Pamuk şekeri mi demir leblebi mi? Kanada

A -
A +

Kanadalı yazar Merrill Denison: Amerikalılar Kanada hakkında iyi niyetli ve cahildir, Kanadalılar ise ABD hakkında art niyetli ve bilgili!

 

 

 

Haritada büyük görünen ülkelerin çoğu çöl ya da buzuldur.

 

Antarktika’nın 14 milyon km²si bembeyazdır mesela, sadece 280 bin km²nin (ellide bir) toprak vardır altında

 

Rusya 17,1 milyon km² ile dünyanın en geniş ülkesidir ama büyük kısmı çok az insan barındıran Sibirya. Kışın kar buz yazın sinek batak.

 

Pamuk şekeri mi demir leblebi mi? Kanada

 

Kazakistan toprakları geniştir lakin SSCB’nin nükleer testleriyle zehirlenir.

 

Cezayir çölleri de Fransızların atom denemeleri yüzünden kanser kusmakta.

 

“Hem semiz, hem temiz” derseniz bir ülke geliyor aklıma: Kanada!

 

9,98 milyon km²’lik alanı ile dünyanın 2. büyük ülkesi ve yarısı orman. Sadece tomruk satsalar ayakta kalırlar. Yeryüzündeki göllerin %60’ı Kanada’da, üstelik derin ve serin, sayıları da 2 milyon civarında (Tübitak). Bu büyük bir nimet, Avrupa bile kuruyor zira.

 

Kanada- ABD sınırı Atlantik’ten Pasifik’e (denizden denize) yaklaşık 8.900 km. Edirne’den Van’a gitçen gelcen, gitçen gelcen, gitçen kalcan işte o kadar.

 

Sahil şeridi ise 200 bin km’den fazla. Eh, körfezler burunlar çok olunca... Sadece Kuzey Buz Denizi’nde 36.500 adası var, daa ne diym sana?

 

Pamuk şekeri mi demir leblebi mi? Kanada

TRUMP’IN BOYUNU AŞAR

Trump sizi 51’inci eyaletimiz yapacam, başınıza vali koyacam derken üfürüyor boşuna. Sen git önce 36 trilyon borcunu öde, sonra geç mikrofon başına!

 

Kaldı ki karşındaki aşşamaale değil, birçok sektörde başa oynayan bir dev, üstelik İngiliz Milletler Topluluğu çatısı altında.

 

Dünyanın 3. büyük petrol, 4. büyük gaz ülkesi, OECD ve G-7 üyesi. Zengin mi zengin altın, nikel, elmas gibi kaynaklardan yana..

 

ABD’nin hiçbir şeyine muhtaç değil, istese uranyum satmaz, santrallerini zora sokar.

 

Kanada şelalelere türbin takan bir ülke. Elektriğin %59’u akan sudan. Fişi bi çekse Washington’u krize sokar o dakka.

 

Nükleer enerji ve yazılımda iddialılar. Önemli bir çelik üreticisi sonra, malının %83’ünü ABD’ye satar. Havacılık ve oto sanayiinde ciddi oyuncu, ünlü markalara parça sağlar.

 

Toprakların %89’u devletin, geniş arazilerde makinalı tarım yapar. Forbes listelerinde 56 megaşirketi var.

 

Kanada’nın Kyoto Protokolü’ne uyması manasız, yanında ABD gibi tabiata saygısız bir komşu olunca. Delinen ozon tabakası, kömürlü santraller, asit yağmurları, kimyevi madde yüklü sular. 

 

Pamuk şekeri mi demir leblebi mi? Kanada

YEDİ YIL SAVAŞLARIYLA

Efendim Kanada binlerce yıldır yerlilerin yurdu, ki bunların Türk olma ihtimali hayli fazla. Solukbeniz katliam yapa yapa yayılır, sırf Kızılderilileri zora sokmak için bizonları kırar. Büyük şef çok şaşar buna “son geyik ve balık tükenince mangır mı yiyecekler acaba?”

 

Kanada 16. yy’dan itibaren İngiliz ve Fransızların dikkatini çeker, birlikte göç ederler. Sonra aralarında niza çıkar.

 

Yedi Yıl Savaşları bir nevi cihan harbidir. Bir tarafta “İngiltere, Portekiz, Prusya...” Öbür yanda “Fransa, Avusturya, İsveç, İspanya, Rusya.”

