Beşiktaş rengini belli etti

Düzenleyen:
Beşiktaş rengini belli etti

SPOR Haberleri

Vodafone Arena ilk defa bir derbi gördü ama adına yakışır bir derbiydi.

Dostlukla başlayan, saha içi agresifliklerle ve adrenalinle devam eden ilk yarısının sarı-kırmızı, ikinci yarısının siyah-beyaz olduğu bir mücadele izledik. Beşiktaş cephesinde camianın ve kamuoyunun sesli düşündüğü ve eleştiri yaptığı en önemli noktalardan birisi “Talisca’nın yedek bırakılmasıydı!” Şenol Güneş’in bu konudaki tercihi eleştirildi, ilk devredeki tutuk futbola anlam verilemedi. Maçta gözlemlediğimiz ve Beşiktaş’ın rengini yansıtan önemli gelişmeler vardı. İşte “Kartal” gözüyle derbi analizi…

 

Sadece stoperler mi?
Geçen sezonu şampiyon tamamlayan Beşiktaş’ın bu sezonki en büyük sorunlarından birisi savunma anlamında görünüyor. Gerçek orijini stoper olan Marcelo var. Tosic ise aynı zamanda sol bek özellikli. Savunmayı sadece stoperlere bağlamak haksızlık olur çünkü Marcelo Guedes sadece işin tutan tarafında değil ayın zamanda atan tarafında da… Takımsal anlamda savuma yönü zayıf… Forvet ve hücum bu anlamda defansı yalnız bırakıyor.
Bruma’ya saygı duyuldu
Bruma’nın siyah-beyazlı futbolcuların neredeyse hepsini ipe dizerek attığı gol aslında savunma anlamında Beşiktaş’ın durumunu özetliyor… Soldan içeri doğru kat eden Portekizli 4-5 oyuncunun bakışları arasında ceza sahasına daldı ve golünü attı… İşin özeti, büyük ve Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden bir takım “Messivari” bir golü artık günümüzde pek yemiyor. Yese bile orta alandan başlayan bir driplingle değil. Bu gol aynı zamanda savunma ile orta alan arasındaki kopukluğu ve kademe anlayışını da siyah gösteriyor.
İleriden yardım gelmiyor
Şenol Güneş’in basın toplantısında da altını çizdiği eleştirdiği bir nokta… “Takım topu kaptırdığında veya rakip hızlı hücuma çıktığında bir takım savunma anlamında ne yapabilir?” sorusunun cevabı derbide verildi. Beşiktaş bu anlamda sınıfta kaldı ve rakibe müsade etti, Galatasaraylı oyuncular ise sarı kart pahasına faullü madahalelerde bulundu. Siyah-beyazlılar, hücum gücündeki zenginliğini, defans anlamında hiç gösteremedi ve pozisyon almada ağır kaldı. 
Yüksekten düşüyor!
Beşiktaş, Galatasaray karşısında ilk yarıda tanınmaz halde olmasının sebebi aslında erken yediği gole bağlıydı. Devreye kadar neredeyse tüm takım sahada yok gibiydi. Bir türlü ritim tutturamadı, psikolojik reaksiyon veremedi ve rakip Galatasaray’ın oyununu izledi. Nereye kadar? İkinci yarının son yarım saatlik bölümüne kadar. Mental anlamdaki düşüş oyuna da yansıdı ve ataklar organize olmaktan çok bireysel bazlı ön plana çıktı. Takımın gardı bir anda düşmüştü.

BEYAZ

Kulübedekiler hazır Pes etmeyen bir Kartal ruhu

İç sahadaki taraftar gücü Şenol Güneş’in hamleleri

 

