Övülen şehir

A -
A +
Hem Arabın yüzü hem Şam'ın şekeri -2- HAZIRLAYAN: İrfan ÖZFATURA Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) Suriye'yi iki kere şereflendiriyor, Şam için dua buyuruyorlar: "Ya Rabbi Şam'ımızı ve Yemen'imizi mübarek eyle!" Şam övülmüş bir belde, insanı kuşatıp sarıyor. Menkıbeleri ile büyüdüğünüz nebilerin, sahabelerin, velilerin türbelerini görünce içiniz bir hoş oluyor. "Şeref-ül mekan bi'l mekin" demişler, mekânın şerefi yaşayanlardan ve yaşananlardan geliyor. Dedelerimiz Harameyn ve Kudüs'ün ardından Şam'ı saymışlar. Batılılar ona 'Damascus', Araplar 'Dımeşk' demiş, Türkler işe Şam-ı şerif, ya da şehr-i cemil gibi ihtiram yüklü kelimelerle anmışlar. Şam'a on bine yakın sahabe gelmiş, bir kısmı şehirde vefat etmiş. Ki bunlar arasında Bilal-i Habeşi, Abdullah bin Cafer-i Tayyar, Ebu Derdâ, Ebu Hureyre, Abdullah İbni Mektum, Dıhye-i Kelbi, Havle binti Ezve (hanım sahabi) Şurah bin Hasene, Ümmü Habibe, Ümmü Seleme, Halife Muaviye gibi (Aleyhimürrıdvan) zirve isimler var. Ehl-i beytin göz bebeklerinden Hazreti Hüseyin ve Seyyide Zeynep ona keza... İbn-i Abidin, İbn-i Asakir, Ebu Süleyman Darani gibi alimler de Şam'da medfunlar. Ve sayısız devlet adamı... Selahaddin Eyyubi, Nureddin Zengi, Vahideddin Han! ULU HAKAN'DAN Osmanlılar bu şehirde haylı iz bırakmış, sağda solda tuğralar gülümsüyor. Şam'ın Eminönü'sü Mıntıka-ı Hurra. Trafik Mercii Meydanı etrafında dönüyor. Parkın ortasında granit bir sütun. Üzerinde küçük bir cami maketi. Aaaa ben bunu bir yerden hatırlıyorum ama... Meğer Yıldız Camii imiş, telgraf hattı kurulduğunda 2. Abdulhamid Han hediye etmiş Şam'a. Abdülhamid'in bir hediyesi daha var, üstelik kendi adını taşıyor. Evet şehirde ticaretin nabzı 140 yıllık Hamidiye Çarşısı'nda atıyor. Aynen Kapalıçarşı gibi örtülü. Ve kalabalık en az Kapalıçarşı kadar. Ana artere açılan aralıklarda heyecan verici mekanlar var. Mesela şirin bir mescidin içinde Ebu Hureyre'nin (radıyallahu anh) kabri (ya da makamı) bulunuyor. Ebu Hureyre "Kediciklerin babası" demek... Efendimizden (Sallallahü aleyhi ve selem) en çok hadis rivayet eden sahabeler arasında geliyor. Bir başka aralık Nuriye Medresesine açılıyor. Burada adil, yiğit bir sultan yatıyor. Bir gönül ehli... Mahmud Nureddin Zengi! HİCAZ DEMİRYOLU Numan Ünal Ağabeyi tanıyan tanır. Bardağın daima dolu yanını gören istisna bir insan... İki kelimeyle anlatın dense "safi heyecan!" Birlikte Hicaz demiryolunun önemli duraklarından biri olan Şam İstasyonuna gidiyoruz, içi içine sığmıyor. 