Ulkay: Oscar’ı alırsak sürpriz olmayacak

Düzenleyen:
Ulkay: Oscar’ı alırsak sürpriz olmayacak

KÜLTÜR - SANAT Haberleri

Ülkemizin bu yılki Oscar adayı ‘Ayla’nın yönetmeni Can Ulkay, umutlu konuştu: Yurt dışı gösterimlerindeki pozitif yorumlar beni çok heyecanlandırıyor. Şansımızı pek çok yabancı dilde Oscar adayı filmden daha yüksek görüyorum.

MURAT ÖZTEKİN

Türkiye tam 54 yıldır çeşitli sinema filmleriyle, Oscar adıyla bilinen Akademi Ödüllerinin kapısını çaldı ancak bir türlü altın heykelciğe uzanamadı. Ne Nuri Bilge Ceylan’ın tecrübeleri, ne de ‘Eşkıya’, ‘Susuz Yaz’ ve ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’ gibi şaheser filmler ‘Akademi’nin iltifatını kazanabildi. Ancak Türkiye’nin Oscar’ı alabilmek için bu sene iddialı bir namzedi var. Yönetmen Can Ulkay’ın hâlâ hayatta olan Kore Gazisi Süleyman Dilbirliği ile Koreli bir kızın yaşadıklarını anlattığı ‘Ayla’ filmi, üniversal ve duygusal hikâyesiyle dikkat çekiyor. Biz de yönetmen Ulkay ile ‘Ayla’ filmi üzerinden bir sohbet gerçekleştirdik.

Gerçek bir hikâyeden yola çıktığınız ‘Ayla’nın fikir safhası nasıl oluştu?
Güney Koreliler, Kore Savaşı’nın 60. yılı sebebiyle Türkiye’ye geldiklerinde Kore gazisi Süleyman Amca’dan haberdar olmuşlar ve onunla alakalı bir belgesel yapmışlar. Bu dokümanter film, çok beğenilmişti. Ayla’nın film olma fikri bu başarılı belgeselden doğdu. Yiğit Güralp, Astsubay Süleyman ile Ayla’nın gerçek hayat hikâyesini senaryoya dönüştürdü.

SAVAŞ DEĞİL SEVGİ...
Seyirci ‘Ayla’ filminde nasıl bir hikâye ile karşılaşacak?

Film, savaşı yıllarında Kore’ye giden bir Türk askeriyle orada karşılaştığı küçük bir kızın sevgi hikâyesini işliyor. Türk askerlerinden biri olan Astsubay Süleyman Dilbirliği, savaşta öldürülmüş ailesinin yanında bulup Ayla adını verdiği Koreli küçük kıza sevgiyle bakıyor. Ama daha sonra ayrılmak zorunda kalıyorlar. Film, Kore Savaşı’nın içerisindeki binlerce farklı yaşanmışlıklardan birine götürüyor bizi. Aslında bu film, bir Türk askerinin yaşadıklarından yola çıksa da, dünyanın her yerinde yaşanabilecek bir şey. Hatta bugün bile hemen yanı başımızdaki Suriye’de yaşanıyor. 

Bu filmle tam olarak temas etmek istediğiniz şey neydi?
Vicdanın ve sevginin nasıl ülkeleri buluşturabileceğini, Türk insanının güçlü ruhunu yansıtan bir gözle anlatmayı hedefliyoruz.  Bu sevgi hikâyesiyle savaşın acımasız yönlerine de temas etmeye çalıştık... 

O hâlde pek tarih anlatmak istemediniz yani?
Kore Savaşı, pek çok askerimizin hayatına mal olmuş, büyük kahramanlıklara sahne olmuş bir askerî mücadele. Ancak benim filmim, kahramanlıklardan öte bir sevgiyi ele alıyor. Bence en büyük kahramanlık Astsubay Süleyman’ın yaptıkları; yani sınırsız sevgi ve vicdan... 

‘Ayla, Türkiye’nin filmi’ 
Ayla’yı çekerken Oscar’a aday adayı olma fikri var mıydı? 

Aslında başlarken bu hikâyenin hakkıyla çekilmesi gerektiğini ve bunu başarabilirsek Oscar’a kadar gidebileceğimizi hep düşündüm. Bu durum Mustafa Uslu ile de aramızda espri konusu oldu. Kendisine, “Oscar’ı alır mıyız bilemem ama Oscar’a aday bir film çekip Oscar’a kadar götüreceğime  söz veriyorum” dedim, Mustafa Bey de “Senin bu filmi çekmen için her türlü imkânı hazırlayacağım ve  biz Oscar’ı alıp geleceğiz” dedi. Ayla, aday olduktan sonra artık tüm Türkiye’nin filmi oldu. Artık sadece desteğe ihtiyacı var.

Son yıllarda “Kelebeğin  Rüyası” ve “Kış Uykusu” gibi dram filmleriyle Oscar’a talip olduk. Siz şansınızı ne olarak görüyorsunuz? 
Hepsi Türkiye’yi en iyi derecede temsil ettiler. Biz de ‘Ayla’da sinema için gerekli en iyi şeyleri yaptık. Yurt dışı gösterimlerindeki pozitif yorumlar beni çok heyecanlandırıyor. Şansımızı pek çok yabancı dilde Oscar adayı filmden daha yüksek görüyorum. Heykelciği almamız sürprizden çok, büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı olacak bizim için...

Ulkay: Oscar’ı alırsak sürpriz olmayacak

‘Ayla’ filminde İsmail Hacıoğlu’nun yanı sıra Çetin Tekindor, Ali Atay ve Taner Birsel gibi oyuncular rol alıyor.

Anlatılacak hikâyemiz çok
Tarihî ve millî hadiseleri beyazperdeye yansıtmanın zorlukları var mı? 

Bu konuyu iki türlü düşünmek gerekiyor. Birincisi belge ve araştırma, ikincisi maliyet… Tarihî film yapmak için bu iki konunun dört dörtlük olması lazım. Artık belgelere çok rahat ulaşılabiliyor. Bu çalışmanızı prodüksiyon maliyeti olarak size verebilecek iyi yapım şirketleri ya da  cesur prodüktörlere ihtiyaç var. Biz bunu Ayla filminde tam olarak gerçekleştirdik diyebilirim. Bundan sonra daha da yükselteceğiz. Çünkü hakkıyla anlatılması gereken binlerce tarihi hikâyemiz var. Böyle olunca tarihî ve millî hadiseleri beyazperdeye yansıtmanın hiç bir zorluğu yok...

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...