktasında düğümleniyor. Memo Emrah’ın da payına, küçük yaşlarında, epey bir ‘baba dayağı’ düştüğü anlaşılıyor.” (s. 437)

Nitekim Tomris Uyar gördüğü şiddet sebebiyle Cemal Süreya’dan ayrılır. Süreya şiirlerinde zannedilenden farklı bir aşk hayatına sahiptir. 4 defa evlenmiştir ki Tomris Uyar bu evliliklerden biri değildi. Onunla sevgili olmuşlar, birlikte yaşamışlar ama evlenmemişlerdi. Bu yılları M. Belge geçen seneye ait bir yazısında tarihe şöyle not olarak düşer;

“Cemal Süreya ile de Memet Fuat'ın bürosunda tanıştık ama bu tanışmalar ‘arkadaş olma' aşamasına gelmiyordu. Cemal'le ne zaman ve nasıl bu aşamaya geldiğimizi hatırlamıyorum. Ama kısa zamanda geldik ve çok yakın olduk. Cemal bu sıralarda Maliye Müfettişliği'nden istifa etmiş. Bir yazar olarak yalnız yazdıklarıyla geçinmek istiyor. Deneyecek, ‘oluyor mu' diye. Papirüs'ü yeniden yayınlamaya (ve ondan da bir şeyler kazanmaya) hazırlanıyor. Bu arada Tomris Uyar'la birlikte yaşıyorlar. Tomris'in babası varlıklı sayılacak bir avukat. Çeşitli mülkleri arasında Taksim'de (galiba Talimhane'deydi) bir bodrum katı var; Cemal'le Tomris orada oturuyorlar.

“…Tomris'le ayrılmanın Cemal'i kötü etkilediğini anlatayım. Cemal, içinde erotizm barındırmayan bir hayat yaşayamazdı. Onun için çeşitli ‘aşk'lar yaşamaya devam etti. Bu aşklardan biri de bu yakınlarda hayatını kaybeden Zühal Tekkanat'tı. Onunla evlendi ve bir oğulları oldu (Sonradan Cemal'in ölümüne yol açan oğlu Emrah). Oysa Tekkanat evlenmeden önce Cemal'in dalga geçtiği zayıf bir şairdi. Cemal'le birlikte şiir yazmaya başladılar ve bunları Elif Sorgun takma adıyla yayımladılar (Cemal'in bir takma ad takıntısı vardı. Bununla ilgili izlenimlerimi ‘Şairaneden Şiirsele' kitabımda anlatmıştım).” (14 Mayıs 2023)

HAYATINDAN ENTERESAN NOTLAR

  • Cemal Süreya’nın soyismi aslında “Süreyya” şekilde çift y harfiyledir. Ancak Sezai Karakoç’la birlikte sınıf arkadaşları Muazzez Akkaya'ya aşık oldular. Birbirlerine Akkaya'ya yazdıkları şiirleri okuyan iki büyük şair, genç kadın için iddiaya girdi. Kaybeden tarafın soy isminden bir harfi eksilteceği iddiada, kim Muazzez'in gönlünü kazanırsa diğeri soy isminden bir harfi silecekti. Rivayete göre Cemal Süreyya kaybetti ve soyadındaki "y" harfinden vazgeçti.
  • O şiir babası için yazdılmadı! Cemal Süreya şöyle diyor “'Sizin Hiç Babanız Öldü mü?' adlı şiirimi babamın ölümü üzerine yazdığımı sananlar var. İlk şiirlerimdendir. Babamın ölümünden dört yıl önce yayımlamıştım onu”
  • Yine bir başka şiiri için şunları söyler, “Kars’ı da Kars’ı görmeden Paris’te yazdım. İşin tuhafı yurda döndüğümde, teftiş göreviyle gönderildiğim yer de Kars oldu”

 

Düzenleyen:  - Kültür - Sanat
Kaynak: Türkiye Gazetesi, Ajanslar
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...