‘1915’in sularında romantik sessizlik

Düzenleyen:
‘1915’in sularında romantik sessizlik

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

Ermeni tehcirini arka planına koyan yönetmen Ruben’in filmi ‘Osmanlı Subayı’, yüksek perdeden mesajlar vermek yerine romantik bir hikâyeye odaklanıyor.

Daha çekimleri başlamadan Türkiye’de gündem olan yönetmen Joseph Ruben’in filmi ‘Osmanlı Subayı’ (The Ottoman Lieutenant) 1915 hadiseleri esnasında geçen bir aşk hikâyesini merkezine alıyor. Filmin Türk seyircisinin dikkatini çeken diğer ciheti ise Ben Kingsley, Josh Hartnett, Hera Hilmar ve Michiel Huisman gibi oyuncularla birlikte Halûk Bilginer ile Selçuk Yöntem’in de rol alması.
LILLIE’NİN MACERASI
‘Dünyayı değiştireceğimi zannediyordum ama dünya beni değiştirdi’ cümlesiyle başlayan filmde, Hera Hilmar’ın canlandırdığı Amerikalı hemşire Lillie, ‘Yeni Dünya’nın ırkçı ikliminden bıkarak Osmanlı topraklarına doğru yola çıkıyor. İstanbul’a gelen Lillie’yi, menzili olan Van’daki Amerikan hastanesine ulaştırma vazifesi ise Yüzbaşı İsmail’e veriliyor. Gerilimlerin eşlik ettiği bu seyahat sonrasında Van’a ulaşan hemşire Lillie “Buralar sana göre değil!” ikazıyla karşı karşıya kalıyor. Feminist hemşire, tabii ki söylenenlere kulak asmıyor. Sonrasında da Yüzbaşı İsmail ile aralarında bir aşk ateşi alevleniyor. Fakat Amerikalı bir doktorun gönlü de genç hemşire için çarpıyor. Çatışmaların devam ettiği günlerde, Müslüman yüzbaşı, âşık olduğu Lillie için Hristiyan bir doktorla başka bir çatışmaya girişiyor... Lillie de bir dilemmanın içerisine düşüyor.
SESSİZ MESAJ...
Osmanlı Subayı, 1915 hadiselerini Ermeni gözüyle ele alan ‘The Promise’ filminin tartışmaları sürerken gösterime giriyor. Fakat film, Ermeni tehciri hakkında yüksek perdeden konuşmamayı tercih ediyor. Savaş filmi olmayan eser, şiddeti romantizm için arka plan malzemesi yapıyor. I. Dünya Savaşı ve Türkler ile Ermeniler arasında çatışmalar derinliksiz işleniyor. Ama asıl tema olan romantizm de sathi kalıyor. ‘Osmanlı Subayı’nda dikkat çeken bir husus da yoğun ‘hoşgörü’ mesajları... ‘Müslüman-Hristiyan aşkı’ klişesi üzerinden ilerleyen filmde, ‘Âdem ve Havva Müslüman mıydı, yoksa Hristiyan mıydı?’ minvalinden akıllara zarar ‘diyalog’lar var. Fakat filmin prodüksiyonu üst düzeyde. Anadolu’nun eşsiz güzellikleri de geniş kadrajlarla yansıtılıyor. Türkiye-ABD ortak yapımı olan filme Halûk Bilginer ve Selçuk Yöntem’i görmek için gidecekler ise hayal kırıklığına uğrayabilir. Zira iki usta isim, beyazperdede ancak 3-5 dakika görünüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...