HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__

Serdar Tuncer: Yitik medeniyetimizi şiirle arıyorum

Düzenleyen: /
Serdar Tuncer: Yitik medeniyetimizi şiirle arıyorum
Serdar Tuncer, Serdar Tuncer Kimdir, Haber

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

“Şiir Medeniyeti” albümü raflardaki yerini alan sunucu Serdar Tuncer “Fuzuli’nin şiirlerindeki muhabbette, Baki’nin eserlerindeki asalette yitik medeniyetimizin izleri var. O izleri arıyorum” diyor.

Ekranların vazgeçilmez isimlerinden Serdar Tuncer, geçtiğimiz günlerde şiir albümlerine yenilerini ilave etti. Bu defa bir ilke imza atan sunucu; Fuzuli, Baki ve Taşlıcalı Yahya’nın eşsiz şiirlerinden 3 ayrı albüm hazırladı... Bu sette 3 büyük divan şairinin, on ikişer eserine yer verdi. Biz de Serdar Tuncer’le bir araya gelerek, yeni albümleri üzerinden ‘kayıp medeniyetimiz’i konuştuk... 

 Albümünüze “Şiir Medeniyeti” ismini vermişsiniz. Burada hangi medeniyetten bahsediyorsunuz?
Medeniyet kelimesi bugün herkesin dilinde... Fakat “Tarif edin” dense, herkesin dili tutulacak. Bizimkisi Sadettin Ökten’in ifadesiyle İslam medeniyetinin Osmanlı yorumu... Hep Kanuni Sultan Süleyman’ın seferlerinden, Haçlıları perişan etmesinden bahsediyoruz. Tamam ama Kanuni’yi bunun dışında “Muhibbi” cihetiyle de seyretmemiz lazım. Mohaç Meydan Muharebesi’nde düşmanı bozguna uğratan Kanuni, o zaferin gecesinde kibrini yenmek için çukur kazdırıp içerisinde uyuyordu. Osmanlı medeniyeti, zaferden ziyade orada çukur kazdıran ruhtur. Osmanlıda bir çocuk ağaca salıncağını asmış, birkaç gün sonra annesi onu başka ağaca almış. Çocuk sebebini sorduğunda “Yavrum o ağaç yoruldu, biraz burada sallan” cevabını almış. İşte böyle bir medeniyetin vârisleriyiz biz.

MERCAN TESPİHİN TANESİ
Siz bu medeniyetin güzelliklerini şiirlerle anlatmak istediniz yani.

Önceleri medeniyetimizin güzel hususiyetleri, bir mercan tespihin taneleri gibi elimizdeydi. Bu tespih kopup, taneler dört bir yana saçıldı. Şimdi dönüp elimize baktığımızda tespihimiz görünmüyor. Hatta uzunca bir zamandır tespihi tutacak avuçlarımız bile yok… O dağılan mercan tespihin tanelerinden biri de şiirimiz… Diğerleri benim haddim olmadığı için bu arayışı şiirle yapmayı arzu ettim. Fuzuli’nin şiirindeki muhabbette, Baki’nin eserlerindeki asalette, Taşlıcalı Yahya’nın beyitlerindeki aşkta, yitik medeniyetimizin izleri var. O izleri arayarak kendimizi tanıma hamlesine küçük bir katkıda bulunmak istedim. Şimdiye kadar bu şairlerimizin şiirlerini albümünde bir araya getiren kimse çıkmamış. Cenab-ı Hak, muhtaç olduğum için bana nasip etti.

Albüm için çalışmalar nasıl başladı?
25 yıldır şiirle meşgul olan biriyim. İçimde senelerdir büyüyerek gelen bir aşk var. Divan şiiri de benim için diğerlerinden başka bir yerde duruyor. Bu işin başlamasında Prof. Dr. Sadettin Ökten Hoca’nın çok emeği var. Onun beyitlere yaptığı şerhler yüreğimdeki Osmanlıya ve onun şiirine olan aşkı körükledi. 

"HİÇ KOLAY OLMADI”
Çalışmalar yorucu muydu peki?

Yorucu ama zevkli bir çalışma safhası oldu. Bu albümleri meydana getirmek için binlerce gazelin arasına girdik. Fuzuli, Baki ve Taşlıcalı Yahya’nın beyitlerinden hangilerini okumak gerektiğine karar vermek hiç kolay değildi. Özellikle Fuzuli’de çok zorlandık. Manası birbirine denk düşen gazelleri birleştirdik. Seçme işinden sonra kaynaklarda farklı farklı geçen beyitleri, orijinal nüshalara bakarak teyit ettik. En son hangi şiire hangi makam gider uzun uzadıya tefekkür edip, telaffuz hususunda çalıştık. Eserde, Sadettin Ökten, Hayati İnanç, Murat Salim Tokaç, Ömer Tuğrul İnançer, Savaş Barkçin, Emrah Gökçe ve Meriç Ökten gibi isimlerin çok emeği var. 