 

Fransızlar “Avrupa’da muzaffer olalım kâfi” derler, “koloniler kolay ondan sonra.”

 

İngiliz ise uçlarda güçlenir donanma dolandırır uzak sularda.

 

Neticede Mösyö yenilir, Amerika ve Hindistan’daki sömürgelerini kaptırır Britanya’ya (1763) ki Neu Fransa da vardır aralarında.

 

İngiltere Yedi Yıl Savaşlarına çok masraf etmiştir, borç gırtlakta. Bunu kolonilerden tahsile kalkar ve isyan kopar (Bkz: Boston Çay Partisi). Ortalık karışır, ABD diye bir ülke doğar hiç yoktan.

 

Peki Kraliyet’e sadık kalanlar? İşte onlar kuzeye çekilirler, Kanada’ya.

Pamuk şekeri mi demir leblebi mi? Kanada
Boston Çay Partisi

VURDU MU OTURTUR

Bir ara ABD Başkanı James Madison, İngiltere’ye savaş açar, Kanada’ya çökecektir hesapta. Ancak İngilizler ABD gemilerine el koyar, 6 bin denizciyi zincire vururlar. Yetmez Ohio’da Kızılderilileri ayaklandırır, Beyaz Saray ve Kongre binasını yakarlar. Amerikalı Babdist ve Metodistlere karşı Anglikan Kilisesi’ni kurar, köprüleri atarlar.

 

ABD ordusu milis güçlerini bile aşamaz, madara olur sahada. Oturur Gent Anlaşmasını imzalar paşa paşa (1815)

 

1837’de Ontario ve Quebec halkı demokrasi talebiyle ayaklanır. Kraliyet hiç acımaz, kafalarını kopartır saltanat uğruna. İşte böyle böyle “Demokrasi Beşiği” olurlar (!) sonunda.

 

Kanada Amerikan iç savaşında bitaraf görünse de konfederasyona (güneylilere) omuz çıkar. Niye? Çünkü güçlü bir Kuzey Amerika görmek istemez yanı başında. İngiliz menfaatine bakar, pamuk karşılığı güneylilere silah satar. Mesela CSS Alabama fırkateyni, ABD birlik gemilerine nefes aldırmaz, 65’ini dibe yollar.

 

Güneyli gerillalar Kanada’yı üs edinir, Amerikan vapurlarını kaçırır, Vermont ve St. Albans’ta Amerikan bankalarını soyarlar. Yakalansalar da Kanada mahkemesi tarafından salınırlar.

 

Savaş sonrası ABD Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Sumner, 2 milyar dolar savaş tazminatı ya da Kanada’nın ABD’ne devri hususunda baskı yapsa da tahkimden 15,5 milyon çıkar anca. Ver sevinsin fukara.

 

 

Düşmanlık aşikâr

 

 

Alaska satın alındığında Amerikan Dışişleri Bakanı H. Seward, Pasifik sularını eli altında tutmayı planlar. Bilahare Britanya Kolombiyası, Red River Kolonisi (Manitoba) ve Nova Scotia’yı ilhak edecektir aklı sıra. Bütün bunlar Kanada’nın öfkesini kabartmaktan başka işe yaramaz.

 

Yıl 1870. İrlandalılar “Fenian Kardeşliği” adlı bir tehdiş örgütü kurar, sağa sola saldırırlar. ABD vaziyetten vazife çıkarır “Alın İrlanda sizin olsun” der “Kanada’yı bize bırakın ama!”

 

1890’larda ABD kiliseleri çok eşliliğe tavır koyar, Mormonlar da pılıyı pırtıyı toplar, Kanada’yı mekân tutar. Al sana bi muhalif daha!

 

Pasifik’teki fok ve balina avcılığı, Alaska’daki hudut anlaşmazlıkları... Sıkıntı bitmez ikisi arasında.

 

Gerginlik çıktıkça gümrük tarifeleri zıplar. Kanada, sanayileşmeyi teşvik için koruyucu vergiler de koyar ayrıca.

 

Altına Hücum günlerinde on binlerce Amerikalı postu Cariboo, Fraser Kanyonu, Britanya Kolombiyası ve Yukon’a yayar. Hadise tahkime gider. İngiltere delegesi ABD lehine oy kullanınca Kanada’nın kanı donar.

