HAYIRLI RAMAZANLAR

__:__:__

En taze havadisler sütunlara kazınmış

Düzenleyen: /
En taze havadisler sütunlara kazınmış
Cami, Tarihi Cami, Haber

KÜLTüR - SANAT Haberleri

Seferler, vefatlar, evlilikler, ilanıaşklar... Osmanlıda gazetelerin olmadığı yıllarda, en taze havadisler yapıların sütun payelerindeki bileziklere kazınmış. Varlığı bile bilinmeyen “bilezik yazıları” yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

MURAT ÖZTEKİN

Elçiler Şah’a gitti”, “İstanbol’da ateş vaki. Rebiü’l-ahirin on birinde oldu”, “Sûveydanoğlu Mehmed (Paşa) bile gitti”... Osmanlı İmparatorluğu’nda mezar taşlarından çeşmelere, kapılardan kitabelere kadar her yere, maziye ışık tutan yazılar işlendi. Ama gazetelerin olmadığı yıllarda, en taze havadisler yapıların sütun payelerindeki madenî bileziklere kazındı. Bir kısmı sanatkâr hakkâklar tarafından işlenen bu yazılara “bilezik yazıları” ismi verildi. Sütunlarda yer alan devasa bileziklere yangınlar, seferler, tayinler, vefatlar, şiirler, evlilikler, ilanıaşklar, dualar hatta ahlar bile yazıldı. Camilerdeki sütunların bilezikleri âdeta duvar gazetesi fonksiyonu gördü.  
Araştırmacı yazar Nazif Arıman “İstanbul’un Bilezik Yazıları” isimli kitabında işte bu enteresan yazıları ele aldı. İBB Kültür AŞ Yayınlarından çıkan eser, tarihî İstanbul camilerindeki 285 adet yazıyı, fotoğraflar eşliğinde okuyucuyla buluşturuyor. “İstanbul’un Bilezik Yazıları” eserinden öğrendiğimize göre bir kısmı sanatsal olarak üst düzey olan yazılar, usta hakkakların elinden çıkmış. Gelişigüzel yazılanların ekserisinde ise zamanın padişahına dua ve minnet temennileri yer almış. Sütun bileziklerine en çok yazı yazılan mekân ise 100 adet ile Sultan Ahmed Camii olmuş.  

HABER KAYNAĞIYDI
Sorularımızı cevaplayan kitabın yazarı Nazif Arıman, bilezik yazılarını “Muhtemelen dönemin en taze haber kaynaklarıydı” diye izah ediyor. Arıman “Devir itibarıyla özellikle ‘selatin camiler’ vatandaşın birinci derecede sosyalleşme mekânlarıydı. Matbaa henüz gelmediği için insanlar duvarlara ve ağaçlara haber mahiyetinde yazılar yazıyordu. Devrin mühim hadise ve kişileri camilerdeki sütunlara kazınıyordu. Bilezik yazılarının çok sağlıklı haber kaynağı olduğunu söylemek zor. Ancak büyük yangılara not düşülmüş, devletteki tayinler yazılmış, başka memleketlere gönderilen elçiler anlatılmış. Bütün bunlar sütunların bir iletişim vasıtasına dönüştüğünü gösteriyor” ifadelerini kullanıyor.

Yazılar tehlike altında
Tarihe ışık tutan bilezik yazılarının az bilinmekten kaynaklı  tehlike altında olduğunu söyleyen yazar Nazif Arıman şöyle konuşuyor: Bazı camilerdeki sütun bilezikleri spiralle kazındığı için üzerinde yer alan tarihî yazılar erimiş. Nuruosmaniye Camii’inde bu yapılmış. Nişanca Mehmed Paşa Camii gibi yerlerde de yazıların üzerleri boya ile kapatılmış. Maalesef bu yazıları koruma gibi bir gayretimiz yok. Çünkü çoğumuz cami sütunlarında tarihî yazılar yer aldığını bilmiyoruz. Buralarda Kasımpaşalı Osman Çelebi gibi sanatçıların yazmış olduğu oldukça estetik yazılar var. Ne oldukları bile çok kimse tarafından bilinmeyen yazıların korunma altına alınması gerekiyor. Hâlbuki Osmanlı devrindedepremde Fatih Camii yıkılınca, sütün bilezikleri muhafaza edilmiş.”

AH BİLE YAZMIŞLAR
Yazılar arasında enteresan şeylere rastladığını söyleyen Nazif Arıman “Bilezik yazıları arasında sıra dışı şeyler de var. Mesela Sultan Ahmed Camii’nin bir sütununda ‘Ah Hüseyin vah Hüseyin, dilerim Allah’ından bulasın Hüseyin’ diye bir şahsa edilen intizar yazılı. Adamın artık canı ne kadar yanmışsa, sütun bileziğine işleme ihtiyacı hissetmiş” diyor.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...