Neden Fuzuli, Baki ve Taşlıcalı Yahya’yı seçtiniz?
Bu üç isim klasik şiirde kalbime en çok dokunan şairlerdi. Danışman hocalarımızın tercihi de böyle oldu. Ama bu albümlerin devamı gelecek. Şeyh Galip ve Nabi’nin yanında bir üçüncü şair ilave ederek yeni albüm çıkarmayı planlıyoruz. 

Serdar Tuncer: Yitik medeniyetimizi şiirle arıyorum

DİLDEN MANAYA...

 Divan şiirindeki kelimelere uzak oluşumuz dinleyici için problem oluyor mu? 
Oturup çok güzel bir yemeği yediğinizde içerisindeki domates nerede yetişmiş, ne kadar vitamine sahip düşünüyor muyuz? Lezzet almanız için bunları bilmeniz gerekmiyor. Bu misaldeki gibi, insanlar belki bu şiirleri tam olarak anlamayacaklar ama kalpleriyle zevk edecekler. Ümit ediyorum ki, bugün bir kulak aşinalığı meydana gelecek, yarın da manaya doğru çaba doğacak. 

Daha albümler çıkmadan bazı akademik çevrelerden reaksiyon aldınız…
Divan şiirini inhisarında gören, şiirin tekniğine hâkim ama manasından nasipsiz bir zümreyle karşılaştım. Bunlar başkasını tenkit etmekten iş yapamayan şahıslar. Zaten Türkiye’de bir mevzu hakkında hiçbir şey bilmemek için o sahada ihtisas yapmak yeter. Bundan mütehassısları müstesna tabii…

Son yıllarda herkesin dilinde olan “Şair yetişmiyor” sözüne katılıyor musunuz?
Bu söze katılıyorum dersem İbrahim Tenekeci, Ahmet Murat Özel, Raşit Ulaş gibi yeni parlayan isimleri nereye koyacağım? Güzel arkadaşlar var. Fakat şiirde kendi üslubunu bulacak kadar kavi zatları yetiştirebildiğimizi söylemek için daha erken. Bunu zaman gösterecek. 

Tasavvufu bilmeyen Baki’yi anlayamaz

 Tasavvuf, şiirle medeniyet arayışımızda nerede duruyor?
Çok mühim bir yerde duruyor. Tasavvuftan nasibi olmayan kimse divan şiirini hakkıyla idrak edemez. Fuzuli’den, Baki’den ve Taşlıcalı Yahya’dan süzülen bu manayı anlamak için tasavvuf şart. Tasavvuf da İslam’dan ayrı bir şey değil... 
Şiir albümünüzde musiki-yorum dengesi nasıl kuruyorsunuz?
Şiirin kendi içerisinde zaten bir ahengi var. Ona fazladan kattığınız her şey bu ahenge kastetmek demek. Böyle alışıla geldiği için şiirlerimin altında musiki koymak zorunda kalıyorum. 

Serdar Tuncer: Yitik medeniyetimizi şiirle arıyorum

Ekranlardan çok sıkıldım

 Daha evvel “60 yaşa 61 kitapla ulaşırsam gözlerimi huzurla kapatabilirim” demiştiniz. Hedefiniz hâlâ aynı mı?
Ben de son günlerde bunu düşünüyorum: Çok kitap bırakmak mı, yoksa doğru birkaç eser mi? Galiba düşüncelerim kemiyetten keyfiyete doğru kaydı. Ama  61 kitabım olursa hamdederim.  

Bu ramazan, programa çıkmama kararı aldınız. Artık daha çok yazan çizen bir Serdar Tuncer’le mi karşılaşacağız? 
Bunu ilk defa sizin arayıcılığınızla paylaşayım. 20 senedir ramazan programlarında yer alıyorum ama artık sıkıldım. Ben ekranda ulvi şeylerden de bahsetsem kendimi hayvanat bahçesinde, kafesin içindeki bir maymun gibi hissediyorum. Alkışlar, reyting raporları bana atılan fıstık gibi geliyor. Ekrana her çıkışımdan önce “Benim burada ne işim var” diye düşünüyordum. Buradan rızkımı kazanıp gönüllere dokunma fırsatı buldum ama artık yeter. Şimdi Serdar’ı adam etme derdine düşmüş bir ‘Serdar’ olacağım. Bu yüzden tefekkürler, okumalar ve yazıp çizmelere vakit ayıracağım. 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...