Kandesin Dorya?

A -
A +

Barbaros Hayreddin Paşa, Kuzey Afrika'da sayısız ihanet yaşar ama müminleri her seferinde affeder ve bir şekilde hizaya koyar. Bu hoşgörü semeresini verir, İspanyol kâfirine karşı birlikte cihad etmeye başlarlar. Bu arada İspanyol Kralı da boş durmaz, Andre Dorya adlı bir amiralin komutasına sayısız tekne ve hesapsız gemici verip "Barbaros efsanesini" bitirmeye kalkar. Hızır Reisin bir karakulak (casus) gemisi vardır ki safi incir ağacından yapılmıştır. Suyun üzerinde yılan gibi kayar, öyle ki kuş olsalar tutamazlar. Bu gemi Andre Dorya'nın donanmasını bulur ve haberi Hızır Reis'e ulaştırır. Anlatılanlara bakılırsa 120 gemileri vardır. Barbaros onları 80 parça gemiyle Preveze önlerinde karşılar. Ancak Türk donanması liman içindedir, düşman donanması deryaya bakar. Görünüşte onlar daha avantajlı durumdadırlar. Düşmandan çekinmeyin! O güne kadar Barbaros Hayreddin ile birlikte dövüşmeyenler 40 gemilik üstünlüğü ciddiye alır, tedbir ararlar. Hızır Hayreddin onları toplar ve "Oğullarım" diye söze başlar. "Gelin müşavere yapalım ki Resul-i ekrem efendimizin sünnetidir. Akıl akıldan üstündür kim ne tedbir bilirse söylesin." Bakar içlerinden bazıları tereddüt içindedir, öne çıkar ve "Kâfirlerden çekinmeyin" der, "değil 120, 220 tekne de olsalar farketmez. O ki biz Cenab-ı Hakka güvenip yola çıkmışız, onun inayeti yanımızdadır. Siz sadece dua edin ve sadakatten ayrılmayın." Hızır Reis de dediği gibi yapar, sabahlara kadar ibadet eder, sehere doğru biraz dalar. Rüyasında bir küheylana binmiş nur yüzlü bir velî görür. Ona bir peştamal dolusu balık uzatıp "al bunları Sultan Süleyman'a ver" der ki; bunlar düşman tekneleri olmalıdırlar. Sonra beyaz üzerine yeşil rika hattı ile yazılmış bir name verir ki gül kokar. Üzerinde "Nasrun min Allahi ve fethun karîb ve beşşirli mü'minâne yâ Muhammed" yazar. Hakikaten sabah öyle bir nusret rüzgârı çıkar ki düşman tekneleri kaplumbağa gibi kalır, İslam tekneleri şahin gibi uçar. Dahası onlar sis içinde bunalır, leventlere oyuncak olurlar. Barbaros küçük tekneleri küçük teknelerin, büyük tekneleri büyük teknelerin üstüne salar. Küffar cihetinde panik ve şaşkınlık kopar. Barbaros, padişah atiyyesi (hediyesi) Tîg-i ateştabı (kılıcı) çeker, önce tüfenkleri boşaltıp yalın kılıç hücuma kalkar. Kelleler bostan misali yuvarlanır, parmaklar dülger yongası gibi uçar. Kefereler firara başlarlar. 36 tekne zaptedilir, 2175 kâfir esir edilir, boğulup cehennemi boylayanlar sayılamaz. Müslümanlar sadece 400 şehid verip büyük bir zafere imza atarlar. Bir Turgut uğruna... Bir sabah Ceneviz güne uyanmadan 7 üç hilalli gemi limana girer ve bir anda Doç'un sarayını vurup, bacalarını uçururlar. Cumhurbaşkanı büyük bir telaşla kalkar ve beyaz bayraklı bir sandalla gelip "mal mülk ne istiyorsanız vermeye hazırız" diye kıvranmaya başlar. Barbaros üç kelime kunuşur o kadar: "Bana Turgut'umu yolla!" Doç bir asker selamı çakar, kırbaç altında kürek çeken Turgut ve Salih Reisleri derhal salar. Turgut el öperken "bu kadar zahmete değer miydik baba" diye fısıldar. Hızır Reis "bir mücahid dünyalar değer" der ve Cenevizlilerin altınına elmasına bakmadan deryaya çıkar. Kafirler iki forsa için göze alınan seferi anlayamaz, ardlarından boş boş bakarlar. "Aramızda Turgut Reis, mekânımız derya deniz, Öcümüz komaz alırız, bize Hayreddinli derler..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.