Tarım ve gıda fiyatları durmazsa enflasyon da durmaz...

Sesli Dinle
A -
A +
Benim hesabıma göre iki haneli çıkması gereken TÜFE tek hane çıktı ama yüksek çıktı. İTO Geçinme Endeksi rakamından sonra açıkçası yüreğim ağzımda bekledim açıklanacak rakamları. Çünkü daha önceki aylarda olduğu gibi sembolik bir TÜFE oranı çıksaydı "güvenilirlik" adına atılmış olan adımlar doğmadan ölecekti.
 
Elbette "bizim enflasyonumuz bu değil" diyecek vatandaş. Haklıdır, çünkü hayat pahalılığı TÜFE'nin çok üzerinde ve hiçbir ücret-maaş zammı buna yetişemiyor. Tekrar %50'ye yaklaşan enflasyon oranlarının derinliklerine inmek yerine, çekirdek enflasyon içinde önemli yer tutan tarım ve gıda ürünleri ile ilgili son gelişmelerle alakalı yorum yapmayı yeğliyorum. 
 
Tarımsal ürünlerle alakalı son zamanlarda ciddi bir tartışmanın yapıldığını görüyorum. Tarladan rafa kadar 10 kat hatta daha fazla artan ürün fiyatları sadece devleti değil basın organlarını da harekete geçirmiş gözüküyor.
 
Dünya gıda fiyatları sakin seyrederken, Türkiye'de gıda fiyatlarının
astronomik hızla yükselmesinin arkasında sadece maliyet unsurunun olmadığı, piyasada hâkim durumda olanların haksız kazanç elde ettikleri, sanıyorum iyice anlaşılmış durumda. Bunu daha önceki yazılarımda ve paylaşımlarımda defalarca analiz etmiştim.
 
Azıcık daha geriye gideyim: 1996 yılında savunduğum doktora tezinde tarım sektöründeki anormal fiyat hareketlerini durdurmak için nakit paranın ortadan kaldırılması gerektiğini, bugün kullanılan künye metodunun acilen uygulanması gerektiğinin altını çizmiştim. Buradaki temel amaç sadece muhtelif fiyat artışlarını veya düşüşlerini kontrol etmek kadar, tarım kesimindeki kayıt dışılığı kayıt altına almak ve buradaki kazançları doğrudan doğruya ekonomiye kazandırmaktı.
 
O zamanlar da söylüyordum bugün de söylüyorum: Bir devlet görevlisi ya da bir basın mensubu oldukça rahatça tarladan marketteki rafa kadar bir tarım ürününün nasıl fiyatlandırıldığını rahatlıkla takip edebilir. Burada iki değişik kusur işleniyor. Bir tanesi haksız rekabet, diğeri de hâkim durumu kötüye kullanmak. Her ikisinde de ne üreticinin ne de tüketicinin fayda sağlayamadığı ancak aracılarla bazı satış noktalarının fahiş kâr elde ettiği bir durum ortaya çıkıyor.
 
Etrafımdaki insanlara sürekli şunu söylüyorum: “Bırakın fiyatından şikâyet etmeyi, fiyatına razı olsanız da bulamayacağınız tarım ürünü olacak!..” Aslında bunu sadece tarım ürünü için değil mecbur olduğumuz bir ürün için söyleyebiliriz. Açıkçası yediğimiz içtiğimizden evde kullandığımız tüm ürünlere kadar, hangi fiyatın doğru olduğunu anlamakta zorluk çekiyoruz ve bu sebeple dolandırılmaya açık bir görünüm sergiliyoruz. Bu durum elbette haksız kazanç elde etmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyor.
 
Aslına bakılırsa devlete ait birçok web sitesinde bu konuda uyarılar yapılıyor ve referans fiyatlar sunuluyor ancak mecbur olduğumuz durumlarda fazla seçeneğimiz olmuyor ve mecburen fahiş fiyat ödeyerek mal ya da hizmete kavuşuyoruz. Yine de devletin otomotivden farklı sektörlere kadar haksızlıklara göz yummayacağını ispat eden adımlarını takip ediyorum ve mutlu oluyorum. Ancak olaylarla Türkiye Ekonomisi kitabında belirttiğimiz gibi, tarımla ilgili mesele maalesef 60-70 yıldır çözülemeyen bir meseledir ve bazı insanlar vatandaşın mecburiyetlerinden astronomik şekilde haksız kazanç elde ederler. Devletin mutlaka bu kişileri önleyecek gücü vardır ancak, Türkiye’nin 1950’den sonraki siyasetinde etkili olan profiller sebebiyle maalesef engellenemiyor. Kayıt dışılık, zincirleme tekelleşme, hâkim durumu kötüye kullanma ve haksız rekabet hep bu profillerin uhdesinde.  
 
Üreteni değil aracıyı koruyan bakış açısını değiştirmek ne kadar mümkün bilmiyorum ancak, şahsi menfaatlerin sürekli toplum menfaatinin önüne dikilmesini önleyecek olan devlettir, bu sebeple de görevini yapmalıdır diye düşünüyorum. Çok yüksek enflasyon oranının arkasındaki bazı gerçekleri keşfetmenin çok zor olduğunu da düşünmüyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.