2.Abdülhamid 1 Eylül 1900'de başlattığı proje ile İstanbul Mekke arası 120 saata düşüyor. Hicaz ve Yemen'deki askerlerimize kolay sevkiyat yapılabiliyor. Güzergâh boyunca sadece ray döşenmiyor, köprüler, istasyonlar, hastaneler ve telgraf merkezleri de getiriliyor. İstasyon şehrin en mutena semtinde. Binaya güzel bakmışlar şu anda kitapevi, dini, edebi tarihi yayınlar teşhir ediliyor. Sağda solda İstanbul-Şam ve Şam-Van-Tahran seferlerini gösteren haritalar. Anlaşılan o ki Türkiye münasebetlerine ehemmiyet veriyorlar. MAZLUM SULTAN Son yıllarda yayınlanan kitaplar Vahideddin Han'ın Anadolu hareketini nasıl başlattığını, Türkiye'den kovulurken sadece tespihini alıp çıktığını açık açık anlatıyor. Hayatının ahirinde parasız pulsuz kalan ve bakkala kasaba olan borcundan dolayı San Remo'da na'şına el konulan (1926) mazlum sultan, Şam da (Süleymaniye Külliyesinde) yatıyor. Türbedar Mustafa "biliyor musunuz burası çok farklı bir mekan" diyor, "bunca yıldır hizmet ederim, tek haşerata rastlamadım daha. Hazirenin kendine has bir kokusu var, sadece ben duyduğumu sanırdım ama misafirler de hissediyorlar." Kanuni devrinde Mimar Sinan'a yaptırılan (1554) Külliyenin haziresinde genelde hanedan mensupları yatıyor. Bunlar İtalya'da Fransa'da yaşamak zorunda kalsalar da Şam'a defnedilmeyi vasiyet etmiş, muradlarına nail olmuşlar. Sanırım Şam için verilen müjdelerden haberdârlar... Süleymaniye Külliyesi bir ara askeri müze olarak kullanılıyordu ve külüstür Mig'ler namlularını çevirmişlerdi yarı tehditkar! Cami bakımsız ve perişandı o yıllarda.. Şu anda silahtan pusattan arındırılmış, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte onarılıyor (TİKA önderliğinde). Külliyenin bedesteni turist kaynıyor, içinde cam işleme atölyeleri, ressamlar, sanatkarlar... Cami ve hazire ziyarete kapalı ama Türk iseniz başka, kapılar açılıyor ardına kadar. KASİYUN DAĞI Şam aslında düz bir ovada uzanıyor, ortasından Bereden nehri akıyor. Yanında dik mi dik sarp mı sarp bir dağ... Kasiyun Dağı hem yeşil hem havadar. Yaz akşamları küfül küfül esiyor, çay bahçeleri cıvıl cıvıl, geç vakitlere kadar servis yapılıyor. İnsanlık tarihinin ilk katili ile ilk şehidi (Kâbil Hâbil) Kasiyun Dağında yaşamış. Zeledani denen bu mevki ziyaret ediliyor. Kırklar Mescidi etrafında 700 kadar nebinin defnedildiği söyleniyor ve 70 bin şehitten bahs açıyorlar. Şamlılar yağmur duasına burada çıkıyor.. Kasiyun eteklerinde Mevlana Halid-i Bağdadı, Muhyiddin-i Arabi, Abdülgani Nablusi gibi büyüklerin dergâhları ve kabirleri var. Ne hikmettir bilinmez gönül ehli bu mevkiden kopmuyor. Hepsi bir yana, Server-i âlem (Sallallahü aleyhi ve sellem) Suriye'yi iki kere şereflendiriyorlar. Niyetleri Şam ama ikisinde de Busra'dan dönmek zorunda kalıyorlar. Şam için dua buyuruyorlar. Allahümme bariklena fi şamina ve yemenina (Ya Rabbi Şam'ımızı ve Yemen'imizi mübarek eyle!) Meclisteki bir sahabe ilave ediyor; "Ve fi Necdina" (Necid'imizi de) Efendimiz duayı tekrarlıyorlar ama içinde Necd bulunmuyor. Övülen şehir 