 

Yıl 1911. Amerikan aleyhtarlığı zirve yapar. Çünkü yerli imalatçılar çok uluslu tröstlerle rekabette zorlanırlar. Muhafazakârlar bunu kullanır “Yankee ile ne ticaret, ne de pazarlık” sloganına sarılırlar.

DÜNYA SAVAŞLARINDA

  1. Cihan Harbi başında ABD tarafsızdır, İngilizler her yola başvurur, çeker bataklığa (Nisan 1917).
  2. Dünya Savaşı yaklaşırken Başkan Roosevelt “Başka bir gücün Kanada’yı işgaline seyirci kalamayız” der, sopa gösterir Almanlara. O sıra Kanada Başbakanı pek kale alınmaz, ekseri İngiltere konuşur onlar adına. Mesela Churchill ve Roosevelt; Mackenzie’yi toplantıya bile almaz, aşağılarlar açıkça.

Kanada, Alaska Otoyolu inşasına katılsa da ABD ile serbest ticareti baltalar, Berlin hava köprüsünde rol almaz. Bilahare Vietnam’dan kaçan firarilere kucak açar.   

 

Gel zaman git zaman Kanada güçlenir ABD’yi pazar yapar. 1971 “Nixon Şoku” ile vergi gelir ithalata. Beyaz Saray “Ottawa ile iş birliğinin sona erdiğini” söyler açıkça (1972).

 

Kanada Başbakanı Pierre Elliot Trudeau, çözümü Avrupa’da arar. Hâlbuki Carter ile uyumlu çalışacaktır daha sonra.

 

Bu sefer de kültür emperyalizmine hedef olurlar.

 

 

İtişmeler kakışmalar...

 

 

Kanada İngiliz Milletler Topluluğunun azasıdır. Kral temsilen bir Genel Vali yollar. Resmî lisan hem İngilizce hem Fransızcadır. Krice; İnuktitut, Ojibwe gibi mahallî lisanların pabucu dama.

 

Kanada, tek sınır komşusu ve en büyük müşterisi ABD hatırına NATO’da yer alır, elini kana bular Irak ve Afganistan’da.

 

Ülkede doğurganlık azdır ama vasıflı göçmen ve mültecilere kapı açıktır daima (2010’da 280 bin).

 

Kanada dünyanın en eğitimli ülkesidir. Gayrisafi hasılanın %5,3’ü tedrisata. Lakin beyin göçü ile fire verir, kalifiye elemanlar Amerika’ya.

 

Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) sayesinde her gün 400 bin kişi ve 2,7 milyar dolarlık mal ve hizmet Kanada-ABD arasında tur atar.

 

Soğuk Savaş yıllarında NATO’ya ilaveten NORAD altında buluşurlar. Ancak Ottawa şaibeli operasyonlarda yer almaz, gel dendiğinde yokuş yapar.

 

Vietnam gibi mesela.

 

Kanadalı siyasiler ABD’liler kadar ilkesiz ve dengesiz değildir. Güney Afrika’daki ırkçı apartheid rejimine tavır alırlar.

 

Kanada ordusu, Kore, Körfez, Kosova ve Afganistan’da ABD yanında yer alsa da halkın %71’i Irak işgaline karşı çıkar.

 

Deli dana dönemi Kanada ABD’den sığır eti almaz, onlar da Kanada kerestesine baraj koyar.

 

 

 

İrfan Özfatura'nın önceki yazıları...

 

Başbakan J. S. Thompson, ticari temaslarda vitesten atar “Bu Yankiler dünyanın en seviyesiz hırsızlarıdır” der uluorta (1888).

 

Trudeau, Amerikayı Kanada’nın millî kimliğine tehdit görür. Onlarla komşu olmayı “Fille uyumaktan beterdir” şeklinde açıklar. 

 

Bu yıl Amerika’ya giden yolcu sayısı %70 azaldı, koltuklar boş, seferler iptal (OAG). Pollara anketine göre, Kanadalıların %63’ü ABD’ye düşmanca bakar.

 

Eh çarşambanın gelişi... Otursun kına yaksın Trump.

 

Sahi ne dersiniz?

 

ABD, Kanada’nın 11. eyaleti olur mu acaba?

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.