Merkez Bankası'nın faiz kararı ve KKM fırtınası...

Sesli Dinle
A -
A +
TCMB'nin faiz kararı beklediğimiz gibi geldi ve bizi olumlu yönde şaşırttı. İki sebepten dolayı şaşırttı: Birincisi Arjantin gibi geç kaldığımız için faiz artışının enflasyonu frenlemesi ihtimali zayıftı, ikincisi ise fonlama maliyetleri artacağı için hayat daha da zorlaşacaktı. Bu sebeple TCMB yönetimi faiz artırma işini bankalara bırakan bir yaklaşım içindeydi. Ancak TCMB yönetiminin kararlı ve doğru bir adım atması bizi sevindirdi... 
 
Böylelikle KKM konusunda atılan adımın bir karşılığı olacak diyebilirim. Eğer politika faizi bu sertlikte yükselmeseydi geçen pazar vâkıf olduğumuz ve (bir türlü çıkmayan uygulama tebliği ile) 28 Ağustos'ta başlayacak yeni KKM yaklaşımında her banka kendine göre bir nimet-külfet hesabı yaparak yola devam edecekti. Umarım KKM'den kurtulma kampanyası yan etkiler oluşturmayacak şekilde adım adım devam eder. Merkez Bankasının yeni yönetimi ilk hamlenin başarılı olmadığını görüp sertleşmek yerine "iş başa düştü" deyip yüksek bir faiz artışı yapması önemliydi. 
 
TCMB yönetimi eğer ilk adımı atmazlarsa bankacıların TL mevduat faizlerini artırmayacaklarını anladılar. Faiz yükseltme haricinde başka bir reçete üzerinde çalışmaya başlamak yerine görevlerini yaptılar. Ancak sadece bankacıların değil vatandaşların şu algısını kırmak zorundalar: 
 
> Dövize sürekli müdahale ediliyor, gerçek değerini daha bulmadı.
 
> Faiz oranları hep yükselebilir, dolayısıyla uzun vadede para bağlamanın anlamı yok.
 
> Kredideki zorluklar devam edecek...
 
Bir de bunun üzerine enflasyonun yükselmeye devam edeceğine dair yerleşmiş bir algı var diyebilirim. Bu şartlar altında bankacıların mudileri tutmak adına faizleri %40'a ya da üzerine yükseltmesini beklemek imkânsız. Çünkü kaynak maliyeti-kredi faizi makasını mümkün mertebe açık tutmak isteyecekler. Eğer Merkez Bankası kaynak sorunu bıçak kemiğe dayanır hâle geldiğinde bankaların mecburen faizleri yükselteceğini düşünüyor ise, bu yaklaşımın çok sağlıklı olmadığını söylemeliyim. Yükselen faizler büyüme üzerinde negatif tesir yapacaktır... 
 
Bakan Şimşek'in yurt dışından kaynak bulma girişimleri başarıyla sonuçlanmış olsaydı, döviz kurlarında düşüş başlar ve TCMB tasarruf sahiplerinin KKM'den dönüşünü daha önce başlatabilirdi...  
 
Tekrar ediyorum. Merkez Bankası politika faizini bu sertlikte yükseltmese idi, bankaların karşılık oranlarındaki yükselişe rağmen mevcut durumlarını muhafaza etmeye devam edeceklerini ve kaynakları kendi kriterlerine uygun şekilde "pozitif seleksiyon" ile krediye dönüştüreceklerini söylemek "falcılık" olmazdı... 
 
Yine de yukarıda bahsettiğim olumsuz algıyı kırmak için güven veren adımların atılması gerekiyor. Yani KKM uygulamasına rağmen dövizin neden yükseldiğini anlamak lazım. İnsanlara "döviz almayın" dedikten sonra TL'ye güven veren uygulamalar gerekiyordu. Şimdi de gerekiyor. Bakalım TCMB bu konuda neler yapacak? Bekleyip göreceğiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.