BİR DAĞ, DAĞLAR GİBİ HATIRA... Şamlıların söylediğine göre Hazret-i Nuh, Hazret-i İbrahim, Hazret-i Eyyüb, Hazret-i Lût, Hazret-i Hud, Hazret-i İlyas ve Hazret-i Davud (Aleyhisselâtü vesselam) az ya da çok Kasiyun dağında yaşamışlar. Hazret-i Süleymanın sarayı da burada kurulmuş, Belkıs'ın tahtı da buraya getirilmiş hatta. Hazret-i İsa havarileri burada namaz kılmış, Yahya aleyhisselam annesi ile burada saklanmışlar. Övülen şehir 

Büyük alim ve veli Mevlana Halid-i Bağdadi Hazretleri, Kasiyun Dağı eteklerinde medfun...Övülen şehir 

SEYYİDE ZEYNEB (radıyallahü anha) Hazret-i Hasan ve Hüseyn'in kardeşi... Hazret-i Ali ve Hazret-i Fatıma'nın kızı... Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken dünyaya geliyor... Son derece zekî, akl-ı selîm sahibi. Muhteşem bir hatip, sözleri kalplere tesir ediyor. Yine Şam'da medfun bulunan Abdullah bin Cafer'le evlenmiş, Ali, Abbas, Ümmü Külsüm ve Avn el-Ekber gibi dört pırlanta yetiştirmiş. Annesi Fatımatü'z-Zehrâ'dan ve Esmâ binti Umeys'ten hadis-i şerifler rivayet eden bu güzide sahabi Kerbela hadisesine şahit oluyor, tarifsiz acılar yaşıyor. Övülen şehir 

ÇELİK BİLEKLİ, PAMUK YÜREKLİ KOMUTAN Selahaddin Eyyubi Emevi camiinin hemen yanı başında yüksek kubbeli bir türbe. Banisi Yavuz Sultan Selim Han. Yavuz Mısır seferi öncesi gelip ziyarette bulunuyor, uzun uzun Kur'an-ı kerim okuyor. Yavuz ve Selahaddin... İkisi baş başa... Ne manzara ama... Selehaddin Eyyubi'nin türbesinde iki sanduka var. Bunlardan taş olanını Alman İmparatoru 2.Wilhelm yollamış. Atmamış ama kullanmamışlar da. Büyük mücahid tahta sanduka altında yatıyor, yeşil kumaş ile örtülü olanda. Sadece Wilhelm değil birçok batılı ona hayran. Ancaaak! Ancak 1917'de Fransızlar yöreye musallat oluyor, işgal ordusunun edepsiz generali nurlu kabri tekmeliyor "Kalk Selahaddin kalk da bak" diyor, "Hıttin'in intikamı alındı, artık buradayız!" Boş laf. "Peki şimdi neredesiniz" diye sorarlar adama... Selahaddin Eyyubi büyük bir savaşçı ama affetmeyi seviyor. Sivile asla kılıç kaldırmıyor, fidyelerini ödeyemeyen esirlere kendi servetinden para dağıtıyor. Belki de bu yüzden varislerine sadece 47 dirhem bırakıyor ki 1 dinar bile değil. Şer'an fakir, hani zekat alsa yeri var! Tanıyanlar Selahaddin Eyyubi'nin yüzünde hüzünlü bir hava olduğundan dem vururlar. Bir cuma hutbesinde hatip, tebessüm etmenin faydalarını sıralar. Çıkışta Sultan Selahaddin, hoca efendinin koluna girer "Biliyorum beni işaret buyurdunuz" der, "yerden göğe haklısınız ama..." Hıçkırığını yutarak ilave eder "Söyleyin nasıl gülebilirim. Mescidi Aksamız esaret altında!" Biz şen kahkahalar atabildiğimize göre... Ah.. Ahh!.. Encamımız hayrola!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.