Herkes emre amade!
Geçelim siyahın beyaz kısmına… En önemli ve dikkat çeken nokta yedek kulübesi… Şenol Güneş, devreyi 2-0 geride bitirmesinin ardından ilk yarının dökülen iki ismini kenara aldı… Talisca ve Aboubakar, oyunun Beşiktaş’a dönmesini sağladı. Beşiktaşlı oyuncuların göreve hazır bir şekilde beklemesi ve süre aldığında bunu sonuca çevirmesi her teknik adamın ve takımın isteyeceği bir özellik. Şu anda Kartal’ın pençelerinde bu fazlasıyla var görünüyor.
Asla maçı bırakmıyor
Beşiktaş’ı diğer takımlardan ayıran en büyük özelliklerden birisi de belki de mücadeleyi bırakmaması sonuna kadar tabelayı değiştirmek adına reaksiyonda bulunması… Her ne kadar Galatasaray mücadelesinde erken gelen gol psikolojik olarak düşüşe ve büyük oranda maçtan kopuşa sebep olsa da siyah-beyazlıların tek kaybetmediği “Kartal ruhu.” 2-0’lık farkı kapatabiliyor ve buna taraftarını da inandırıyor. Ki maçın galibiyete dönmesi bile mümkündü. Puan kaybedilse bile taraftar mücadeleyi alkışlıyor.
Öyle bir baskı oluyor ki...
Durdurulamayan, önlenemeyen  ve farklı galip olsa bile takımın hücum oyununu bırakmamasını isteyen bir güç bu… Beşiktaş taraftarı farkını yeni stadı Vodafone Arena’da fazlasıyla gösteriyor. Azınlık olan ve 2-0’da “oley” çeken rakip takım taraftarının sesini bastırıp takımına güç veriyor, baskı oluşturuyor… Cenk Tosun’un söylemi de bu olayı ve ambiansı özetliyor: Burada çevirememeyeceğimiz maç yok. Çünkü 40 bin Kartal yanınızda…
Hoca, izliyor, görüyor hemen eyleme geçiyor
Yıldız parlatıcısı Şenol Güneş derbi sonrası bazı kesimlerin hedefindeydi. Eleştirinin sebebi Talisca’nın yedek başlamasıydı. Güneş bu konuda “Talisca ile başlasam ve ilk yarı 2-0 olsa bu kez farklı eleştiri gelecekti” mesajını verirken kendi düşüncesinin doğruluğunu savundu ve arkasında durdu. Başarılı teknik adam her ne kadar inandığı doğru ile başlasa da skora ve oyuna dayalı olarak maçı okudu, Talisca ve Aboubakar hamlesi ile “doğrusunu” ispatladı.

GRİ

Formsuz yıldızlar (2O, 1Q), Kalecilerin skoru tutamaması

Orta ikilinin defansif olması, Bir Gomez’in olmaması

2O, 1Q formülü tutmadı!
Beşiktaş’ın rengini etkileyen önemli isimler vardı… Oğuzhan Özyakup, Olcay Şahan ve Ricardo Quaresma… Mesut Özil’in “Premier Lig’de oynar” dediği Oğuzhan, rakibin üçlü baskısı altında kalitesini ortaya koyamazken Olcay Şahan etkisiz ve yetkisiz kaldı… Ricardo Quaresma da Kartal’ın kanadını kıranlardandı… Şenol Güneş’in gelmesiyle birlikte bireyselliği kırılan ve takım oyununa dönen Portekizli derbide eski günlerine dönmüş gibiydi, hem formsuz hem de bencilliğiyle dikkat çekti.
Atiba-Gökhan İnler ortaklığı
Hem iyi hem kötü bir durum ön liberonda kaliteli iki futbolcunun olması. Bir yanda geçen sezona damga vuran gizli kahraman Atiba, diğer tarafta yeni gelmesine rağmen müthiş işlere imza atan Gökhan İnler. İki futbolcunun da kesiciliğinin ön planda bulunması artı ancak Beşiktaş gibi hücumu seven ve oyunu rakip yarı alana yıkan bir takım adına fazla lüks gibi. Bunu zaman ve rakipler gösterecek. Maça göre ikiliden birinin kesilmesi söz konusu. 
Kalecilerin skoru tutamaması
Tolga Zengin yediği hatalı goller sebebiyle taraftarın hedefindeydi… Benfica maçında hem hatalı gol yedi hem de 1 puanda yaptığı net bir kurtarışın etkisi vardı. Teknik ekip camianın nabzını da dikkate alıp ibreyi şu an için Fabricio’ya döndürdü ancak o da beklenilen güveni veremedi. Derbide kalesinde iki gol görürken Beşiktaş’ta herkesin hem fikir olduğu bir gerçek belgelendi: “Bir Musleramız yok. Olsa hem maçı hem skoru tutarız, yüksek uçarız…”
Bir Mario Gomez’in olmaması
Sadece tutanın olmaması mı Beşiktaş’ta soru işareti… Atan da öyle. Cenk Tosun 5. golüne ulaştı ancak Mario Gomez bitiriciliğinin hasreti çekiliyor. Alman forvet finalleri iyi yapıyordu ve sadece bununla da kalmıyordu. Hem rakipten iki kişiyi yanına alıp sürüklüyor ve arkadaşlarına boş alan açıyordu hem de topu dinlendiriyordu ve fizik üstünlüğünü de kullanarak aldığı topu kolay kolay vermiyordu. Aboubakar şu an için o tarz sinyaller veriyor ancak henüz sürekliliği yok.

 

 

 

 

Düzenleyen:  - SPOR
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...